İzmir'in Balçova ilçesinde, 8 Eylül'de 16 yaşındaki Eren Bigül tarafından Salih İşgören Polis Merkezi'ne düzenlenen ve üç polis memurunun şehit olmasıyla sonuçlanan hain terör saldırısına ilişkin yürütülen soruşturma, radikal terör örgütleriyle bağlantılı olduğu iddia edilen isimlere uzandı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla harekete geçen Terörle Mücadele ve İstihbarat Şube Müdürlüğü ekipleri, "Ebu Hanzala" kod adlı Halis Bayancuk ve "Ebu Haris" kod adlı Haris Karadağ'ı, saldırıyla bağlantılı oldukları şüphesiyle gözaltına aldı. İstanbul ve İzmir'de gerçekleştirilen eş zamanlı operasyonlarla yakalanan şüpheliler, savcılık tarafından tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edilmelerine rağmen, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
İstanbul ve İzmir'de eş zamanlı operasyon
Saldırının ardından başlatılan çok yönlü soruşturma, saldırgan Eren Bigül'ün bağlantılarını ve radikalleşme sürecini mercek altına aldı. Yapılan teknik ve fiziki takip sonucunda, savcılık, saldırganın ideolojik olarak etkilendiği ve yönlendirildiği değerlendirilen isimlere ulaştı. Bu doğrultuda, daha önce defalarca DEAŞ ve El Kaide gibi terör örgütleriyle bağlantısı nedeniyle yargılanan ve "Tevhid ve Sünnet" cemaatinin lideri olarak bilinen Halis Bayancuk ile cemaatin önde gelen isimlerinden Haris Karadağ hakkında gözaltı kararı verildi. 18 Kasım sabahı düğmeye basan emniyet güçleri, Halis Bayancuk'u İstanbul'daki adresinde, Haris Karadağ'ı ise İzmir'de düzenledikleri operasyonla yakaladı. Soruşturma kapsamında gözaltı kararı bulunan üçüncü şüpheli olan "Ebu Ubeyde" kod adlı İlyas Aydın'ın ise yurt dışında olduğu tespit edildi ve hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Savcılık 'tutuklansın' dedi, mahkeme 'serbest' bıraktı
Gözaltına alınan Bayancuk ve Karadağ, İzmir'e getirilerek Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde sorguya alındı. Emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edilen şüpheliler, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı tarafından sorgulandı. Savcılık, mevcut deliller ve soruşturmanın selameti açısından her iki şüphelinin de "tutuklanmasını" talep etti. Ancak, nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarılan Halis Bayancuk ve Haris Karadağ hakkında mahkeme, savcılığın talebini reddetti. Mahkeme, şüphelilerin yurt dışına çıkışını yasaklayarak ve düzenli olarak imza vermelerini içeren adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Bu karar, üç polisin şehit olduğu bir terör saldırısı soruşturmasında, böylesine kilit isimlerin tutuksuz yargılanacak olması nedeniyle kamuoyunda ve hukuk çevrelerinde şaşkınlık ve tepkiyle karşılandı.
Bayancuk'tan 'tanımıyorum' savunması
Mahkeme sürecinde Halis Bayancuk'un yaptığı savunmanın detayları da ortaya çıktı. Bayancuk'un, saldırgan Eren Bigül’ü tanımadığını, kendisiyle yüz yüze veya herhangi bir iletişim kanalıyla hiçbir temasının olmadığını söylediği öğrenildi. Saldırıyı kınadığını belirten Bayancuk'un, kendi ideolojik duruşunun bu tür şiddet eylemlerini tasvip etmediğini öne sürdüğü belirtildi. Ancak savcılık makamının, saldırganın geçmişteki sosyal medya paylaşımları, katıldığı sohbetler ve dijital materyallerinde ele geçirilen veriler üzerinden, Bayancuk ve Karadağ'ın "dolaylı da olsa" saldırganın radikalleşme sürecinde etkili olduğu yönündeki şüpheleri canlı tuttuğu ve soruşturmayı bu yönde derinleştirdiği ifade ediliyor.
Soruşturma uluslararası boyuta taşındı
Halis Bayancuk ve Haris Karadağ'ın serbest bırakılmasına rağmen, soruşturmanın titizlikle sürdüğü vurgulandı. Özellikle, şu an yurt dışında olduğu tespit edilen ve saldırının planlayıcıları arasında olabileceği değerlendirilen "Ebu Ubeyde" kod adlı İlyas Aydın'ın yakalanması için uluslararası düzeyde girişimlerde bulunulduğu öğrenildi. Aydın hakkında kırmızı bülten çıkarılması için gerekli prosedürün başlatıldığı ve Türkiye'ye iadesi için diplomatik kanalların devreye sokulduğu belirtildi. İzmir'i yasa boğan bu hain saldırının tüm karanlık noktalarının aydınlatılması ve arkasındaki tüm güçlerin adalete teslim edilmesi, kamuoyunun en büyük beklentisi olmaya devam ediyor.




