Bugün sitemle başlayalım yazıya...

İzmir'de trafik sorununun,

Bilinçli olarak yaratıldığı konusundaki düşünceme,

İl Emniyet Müdürü Celal Uzunkaya katılmıyor.

Ve doğal olarak da eleştiriyor.

İlk tespiti, “Haksızlık düzeyinde eleştiri...”

Ve Uzunkaya'ya göre;

Trafik sorununun,

Yüzde 20'sini denetim ve ceza,

Yüzde 20'sini altyapı (ışık, kavşak düzenlemesi vs)

Yüzde 60'ını ise trafik bilinci ve eğitim ile aşmak mümkün.

Yine Müdür Bey'in sözleriyle,

İzmir'de 600 trafik polisi görev başında.

Bir yılda yazdıkları ceza ise,

Tamı tamına 120 milyon lira...

İzmir'de trafiğe kayıtlı,

1 milyon 150 bin araç bulunuyor,

Kendileri için çizilen yüzde 50 denetimi,

Bir yıl içinde yüzde 30 aştıklarını söylüyor...

Sayın Uzunkaya'nın sözleriyle;

Trafik sorununu polisiye tedbirlerle,

Çözebilmek mümkün değil.

Bilimsel olarak bunun yolu,

Trafik bilinci ve eğitim...

Yani trafik sıkışınca zırt pırt şikayet etmeyin...

Polis işinin başında...

Öyleyse, her gün yaşadıklarımız,

Ya da her gün gördüklerimiz?

Bana sormayın, yanıtı kendiniz verin...

Asıl konumuza gelince;

AKP Genel Başkan Yardımcısı,

Prof. Nükhet Hotar Hanım,

İtalyan televizyon kanalı RAİ’ye röportaj vermiş...

Gazeteci Emanuele Fiorillii’nin,

Hapishanede olan gazeteciler hakkındaki sorusunu şöyle yanıtlamış:

Türkiye bir hukuk devletidir. Bu bağlamda hükümeti devirmeye çalışmak veya kanun dışı işler yapmak isteyen herkes ceza alır. Müteahhitlik, doktorluk veya öğretmenlik mesleği fark etmeden devlete zarar veren herkese buna göre yaptırım uygulanır. Bütün demokratik ülkelerde hukukun bu şekilde işlediği gibi bizim ülkemizde de böyle işliyor. Nitekim hiç kimse sadece gazetecilik mesleğini icra ediyor diye hapishanede bulunmuyor.”

Kendisini alkışlamak gerekiyor...

Gazetecilerin,

Hükümeti devirmeye çalışmak gibi,

İlginç bir işi olduğunu da öğrendik.

Mesela Hidayet Karaca...

Neden tutuklu?

Örgüt yöneticisi olmak,

Bir de hükümeti devirmek...

Neyle yapacaktı bu işi?

Dizi filmlerle, tartışma programlarıyla...

Peki Mehmet Baransu?

Bir zamanlar hükümetin en güvenilir,

En demokrasi kahramanı gazetecisi değil miydi?

Değilmiş demek ki...

Baransu, zamanında iktidarın,

Onca övgüsüne mazhar olurken,

Gizli gizli hükümeti de devirecekmiş...

İtalyan gazeteci şunu sormamış:

Acaba sizin şikayetinizle,

Evi, işyeri akşam saati aranan gazeteci var mı?

Varsa;

O gazeteci de hükümete darbe mi yapacaktı?