Güvercini hepimiz biliyoruz. Ben şahsen çok severim. Tüyleri renk renk parıldayanı da var, süt gibi beyaz olanı da. Ama farklı bir kuştur. Hem size yaklaşmak ister, hem de en küçük hareketten ürker, kaçar. Çünkü saldırgan bir kuş değildir. Kavgayı, gürültüyü, kafa tutmayı sevmez.

Yani turizm gibi. İnsanlar arasında yakınlaşmayı, birbirini tanımayı sağlıyor, dostluğu geliştirip, ön yargıların ortadan kalkmasını gerçekleştiriyor. İnsanlarda hoş duygular uyandırıyor. Diğer taraftan da, tedirgin ve tedbirli…

İşte bundan dolayı turizmimiz tepetaklak. Kuş ürkmüş. Ürkmesi için her şey yapılmış. Ondan sonra da soruyorlar, bu kuş bizim çatıya neden konmaz diye… Konmaz konmaz. Para onun, keyif onun. Turizm kuşu, ürkütüldüğü yere neden gelsin ?

Samos’ta bir adet var. Tüm evlerin çatısında birer seramik güvercin var. Evlerine huzur gelsin diye. Gelmiş de. Ada huzur adası. Umarım ülkemiz de en kısa zamanda huzurlu günlere geri döner. Hepimizin beklentisi bu değil mi ?

Ülkenin birinde bir mütevazı bilge yaşarmış. Hem de her şeyi bilen cinsinden. Kendini çok akıllı sanan, iki zibidi genç de onu faka bastırmak için bir plan yapmaya karar vermişler. Bir demişki : “Ben arkama sakladığım elimde canlı bir kuş tutacağım. Canlı mı, ölü mü olduğunu soracağım. Ölü derse canlı kuşu göstereceğim, canlı derse elimle başını ezip, ölü kuşu göstereceğim. Gördüğün gibi hiç şansı yok.”

Yapmışlar da. “ Söyle bakalım bilge kişi, elimde tuttuğum kuş canlı mı, ölü mü ?”

Bilge kişi sakin cevap vermiş. “Her şey senin elinde !”

Evet güvercin çatımıza konacak mı, konmayacak mı ?

HER ŞEY SİZİN ELİNİZDE!