Sonbaharın gelmesi ve kapalı ortamlarda geçirilen sürenin artmasıyla birlikte, grip salgını endişesi yeniden gündeme taşındı.
Uzmanlar, “soğuk algınlığı” sanılarak hafife alınan influenza virüsünün, her yıl binlerce kişinin hastaneye yatmasına ve ciddi komplikasyonlarla karşılaşmasına neden olduğunu belirtiyor.
Pandemi sonrası toplumun enfeksiyonlara karşı daha bilinçli hale geldiğini söyleyen hekimler, grip aşısının koruyucu etkisinin her zamankinden daha kritik olduğunu vurguluyor.
Grip, sadece bir nezle değildir
Uzmanlara göre grip, basit bir nezleden çok daha ciddi sonuçlar doğurabiliyor.
Soğuk algınlığı genellikle hafif seyrederken, grip yüksek ateş, kas ve eklem ağrıları, aşırı halsizlik ve yatak istirahati gerektiren belirtilerle ortaya çıkıyor.
Özellikle yaşlılar, çocuklar, hamileler ve kronik hastalığı olan bireylerde grip, zatürre, bronşit, kalp iltihabı gibi komplikasyonlara yol açabiliyor.
Virüsün toplu alanlarda hızla yayılması, okul, toplu taşıma ve iş yerlerinde salgın riskini katlıyor.
Uzmanlardan uyarı: “Aşı zamanı geldi”
Grip aşısının koruyuculuğu, virüsün yayılmaya başlamasından önce uygulanmasıyla doğrudan ilişkili.
Sağlık otoriteleri, aşının Eylül ortası ile Kasım ortası arasında yapılmasının en ideal dönem olduğunu belirtiyor.
Aşı olduktan sonra vücudun tam bağışıklık oluşturması yaklaşık iki hafta sürüyor.
Bu nedenle, Kasım ayına girmeden aşı yaptırmak, grip sezonu başlamadan koruma sağlamak açısından önem taşıyor.
Ancak bu dönemi kaçıranlar için, kış aylarında da aşı olmak hâlâ faydalı kabul ediliyor.

Kimler için grip aşısı zorunluluk niteliğinde?
Grip aşısı, 6 ayını doldurmuş herkes için öneriliyor; ancak bazı gruplar için hayati önem taşıyor:
-
65 yaş ve üzerindekiler: Zayıflayan bağışıklık sistemi nedeniyle ağır seyirli grip riski yüksek.
-
Kronik hastalar: Diyabet, KOAH, astım, kalp-damar hastalıkları ve kanser gibi rahatsızlıkları olanlar için aşı hayati.
-
Hamileler: Hem annenin hem de bebeğin korunması açısından gebelik döneminde grip aşısı öneriliyor.
-
6 ay – 5 yaş arası çocuklar: Henüz tam gelişmemiş bağışıklık sistemleri nedeniyle komplikasyon riski daha yüksek.
-
Sağlık çalışanları: Hem kendilerini hem hastalarını korumak için aşı olmaları gerekiyor.
Grip aşısı hakkında doğru bilinen yanlışlar
Uzmanlar, aşı tereddüdünü artıran üç temel efsaneyi şu şekilde açıklıyor:
-
“Aşı grip yapar.”
Hayır. Modern aşılar, ölü veya zayıflatılmış virüs parçacıkları içerir. Aşı sonrası hissedilen hafif kas ağrısı, vücudun bağışıklık tepkisidir. -
“Aşı her yıl değiştiği için etkisizdir.”
Her yıl güncellenen grip aşıları, o sezon en sık görülecek virüs türlerine karşı koruma sağlar.
Tam koruma garanti edilmese de, aşı hastalığın ağır geçmesini ve komplikasyon riskini büyük ölçüde azaltır. -
“Antibiyotik alırım, geçer.”
Grip bir virüs hastalığıdır. Antibiyotikler virüslere karşı etkili değildir; sadece ikincil bakteriyel enfeksiyonlar için kullanılır.
Aşı sadece bireysel değil, toplumsal bir koruma
Grip aşısı olmak, sadece kişisel bir tercih değil, toplumsal bir sorumluluk olarak görülüyor.
Kendini koruyan birey, aynı zamanda yaşlı yakınlarını, çocukları ve kronik hastaları da korumuş oluyor.
Sağlık uzmanlarının çağrısı net:
“Grip aşısı, kışı sağlıklı geçirmek için en güçlü kalkan. Salgınlara karşı ilk adım, koruyucu hekimliktir.”





