Moral bozmak gibi olmasın ama, “Yalancı Bahar” hazırlıyorlar…
Ümidimizle, korkumuzla, ayakta kalma çabamızla oynuyorlar…
Bizi Haziran’ın ikinci yarısında sokağa hazırlıyorlar.
Ölüme hazırlıyorlar…
Ölümü sıradanlaştırıp, sokağa salacaklar hepimizi…
Çünkü…
Çünkü dünyanın en kral ekonomisi bile , bu gidişe 6 ay dayanamayacak…
Çünkü; para bitti…
Para basanlar, 1 yıla kalmadan patlayacak enflasyonla.
Oluşacak büyük ekonomik durgunlukla nasıl baş edeceğini asla bilemiyor.
***
Soru çok basit.
Bir hastalık nasıl tedavi edilir?
Mikrop hasta eder, sağlık bilimciler antikor oluşturur.
Bu antikor vücuda verilir, antikor güçlü çıkarsa mikrobu yener.
Hastalık geçer.
Peki dünya ve Türkiye bunun neresinde?
Hiçbir yerinde değil.
Çünkü ilaç, antikor, ne derseniz adına, bulundu mu?
Hayır.
Bulunmadıysa bu salgın sürmektedir, sürecektir, dalgalar halinde tekrar gelecektir.
İlacı bulunmayan bir hastalığa “Bitti” denilebilir mi?
İlaç yoksa; sokağa çıkmak, “Normale döndük” demek normal mi?
Bunun kademelisi, kademesizi olur mu?
***
Virüs yayılımının yüksek risk alanlarından biri AVM’ler.
Haziran ayında açılacağı işaret ediliyor.
Hemen peşinden TFF, Haziran’da futbol oynanabileceğini söylüyor.
Benzerleri gelecek emin olun.
Madem Haziran’da bitecek, neden hastane üstüne hastane açmaya çalışıyoruz?
Neden deli gibi maske üretim hatları kuruyoruz?
Neden Sanayi Bakanı, solunum cihazlarının seri üretimine işaret ediyor?
İşkur-SGK, tüm desteklerini neden en az Temmuz’a kadar devam ettirecek?
Çünkü; hastalık bitmeyecek, salgın sürecek…
***
Her gün sonuçları takip ediyoruz değil mi?
İyileşen hasta sayısı yayınlanıyor.
İlaç olmadan hastalar nasıl iyileşiyor?
Basit; kendi kendine…
Vücut kendi drenciyle yenmeye çalışıyor, yenen yeniyor,
Yenemeyen ölüyor.
Yoğun bakım ve entübe destekleri elbette var.
Sağ olsun doktorlarımız, sağlıkçılarımız, elleri soğuk suya değmesin.
Basitçe anlatmak istediğim, ilacı yok, iğnesi yok, antikoru yok daha…
***
Sistem verilerle şekillenir. Vakalarla rota çizilir.
Dünyadaki salgınlara göz atın.
Büyük Veba salgını, İspanyol gribi,Kolera Pandemisi ne kadar sürmüş?
4-5 yıldan önce normale dönemedi dünya…
Milyonlarca insan 1997-2005 yılları arasında AİDS yüzünden öldü.
2005 ile 2015 arasında veriler stabilleşti, öylece kaldı.
Size bir şey söyleyeyim mi?
AİDS’in hala aşısı yok…
***
İlacın bulunup bulunamayacağı kim biliyor?
Biri garanti verdi de ben mi atladım?
“Bağışıklık pasaportu”, “Risksiz Sertifikası” tiyatroları yapacaklar.
Yalan… Hepsi yalan…
Ah para…
Devletler, evlatlarını göz göre göre ölüme ittirecekler.
Sakın “Bitti” diyenlere inanmayan.
Tekrar normale dönmek, en iyi niyetle 2 yıldır…
Ölmek istemiyorsan, kulaklarını tıka, mantığını çalıştır.
Ben Haziran önermesini reddediyorum…
Anlattıklarının bir adı vardır ;
“Yalancı Bahar”
Muhteşem 23 Nisan
Bir garip oldu tabii…
İçimiz buruktu hafif.
Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi, elinden gelenin en iyisini yaptı.
Kaledeki havai fişek gösterisi, Karataş civarındaki ışık gösterisi, İzmir Tube ve sosyal medya kaynakları üzerinden yayınlanan programlarla İzmirliye ulaşılmaya çalışıldı.
Tabi her iş bir tecrübe.
Havai fişek gösterisi misal Bornova’nın kuzeye bakan evlerinden görünmedi.
Balçova, Mustafa Kemal Sahil boyu ve birçok yerden görüntü alınamadı.
Bence bir dahaki sefere Yamanlar radyo antenlerinin olduğu tepeden de havai fişekler atılmalı.
Böylece Çiğli, Bornova, ters açıda kalan Balçova Narlıdere hatta Manisa yönünden dahi görüntü alınabilir.
Asıl muhteşem olan ise evlerindeki İzmirlilerdi.
Eline bayrağını alan yaş sınırsız herkes balkondaydı.
Senkron kaysa da gönüllerin senkronu tuttu.
İstiklal Marşı’nı hep birlikte söyledik…
Helal olsun sana İzmir…
Gözden kaçırmayın
Canımızla mücadele ettiğimizden gözden kaçırıyoruz.
90 bin hükümlü ve tutuklu salıveriliyor.
Maalesef içlerinde kötülüğü, kanunsuzluğu yaşam biçimi haline getirmiş olanlar var.
Nitekim çıkar çıkmaz eski düşmanlarını bulanlar, eski eşlerini öldürenler, yaralayanlar, darp edenler haber olmaya başladı bile.
Rahşan affından dün gibi hatırlıyorum.
Bir anda hırsızlık, gasp, adam öldürme, yaralama gibi adi suçlarda patlama olmuştu.
Bu çıkanların yarısı geri girmişti içeriye.
Bu döngü yaklaşım 1 yıl sürmüştü.
Derdimiz sadece korona virüs değil.
Lütfen dikkatli olun.
Hapishaneden çıkıp gidecek yeri olmayan, bir tas aşı olmayan, kısacası aç insan her şeyi yapar.
Sakın gözden çıkarmayın dikkatli olun.
GEREKSİZ BİLGİ: Dünyaca ünlü Barbie bebek karakterinin annesinin adı Margaret, baba adı George’dur.
GEREKLİ BİLGİ: Yara ve kesiklerinizin üzerine basacağınız toz şeker, duyduğunuz acının düşmesini sağlayacaktır. Şeker burada ağrı kesici görevi görmektedir.
DELİ ZİYA: Çırak ustayı sollamazsa sanat ölür. Hatalı sollarsa çırak ölür.