Yaşlı adamın eşi,
Evde tereyağı yapıyordu.
Kocası ise her gün,
Yakınlarındaki bakkala,
Tereyağları götürüp,
Satıyor ve geçiniyorlardı.

Bakkal adamın getirdiği,
Tereyağını hiç tartmıyordu.
Ancak bir gün “acaba” dedi.
Adam gittikten sonra,
Tereyağını tartıya koydu.

Bir kilogram yerine,
900 gramı görünce,
Çok öfkelendi.
“Yarın geldiğinde,
Bunun hesabını sorar,
Ve bundan sonra da,
Alışveriş yapmam” dedi.

Ertesi sabah yaşlı adam,
Elinde tereyağı içeriye girdi.
Bakkal sert bakışlarıyla,
“Artık bundan sonra,
Senden ve eşinden,
Tereyağı almayacağım” dedi.

Yaşlı adam üzülerek,
“Efendim bir yanlışım,
Bir hatam mı oldu?” dedi.

Bakkal sesini yükselterek,
“Efendi bana getirdiğin,
Tereyağını tarttım.
Bir kilo olması gerekirken,
Sadece 900 gram geldi.
Ayıp değil mi yaptığın” dedi.

Yaşlı adam utanarak,
Yüzü kızarmış şekilde,
Başını yere eğdi ve,
“Efendim bizim terazimiz yok.
Sizden bir kilo şeker almıştık.
Onu tartı olarak kullanıyoruz” dedi.

Öfkeden kızarmış bakkal,
Öylesine utandı ki,
Ne yapacağını şaşırdı.

Kıssadan hisse;
Böyledir işte dünya...
Kime ne ağırlıkta,
Kıymet verirsen,
Ancak o ağırlıkta,
Kıymet bulursun.