İstanbul Sözleşmesi İzmir Kampanya grubu tarafından yapılan basın açıklamasında, “Kadınların, LGBTİ+’ların ve çocukların eşitlik talebi ve yaşam hakkı anlamına gelen İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden kararname; hukuka aykırıdır, geçersizdir ve bizler için de hükümsüzdür. Hayatlarımız patriyarkanın propaganda malzemesi ya da cemaatlerin pazarlık konusu değildir. Tam da bu yüzden, erkekler arası bir pazarlığın sonucu olarak gördüğümüz, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını tanımıyor, kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verildi.

Sözleşmeden çekilme yetkisinin Cumhurbaşkanının tekelinde olmadığı belirtilen açıklamada, “Hukuki süreç işlemesi gerekirken ‘şahsım kararı’ ile bir gecede sözleşmeden çıkılmasının ardından Süleyman Soylu’nun ‘İstediğimiz sözleşmenin altına imzamızı atar istediğimizden çıkarız’ gibi hiçbir hukuki temele dayanmayan, akıl dışı açıklamasına İzmir’den ses yükseltiyoruz. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasını kişilerin inisiyatifine bırakan AKP Hükümetinin zihniyetini, 23 kez suç duyurusunda bulunan ve takipsizlik kararı sonrası katledilen Ayşe Tuba Arslan’dan, 18 yaşındaki mülteci kadın Asya’nın kimyasalla saldırıya uğramasından, İzmir Emniyeti’nde 2 kadın arkadaşımıza çıplak arama işkencesi dayatmasından tanıyoruz ve vazgeçmiyoruz” denildi.

Kararname Hükümsüzdür

Kararnamenin yayımlanmasının ardından kadın ve LGBTİ+’ların maruz bırakıldığı şiddet ve ölümler arttığı dile getirilen açıklamada, “Tam da bugün 5 aylık hamile olan 17 yaşındaki bir kadın, birlikte olduğu erkek Anıl Yolum tarafından bıçaklanarak öldürüldü. İstanbul Sözleşmesi’ni yürürlükten kaldırmaya çalışmak maruz bırakıldığımız her türlü şiddeti, saldırıyı ve cinayetleri onaylamak ve faillere ön açmaktır. Bir gecede kaldırmaya çalıştığınız sözleşme biz kadınların, LGBTİ+’ların yaşamlarının, haklarının teminatıdır. Yaşamlarımızı tek bir adamın kararına bırakmayacağız” ifadeleri kullanıldı.

Haklarını vicdanlarda araması gerektiğini söyleyen kişilere seslenen kadınlar, “Hayatlarımızı, haklarımızı sizin vicdanınıza bırakmıyoruz. Biliyoruz ki aileyi İstanbul Sözleşmesi değil erkek şiddeti yıkıyor ve siz erkek şiddetine bahaneler bulmakta ısrarcısınız. Sizler defalarca şikâyet etmesine rağmen “kocasıdır” diyerek kadınları şiddete mahkûm etmeye çalışanlarsınız. Tüm baskılarınıza, hukuksuzluklarınıza karşı susmuyoruz, tam karşınızda duruyoruz! Bizim Hayatlarımız sizin kalıplarınıza sığmaz. Çünkü makul ya da makbul değiliz meşruyuz. İstanbul Sözleşmesi bizimdir! Biz kadınlar ve LGBTİ+’lar bu karar geri çekilene, sözleşme uygulanana kadar sokaklardan, mücadelemizden bir adım geri durmayacağız! Var gücümüzle direnecek, var gücümüzle bağıracağız” dedi.