Aslında mesele finansmanın, ekonominin çökmesi.

Hem hükümetin kasasında para kalmadı hem vatandaşın.

Gönül hayata dönmeyi tabi ki istiyor.

Kırk yıllık eşini boşamaya kalkandan, intihar etmeyi düşünene kadar, insan derdi okuyorum günlerdir…

Durum bu şekildeyken; “Haydi yavaş yavaş sokağa.”

***

Gönlüme sorarsan; “Okeysiz kahvehane mi olur?” diyor…

Yancısız, geyiksiz, gülüşmesiz, gıybetsiz…

Bir çay eşliğinde eşinle dostunla sarılamadığın,

3 metre arayla kafeterya mı olur?

Plaja gittin misal; her insanı “mikrobik” görüp köşe bucak kaçarak tatil mi olur?

İzmir’deyim bilmem dışarısını.

Bilsem de çok da umursamam…

Deniz kenarında bir rakı balık yapacaksın…

22.00'de kapanan meyhane mi olur?

Saat 21.00'de dikilecek başıma; “Haydi baba evine.”

Ne söyleyeceğim adama; “Yarım ekmeğin içine koy rakı balığımı evde yerim.”

Otel hayali kurdun diyelim…

Hangi gönül rahatlığıyla yatacaksın odada.

Senden önce kim kaldı? Çarşaf nasıl yorgan nasıl?

Maçlar başlayacak şimdi…

Topçu insan değil mi?

İkili mücadeleye inanmayacağım, aklım top toplayan çocukta olacak.

Gol olacak sevinemeyecek adam…

Serbest ama yasak her şey…

Olmayacak işler bunlar da, yapacak bir şey yok…

***

Çünkü; kKim ne derse desin, toplumsal korku yüreğe oturmuş.

Herkes biliyor ki; korona hala aktif ve her an geri dönme potansiyeline sahip.

Bize diyorlar ki “Çık yavaş yavaş.”

Bunun adı “Toplu Ölüm Talimatı.”

DSİ gibi, İZSU gibi, ESHOT gibi kısaltayım…

T.Ö.T

Toplu Ölüm Talimatı…

Onu yapma, bunu yapma, ama çık…

Vaka sayıları aktif, virüs aktif, hastalık aktif, aşısı yok, “Çık para harca, başka çaremiz yok…”

***

İyi, çık; TÖT’ü unutmadan çık.

TÖT ‘e dikkat ederek çık.

TÖT’e uymazsan sağlam ceza var, aklında tutarak çık.

TÖT’ün yiyorsa çık…

Helal olsun İnce…

Muharrem İnce Haber Global denilen bir şeyde, program davetini kabul etti ve katıldı.

Programın başında Cumhurbaşkanı’na bağlandılar.

Muharrem İnce tepkisi koydu.

Biraz daha yürüdü program.

Tekrar bağlandı yayın Cumhurbaşkanı’na…

Muharrem İnce tepkisini koydu, “Korkmayın bu kadar” dedi.

“Türkiye Tayyip Erdoğan’ın tapulu malı değildir” dedi.

Kalktı gitti…

Bir kesim demediğini bırakmadı.

Ama büyükçe bir kesim İnce’nin arkasında durdu.

Evet, hala milyonlar kırgın İnce’ye.

Seçim gecesi ortadan yok olmasının hesabını veremedi çünkü.

Mesele bu değil ki; mMesele üzerimize çöken yandaş medya cuntasına karşı koyuş.

İtilen kakılan muhalefet bloklarının her türlü terbiyesizliğe rağmen bu televizyonlara gitmesi ve tavırsız kalması.

Kurulan kumpaslara, saygısızlıklara, tek sesli medyaya bir karşı çıkış İnce’nin yaptığı.

Kimseyi devrim kahramanı yapmaya gerek yok, evet…

Ama, doğru olanı da alkışlamak işimiz…

Doğru olanı yaptı.

Helal olsun Muharrem İnce.

Bu doğru mu?

Emin olsam manşet yaptıracağım.

Doğrulattıramadım…

Çünkü bilgi geç geldi, konjonktür değişmişti…

Ama kapalı sohbetlerde duydum.

Anlatayım; Banu Özdemir serbest bırakıldı.

Olayı takip ediyorum.

Çünkü bu arkadaşın yalnız bırakıldığından çok eminim.

Çünkü büyük çoğunluk CHP'linin korktuğunu hissediyorum.

Tavır alamadıklarını apaçık görüyorum.

Bir daha yazıyorum, Urla’da FETÖ’cülükle suçlanan ve göz altına alınan Burak Oğuz için, konvoylar düzenlendi, toplantılar organize edildi.

Buna karşın, Banu yalnız bırakıldı. 3-5 arkadaşı yanındaydı.

1 hafta üstünü değiştiremedi. Sonra serbest kaldı.

3-5 tanıdık ve ailesiyle evine döndü…

Öyle çok şey var ki yazmak için…

İnanın bu atmosferde, zaten zulüm gören CHP’ye zarar vermek istemiyorum.

Gelelim duyumuma…

Bu korku çemberi içerisinde, Banu’nun içeri alındığı haberi yayınlandıktan sonra, CHP İl Yönetim Kurulu’nun içerisinden bir aklı evvel; “Disiplin kuruluna verelim” diye, sözlü bir önerge verdi mi? Vermedi mi?

Vermediyse ala… Güzel…

”Bu CHP'liler pek dedikoducudur” deriz, geçeriz…

Verdiyse; şimdi “Korkaklık” ve “Arkadaşını sırtından vurma” gerekçesiyle disiplin kuruluna gitmesi gerekmez mi?

Yoksa tüzüğün “Ört bas etme maddesi” ne mi tabi olur?

GEREKSİZ BİLGİ

Antik Yunan’da zengin aile çocukları, hayatları boyunca kılsız olmaları için doğdukları anda, zeytinyağına batırılırlardı.

GEREKLİ BİLGİ

Gülmek stres hormonunu azaltır ve bağışıklık sistemi güçlendirir. 6 yaşındaki bir çocuk günde ortalama 300 kez gülerken, yetişkinler yalnızca 15-100 kere gülerler…

DELİ ZİYA

“Adam gibi adamların aldığı en büyük ödül yalnızlıktır.”