Çanakkale'nin Gelibolu ilçesinde, 16 Ağustos'ta saat 16.30 sularında başlayan orman yangını, kısa sürede tüm Türkiye'nin endişeyle takip ettiği bir felakete dönüştü. Tarihi Gelibolu Yarımadası'nın yeşil dokusunu tehdit eden alevler, şiddetli rüzgarın da etkisiyle hızla yayılarak geniş bir alanı etkisi altına aldı. Yangın ihbarının alınmasıyla birlikte, Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ekipleri başta olmak üzere, ülkenin dört bir yanından gelen takviye güçler seferber oldu.
Yangına müdahale, adeta bir ulusal seferberlik ruhuyla gerçekleştirildi. Dün itibarıyla, 12 uçak ve 18 helikopter havadan alevlerin üzerine su boşaltırken, karada ise 343 kara aracı ve toplam 1300 personel fedakarca bir mücadele yürüttü. Orman kahramanlarının bu aralıksız çabası, yangının daha da büyümesini ve tarihi alanlara sıçramasını engellemek için kritik bir rol oynadı.
Köylerde endişeli bekleyiş ve tahliye kararı
Alevlerin yerleşim yerlerine yaklaşmasıyla birlikte, bölgedeki köylerde büyük bir endişe ve panik yaşandı. Yetkililer, can kaybı yaşanmaması ve vatandaşların güvenliğini sağlamak amacıyla hızla tahliye kararları aldı. Bu kapsamda, Gelibolu ilçesine bağlı Ilgardere ve Karainebeyli köyleri ile Eceabat ilçesine bağlı Kumköy, Beşyol, Büyükanafartalar ve Küçükanafartalar köyleri tedbir amacıyla boşaltıldı.
Jandarma ekiplerinin kontrolünde gerçekleştirilen tahliyeler sırasında, vatandaşlar evlerini ve hayvanlarını geride bırakmanın üzüntüsünü yaşarken, bir an önce yangının söndürülmesi için dua etti. Yangın riskinin azalması ve alevlerin kontrol altına alınmasının ardından, boşaltılan köylerde yaşayan vatandaşların isteğe bağlı olarak evlerine dönmeye başladığı öğrenildi. Bu haber, endişeli bekleyişin yerini yavaş yavaş bir rahatlamaya bıraktığını gösterdi.
Bakan Yumaklı'dan gece yarısı gelen müjdeli haber
Türkiye'nin nefesini tutarak takip ettiği yangınla ilgili beklenen müjdeli haber, gece saatlerinde Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'dan geldi. Bakan Yumaklı, gece boyunca karadan yapılan yoğun müdahalelerin ardından yangının saat 00.15 sıralarında büyük ölçüde kontrol altına alındığını açıkladı.
Bakan Yumaklı, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Çanakkale Gelibolu yangını orman kahramanlarımızın aralıksız mücadelesi ile büyük ölçüde kontrol altına alınmıştır. Bölgede soğutma çalışmalarımız devam etmektedir" ifadelerini kullandı. Bu açıklama, yangının yayılma tehlikesinin ortadan kalktığı ve artık tamamen söndürme aşamasına geçildiği anlamına geliyordu. Ancak yetkililer, soğutma çalışmalarının yangının tamamen bittiği anlamına gelmediğini ve en ufak bir kıvılcımın yeniden alevlenmesini önlemek için bu sürecin titizlikle yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
Dron kameralarından yansıyan acı gerçek: Yeşilden siyaha dönen manzara
Yangının kontrol altına alınmasının ardından, felaketin boyutu dron ile havadan yapılan çekimlerle gözler önüne serildi. Görüntülerde, bir zamanlar yemyeşil olan ormanlık alanların adeta siyah bir örtüyle kaplandığı görüldü. Küle dönmüş ağaçlar, yanmış toprak ve hala tüten bazı noktalar, yangının ne kadar büyük bir yıkıma yol açtığını acı bir şekilde ortaya koydu.
Yeşil ve siyahın bu acı kontrastı, sadece bir ekolojik felaketi değil, aynı zamanda bölgedeki yaban hayatının da ne kadar büyük bir darbe aldığını gösteriyordu. Bir zamanlar kuş cıvıltılarıyla dolu olan orman, şimdi adeta bir "hayalet orman" sessizliğine bürünmüştü. Bu görüntüler, orman yangınlarının ne kadar yıkıcı olabileceğini ve bu tür felaketleri önlemek için alınması gereken tedbirlerin ne kadar hayati olduğunu bir kez daha hatırlattı.
Sadece orman değil, tarih de yandı
Gelibolu Yarımadası, sadece doğal güzellikleriyle değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda kilit rol oynayan Çanakkale Savaşları'na ev sahipliği yapmasıyla da büyük bir tarihi öneme sahip. Bu nedenle yangının çıktığı ilk andan itibaren, alevlerin şehitliklere ve tarihi anıtlara sıçrama ihtimali, tüm ülkede büyük bir endişe yaratmıştı.
Ekiplerin cansiperane mücadelesi, bu tarihi mirasın korunmasında kritik bir rol oynadı. Yangının Milli Park sınırları içerisinde ilerlemesi durdurulmuş olsa da, ekolojik ve tarihi dokuya verdiği zarar, ilerleyen günlerde yapılacak hasar tespit çalışmalarıyla netlik kazanacak. Bu felaket, sadece ağaçları ve bitki örtüsünü değil, aynı zamanda bir ulusun ortak hafızasının da bir parçasını tehdit etti.
Hasar tespiti ve yeniden yeşertme çalışmaları başlıyor
Şimdi öncelik, yangının tamamen söndürülmesi ve bölgede kapsamlı bir hasar tespit çalışması yapılması. Kaç hektarlık alanın yandığı, hangi ağaç türlerinin zarar gördüğü ve yaban hayatının ne ölçüde etkilendiği, bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkacak.
Uzmanlar, yanan alanların yeniden ağaçlandırılması ve ekolojik dengenin yeniden kurulması için uzun soluklu bir çalışma gerekeceğini belirtiyor. Ancak Türk halkının bu konudaki duyarlılığı ve devletin ilgili kurumlarının tecrübesi, bölgenin en kısa sürede yeniden yeşertileceğine dair umutları canlı tutuyor. Bu süreçte, doğru ağaçlandırma tekniklerinin kullanılması ve bölgenin doğal yapısına uygun fidanların seçilmesi büyük önem taşıyacak. Çanakkale, bu acı felaketin yaralarını sarmak için şimdi birlik ve beraberlik içinde çalışmaya hazırlanıyor.
