TÜSİAD tarafından hazırlanan "Perakende Pazarının Geleceği ve Küresel Trendler" başlıklı kapsamlı rapor, tüketici davranışlarında yaşanan köklü değişimi ortaya koyuyor. 30 farklı ülkede toplam 23 bin kişiyle gerçekleştirilen bu geniş kapsamlı araştırma, özellikle ikinci el alışveriş konusunda dikkat çekici sonuçlar sundu.

Rapordaki en çarpıcı bulgulardan biri, tüketicilerin ikinci el ürün satın almaya yönelik tutumlarındaki güçlenme oldu. Araştırmaya katılanların yüzde 39'u, gelecekte daha fazla ikinci el ürün satın alma eğiliminde olacaklarını belirtti. Bu oran, küresel ekonomideki belirsizliklerin ve enflasyonist baskıların tüketici davranışlarını nasıl şekillendirdiğini gözler önüne seriyor.

İkinci el alışveriş tercihlerinde en önemli kriterlerden biri ise ürünün sağlıklı olması olarak öne çıktı. Katılımcıların yüzde 41'i, ikinci el ürün satın alırken ürünün hijyenik ve sağlıklı olmasını en önemli satın alma kriteri olarak gördüklerini ifade etti. Bu durum, tüketicilerin sadece fiyat odaklı değil, aynı zamanda kalite ve güvenlik odaklı bir yaklaşım sergilediğini gösteriyor.

Sürdürülebilirlik bilincinin arttığı günümüzde, ikinci el alışverişin çevresel faydaları da tüketiciler tarafından değerlendiriliyor. Döngüsel ekonomi kavramının yaygınlaştığı bu dönemde, ürünlerin yeniden kullanımı hem ekonomik hem de ekolojik açıdan tercih edilen bir model haline geliyor.

Markalar paket oyunu oynuyor: Tüketiciler fark ediyor

Raporun dikkat çeken bir diğer bulgusu ise markaların uyguladığı "gizli fiyat artışı" stratejileri konusunda. Araştırmaya katılan tüketicilerin yüzde 78'i, markaların paket boyutlarını küçülttüğünü ancak fiyatların aynı kaldığını ya da daha da yükseldiğini fark ettiklerini belirtti. Bu "shrinkflation" olarak adlandırılan uygulama, markaların enflasyonist baskıları fiyat artışları yerine paket boyutlarını küçülterek tüketiciye yansıtma çabası olarak değerlendiriliyor.

Bu durum, tüketicilerin marka sadakatinde de önemli değişimlere neden oluyor. Katılımcıların yüzde 35'i, markaları satın alma kararlarında önemli bir etken olarak görmediklerini belirtirken, sadece yüzde 12'si markaların tüketici ile güçlü bağ kurduğunu düşündüğünü ifade etti.

Bu veriler, markaların tüketicilerle olan ilişkilerini yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini ortaya koyuyor. Geleneksel marka sadakatinin yerini, değer odaklı ve şeffaf ilişkilerin aldığı bir dönemde, şirketlerin stratejilerini bu yeni gerçeklere göre şekillendirmesi kaçınılmaz hale geliyor.

Markalar, artık sadece pazarlama hileleriyle değil, gerçek değer yaratarak tüketicilerin güvenini kazanmak zorunda kalıyor. Bu süreçte, şeffaflık, dürüstlük ve sürdürülebilirlik gibi değerler, marka stratejilerinin merkezine yerleşiyor.

18,6 trilyon dolarlık dev pazar: Dijital dönüşüm hızlanıyor

TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi ve Tarım, Gıda, Hizmetler Yuvarlak Masa Başkanı İzzet Özilhan, küresel perakende pazarının 2024 yılında 18,6 trilyon dolara ulaştığını açıkladı. Bu rakam, sektörün dünya ekonomisindeki devasa büyüklüğünü gözler önüne seriyor.

Özilhan, dijitalleşme ve otomasyonun iş yapış biçimlerini köklü şekilde dönüştürdüğünü vurguladı. "Rutin işleri teknolojiye devredip yaratıcı rolleri öne çıkaran" bu sürecin, perakende sektöründe özellikle pandemi sonrası hızlandığını belirtti.

Pandemi sonrası dönemde tüketici beklentilerinin değiştiğini ifade eden Özilhan, "Tüketiciler artık hız ve deneyimi bir arada talep ediyor" dedi. Bu değişim, çok kanallı satış stratejilerinin artık ayrılmaz hale geldiğini gösteriyor. Online ve offline deneyiminin entegre edildiği omnichannel yaklaşımlar, perakende sektörünün geleceğini şekillendiren temel unsurlar haline geliyor.

