Eski” Türkiye'ye dönüşün ilk adımı atıldı. Aylardır merakla beklenen, 'Beka' tartışmalarıyla anlamsız bir yere sürüklenen yerel seçimleri, önemli bir toplumsal bir çatışma yaşanmadan sukünetle atlattık.

İktidarın bundan önceki seçimlerde de yapmaya çalıştığı gibi toplumu germe, dikkatleri farklı noktalara çekme çabaları bu defa tutmadı. Geçtiğimiz yıl başlayan ve bu yıl hızını kesmeden devam eden ekonomik kriz seçimin belirleyicisi oldu. Süleyman Demirel'in, 'Tencereyle gelenler tencereyle' giderler sözü tam da bu günleri anlatır nitelikte sanırım. Vatandaş, yersiz 'beka' tartışmaları yerine cebindeki yangından referans aldı diyebiliriz.

***

Ankara ve İstanbul'un 25 yıl sonra CHP'ye geçmesi artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağının en bariz göstergesidir. CHP'nin çeyrek asır sonra yakaladığı bu fırsatı iyi kullanması gerekiyor. CHP'nin İstanbul ve Ankara ile birlikte Adana, Mersin ve Antalya'yı da kazanması önemli. İzmir ve Eskişehir'den hiç söz etmeye gerek yok. Bu iki şehirde sonuç zaten belliydi.

Peki 25 yıl sonra el değiştiren belediyeler ekonomi açısından ne ifade ediyor? İstanbul ve Ankara belediye başkanlıkları sadece yerel yönetim aşkıyla açıklanamaz. 25 yıldır bu kentlerde sermayenin nasıl el değiştirdiğini, kimlerin, hangi şirketlerin önlenemez şekilde yükseldiklerini hep birlikte gördük. Bu yükselişte yolsuzluk ya da usulsüzlükler de etkili oldu gibi bir düşüncede değilim. Sonuçta her iki belediyenin de ticari işleri var ve bu işler için yaptıkları tercihler, sosyal belediyecilik çerçevesinde destekledikleri, işbirliği yaptıkları sivil toplum kuruluşları, hizmet alımları vs. o kentin ekonomisinin yapısını da ciddi bir şekilde etkiliyor.

***

Bu devasa bütçelerin ne kadar olduğunu merak ediyor musunuz? İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2019 yılı bütçesi 23 milyar 800 milyon TL, Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ise 14 milyar TL. Her iki dev bütçenin yönetimini kaybetmek iktidar partisinin bugüne kadar aldığı en büyük kayıp. Öte yandan iktidarın kaybettiği diğer büyük iller olan Adana'nın bütçesi 2 milyar 350 milyon TL, Mersin'in bütçesi 2 milyar 255 milyon ve Antalya'nın bütçesi ise 3 milyar 410 milyon TL.

İzmir'in 2019 bütçesi 5 milyar 955 milyon lira. İzmir bu bütçe ile bir İzmir Modeli yarattı. Bayındır'da kesme çiçek üreticilerini destekliyor. Süt Kuzusu projesi ile hem süt üreticilerini desteklerken hem de binlerce yavruya her ay süt ulaştırıyor. İlçelerde desteklediği festivallerle bölgelerdeki üretime ciddi anlamda destek oluyor. Urla'da hızla artan enginar üretimi bunların en güzel örneklerinden.

İşin siyasi yanı bir tarafa, şimdi bir düşünün; yaklaşık 24 milyar TL bütçesi olan İstanbul'da ve 14 milyar TL bütçesi olan Ankara'da sosyal belediyecilik adına neler neler yapılır. İzmir'de gerçekleştirilen ve gıptayla bakılan “İzmir Modeli” artık “Türkiye Modeli” olma yolunda. Bu fırsatı iyi değerlendirmek lazım.