Türkiye'yi yasa boğan, 1. Sınıf Emniyet Müdürü Muhsin Aydemir ve Polis Memuru Hasan Akın'ın şehadetiyle sonuçlanan İzmir'deki polis merkezi saldırısının ardından, tüm gözler olayın faili olan 16 yaşındaki lise öğrencisi E.B.'nin profilindeki sır perdesini aralamaya çevrildi. Herhangi bir suç kaydı olmayan, komşuları tarafından "pısırık bir çocuk" olarak tanınan E.B.'nin, nasıl olup da böylesine vahşi bir katliama imza attığı sorusu, kamuoyunun zihnini meşgul ederken, en çarpıcı ve kan donduran açıklamalar, saldırganın kendi ailesinden geldi. Yaşadıkları şok ve acı içinde konuşan aile, çocuklarının son dönemde yaşadığı radikal değişimi, internet üzerinden maruz kaldığı tehlikeli içerikleri ve aile içinde estirdiği terörü kelimelere döktü.
'Bize 'sizler kafirsiniz' diyordu'
Gerçek Gündem'den Seyhan Avşar'ın aktardıklarına göre, Saldırgan E.B.'nin ailesi, yaşadıkları trajedinin şokunu atlatamadan, çocuklarının nasıl bir girdabın içine çekildiğini anlattı. Ailenin aktarımlarına göre, E.B.'nin davranışlarında son dönemde gözle görülür bir değişiklik başlamıştı. "Kim ister ki evladının böyle bir şey yapmasını?" diyerek söze başlayan aile, çocuklarının internette geçirdiği zamana ve girdiği sitelere dikkat çekti: "Son dönemde çocuğumuz farklı sitelere giriyordu. Annesi onu korkuttu, 'Seni polise söyleyeceğim' dedi. Ama nafile..."
Ailenin anlattığı en korkunç detay ise, E.B.'nin izlediği içerikler ve aile bireylerine karşı takındığı tavırdı. "Kafa kesme videoları izliyordu. Hepimize 'sizler kafirsiniz' diyordu. Radikalleşmişti. Sürekli namaz kılıyordu." Bu ifadeler, 16 yaşındaki bir lise öğrencisinin, internet üzerinden maruz kaldığı aşırılıkçı ve şiddet içerikli propagandalarla nasıl beyin yıkama sürecine tabi tutulduğunu gözler önüne seriyor. Aile, normalde "pısırık" olarak tanımladıkları çocuklarının bu vahşi eylemi gerçekleştirmesinin kendilerini nasıl şok ettiğini belirtti.
'Keşke polise haber verseydik'
Aile, yaşadıkları büyük acının ortasında, bir yandan da derin bir pişmanlık duyduklarını dile getirdi. Çocuklarının girdiği tehlikeli yolu fark ettiklerini, ancak bu durumu yetkili makamlara bildirmekte geç kaldıklarını ifade eden aile, "Keşke girdiği siteleri polise haber verseydik" diyerek, belki de bu trajedinin önlenebileceğine dair duydukları vicdan azabını paylaştı. Bu pişmanlık, benzer durumlarla karşı karşıya kalabilecek diğer aileler için de acı bir ders niteliği taşıyor. Aile, gerçeğin tam olarak ortaya çıkması için yetkililere çağrıda bulunarak, "Çocuğun telefonu incelensin. Kimlerle irtibatlı olduğu ortaya çıkacaktır" dedi.