1-7 Ocak, Verem hastalığına yönelik toplumda farkındalık oluşturmak amacı ile Veremle Savaş Eğitimi Haftası olarak belirlenmiştir.Kamu kuruluşları ve meslek örgütlerince bildiri, toplantı,

seminer, semposıum ve kongre gibi değişik etkinliklerle hedef kitlede, bilinç ve duyarlılık yaratılmasına yönelik aktivitelerin yapıldığı bir süreç yaşanır.

Geçtiğimiz yıllarda, ülkemizde çok etkin bir mücadele ile oldukça başarılı sonuçlar alınmasına rağmen maalesef son yıllarda hastalık artış trendine girmiştir.

Verem, Mycobacterium tuberculosis isimli bir bakteri tarafından oluşturulan, bulaşıcı olan,

yüzyıllardır varlığını koruyabilmiş ve tedavi edilmediği takdirde ölümcül olan bir hastalıktır.

Mikrobun kaynağı, hastalığı aktif olarak taşıyan, tedavi olmamış bireylerdir.

Bu kişilerin nefes alıp vermeleri ve öksürükleri ile ortama yayılan mikroplar sağlıklı kişilere geçmektedir.

Ne yazık ki hastalığı alan bireyler bunun farkında olmaz ve hastalık yıllarca bir belirti vermeden inaktif formda kalabilir. Bu haldeki kişilerin ez az yüzde onu hayatlarının bir döneminde hastalığın

gelişmesi durumu ile karşı karşıya kalırlar, bunda en büyük etken kişinin bağışıklık sistemi zaafiyeti ve bazı kronik hastalıklarının mevcut olmasıdır.

Ateş, gece terlemeri, zayıflama, öksürük gibi non spesifik ve başka hastalıklarda da görülebilen şikayetler söz konusudur ama uzun süren öksürük, kanlı balgam dikkatleri bu hastalığa yönlendirebilir. Balgamda mikrobun tesbiti ve akciğer filmleri ile tanı konulabilir. Günümüzde de başarı ile tedavi edilmektedir.

Ülkemizde Verem Savaş Dispanserleri ve BCG aşı çalışmaları ile bu hastalıkla çok etkin mücadele

edilmiştir.1950 yıllarına kadar enfeksiyona bağlı ölüm nedenlerinin başında gelen ve her bin kişiden üçünü öldüren verem hastalığı, günümüzde 25 bin civarında bir hasta sayısı boyutlarına inmiştir.

Dünyada verem hastalarının büyük çoğunluğu Afrika ve Uzak Asya’da bulunmakta (yaklaşık 10 milyon) ve maalesef 1 milyonun üzerinde insan bu hastalık yüzünden ölmektedir.

Hastalığın ulusal sağlık politikaları ile kontrolünün gevşetilmesi, AİDS ve kronik hastalıkların artması ve göçler, hastalığın dünyadaki artışının altındaki en önemli parametrelerdir.

Halk arasında ince hastalık olarak da bilinen verem hastalığı, günümüzde önemini korumakta,

hastalığın önlenmesi, tanı ve tedavisi ile ilgili kurumların çalışmalarınının koordineli bir halde yürütülmesine ve tanısı konulmuş hastaların da kayıt, takip ve tedavilerinin en etkin şekilde yapılmasının ihmal edilmemesi aciliyet arzetmektedir.