Türkiye'deki durum da oldukça iddialı rakamlar ortaya koyuyor. Özilhan, ülkemizde perakende sektörünün GSYH içindeki payının yüzde 14'e yaklaştığını, sektörün 10 milyondan fazla kişiye istihdam sağladığını açıkladı. Bu veriler, perakende sektörünün Türkiye ekonomisindeki kritik rolünü bir kez daha vurguluyor.

Tedarik zincirinde esnekliğin, sürdürülebilirliğin ve yapay zeka destekli çözümlerin öncelik kazandığını belirten Özilhan, sektörün teknolojik dönüşümüne de dikkat çekti. Yapay zeka, makine öğrenmesi ve büyük veri analitikleri gibi teknolojiler, perakende sektöründe rekabet avantajı sağlayan kritik unsurlar haline geliyor.

Tarımsal destekte Yunanistan farkı: 12 milyar dolara karşı 3 milyar dolar

TÜSİAD etkinliğinde düzenlenen panelde dikkat çeken konulardan biri de tarımsal destek meselesi oldu. Gıda Perakendecileri Derneği (GPD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Önder Özpamukçu'nun sunduğu veriler, Türkiye'nin tarımsal destek konusunda yaşadığı yetersizliği gözler önüne serdi.

Özpamukçu, Türkiye'de tarımsal desteğin 3 milyar doları geçemediğini, buna karşılık Yunanistan'ın 12 milyar dolar destek verdiğini açıkladı. "Sonra niye onlar ucuz biz pahalıyız diye kavga ediyoruz" diyerek durumun çelişkisine dikkat çeken Özpamukçu, politika yapıcılara önemli bir uyarıda bulundu.

Bu rakamlar, Türkiye'nin gıda enflasyonu ile mücadelesinde karşılaştığı yapısal sorunları da ortaya koyuyor. Özpamukçu, "Enflasyonla mücadeleyi sadece talebi kısma yoluyla çözme bakış açısından çıkmamız lazım. Arzı artırma yoluyla da enflasyonu düşünebiliriz" diyerek, soruna çözüm odaklı yaklaşım önerdi.

"70 milyon insanın sırf gıda perakendecilerinin kasalarından geçtiği" bu dönemde, veri analizinin önemini vurgulayan Özpamukçu, kişiselleştirme trendinin perakende sektörünü nasıl şekillendirdiğini anlattı. "Datalar nerede ise bireyselleşecek. Siz şunu seversiniz, size şunu sunalım gibi bir yere evriliyor dünya ve Türkiye'de bundan çok uzak bir noktada değil" diyerek, sektördeki teknolojik dönüşümün hızını vurguladı.

Gıda perakende sektörünün karşılaştığı zorlukları da dile getiren Özpamukçu, "Karlılıklar törpülendi, yatırım iştahı kesiliyor. Bu alanlar yatırım isteyen alanlar" diyerek, sektörün sürdürülebilirliği için politika desteğinin önemine dikkat çekti.

Çok kanallı satış devri: Deneyim ve hız bir arada

Modern perakende anlayışında, çok kanallı satış stratejileri artık vazgeçilmez bir hal aldı. Tüketicilerin hem hız hem de deneyim beklentilerini karşılamak için markalar, online ve offline deneyimlerini entegre etmek zorunda kalıyor.

Bu süreçte, teknolojik altyapı yatırımları kritik önem taşıyor. Mobil uygulamalar, e-ticaret platformları, mağaza içi dijital çözümler ve lojistik sistemleri arasındaki entegrasyon, müşteri deneyiminin kalitesini doğrudan etkiliyor.

Emekliler zamlı maaşlarını ne zaman alacak?
Emekliler zamlı maaşlarını ne zaman alacak?
İçeriği Görüntüle

Yapay zeka destekli kişiselleştirme çözümleri, envanter yönetimi ve tahminleme sistemleri gibi teknolojiler, perakende sektöründe rekabet avantajı sağlayan en önemli unsurlar haline geliyor. Bu teknolojilere yatırım yapabilen şirketler, müşteri memnuniyeti ve operasyonel verimlilik açısından önemli avantajlar elde ediyor.

Sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk bilincinin arttığı günümüzde, perakende şirketleri bu değerleri de iş modellerinin merkezine yerleştirmeye başlıyor. Çevre dostu ambalajlama, karbon ayak izi azaltma çabaları ve etik tedarik zinciri yönetimi gibi konular, müşteri tercihlerini önemli ölçüde etkiliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