Hor gördüler, küçümsediler, yapamaz dediler, sevgi pıtırcığı diye aşağılamaya çalıştılar ama sonunda kaybettiler.

Bu kez atı alıp Üsküdar'ı geçemedi kimse.

Kazanmak için attıkları her adımı gördü, tedbirini aldı, gerekli açıklamaları zamanında yaptı ve bunu yaparken de kimseyi kırmadı.

Oyunu alsın almasın herkesin yanında, sokakta vatandaşın arasındaydı, iftar sofrasındaydı, belediye meclisinde canlı yayındaydı.

16 milyon İstanbullu'yu kucaklamaya çalıştı.

Böylece daha fazla insanın kalbine girdi, farklı görüşlerde olanların da sevgisini kazandı.

Sadece 7 YSK üyesinin oyunu alamadı.

Kazandığı seçimi iptal ettiler.

18 gün içinde yaptığı tüm başarılı çalışmalara rağmen mazbatasını elinden aldılar.

Yine de yıkılmadı.

"Kul hakkı yiyorlar. Gencim, enerjiğim, yine yaparım, yine kazanırım. Ben vazgeçmedim siz de vazgeçmeyin" dedi.

31 Mart'ta 20 bin gönüllüsü varken 6 Mayıs'ta açıklanan kararın 1 gün sonrasında 23 Haziran'da sandıkları korumaya gönüllü olanların sayısı 80 bin oldu.

İBB kendisini sosyal medyasından çıkarsa da takipçi sayısı milyonlara ulaştı.

***

MHP ve AKP İstanbul'da tüm güçleriyle İstanbul'da kamp kurup çalışacaklarını söylerlerken diğer partiler ve bağımsız adaylar, yeni bir seçim yarışına girmeyeceklerini açıkladılar.

İstanbullular'ın seçim günü kenti terk etmemesi, tatile çıkmaması için diğer illerin belediyeleri ve esnaf "23 Haziran'da kapılarımız kapalı, sonrasında başımızın üzerinde yeriniz var" çağrıları yaptı.

Seçimi kaçırmamak için nikahını erteleyen mi dersin, tatilini iptal eden mi dersin ne ararsan var...

31 Mart gecesi yaşananlar ve seçim sonuçları halkın bir şeylerin değişebileceği umudunu doğurdu.

Bugün YSK seçimi iptal etse de Ekrem İmamoğlu'nun binlerce kişi önünde 6 Mayıs gecesi yaptığı konuşmayla birlikte bu umut daha da arttı.

Ekonominin iyi gitmesinin bir hayal olduğunu düşünürsek, Ekrem İmamoğlu önümüzdeki 46 günde evine ekmek götürmekte zorlanan herkesin umuduna dönüşecek.

Ve seçimi bir kez daha kazanırsa her iki partiyi de büyük bir çöküşe sürükleyecek.

O saatten sonra da toparlanmaları çok güç.

Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı olarak başladığı yarışta artık yarının Cumhurbaşkanı olarak görülüyor.

Türkiye seçmeni, son 10 yıldır aradığı lideri sonunda buldu. Bu duruma zemini de AKP'nin kendisi hazırladı. 6 Mayıs bir son değil, bir başlangıç oldu.

Rakibi Binali Yıldırım sokakta insanların nasıl yüzüne bakacak, nasıl oy isteyecek hiç bilmiyorum...

***

Etki tepkiyi doğurur.

Bu doğanın kaçınılmaz bir yasasıdır.

Hiç bir şey tesadüf değildir.

Her yaşanan bir başkasının sonucu ya da nedenidir.

Liderler en zor zamanlarda ortaya çıkarlar.

Öfkenin karşısında cesaretle duruşları, aldıkları kararlar, kurdukları cümleler, kalabalığı artırmaları ve sürüklemeleri onları önder yapar.

Halk, CHP'ye değil artık Ekrem İmamoğlu'na güveniyor.

Artık ceplerinden alınan paraların futbol takımlarına, partilere, kurumlara, vakıflara ve cemaatlere gitmeyeceğini biliyor.

"Sanatçı, işadamı, sporcu, esnaf herkes konuşmalı. Yönetici had bildiren değil, haddini bilen olmalı" dediği için insanlar kendilerine parmak sallayıp, onları tehdit etmeyeceğinin farkında. Uzlaştırıcı ve birleştirici tarafının sözde olmadığını herkes görüyor.

Samimiyeti 7'den 70'e herkesi çekiyor.

Evet Türkiye'yi çok zor günler bekliyor.

Ama aydınlık yarınlardan umut kesmemeli...

İnanmalı ve daha iyi olmak için daha çok çalışmalıyız.

İşte o zaman "her şey çok güzel" olacak...