Röportaj/ Arzu ALP

İş ortağı Vodafone ile birlikte Aydın’ın Koçarlı İlçesi’nin Kasaplar Köyü’nde Vodafone Akıllı Köy’ü kuran Tabit, burada birçok ürün üretiyor, yeni iş modelleri geliştiriyor. Şirket yetkilileri ve çalışnaları, Vodafone Akıllı Köy’de çiftçiler gibi yaşayarak, çiftçiler gibi çalışarak ama en önemlisi çiftçiler gibi hissederek çiftçiler için teknoloji geliştiriyor. Teknoloji, çiftçilerin verimliliğini, kârlılığını ve buna bağlı olarak yaşam kalitelerini arttırıyor. Tabit Akıllı Tarım Teknolojileri A.Ş. Kurucu Ortağı Tülin Akın ile Türk tarımında teknolojinin geldiği noktayı ve iş ortağı Vodafone ile birlikte kurdukları Akıllı Köy’ün başardıklarını konuştuk.

Tabit, ne zaman kuruldu ve Türkiye ekonomisinin gelişiminde önemli rol oynayan ‘Tarım 4.0-Akıllı Tarım’ sürecinin Türkiye genelinde yaygınlaştırılması adına ne gibi inovatif projelere imza atıyor?

Türkiye’nin kırsal alanlarındaki ihtiyaçlar doğrultusunda teknoloji temelli yenilikçi çözümler üreten sosyal girişim şirketi olarak 14 yıldan bu yana tarımda nitelikli bilgi ve teknoloji yardımı ile karlılığı, verimliliği ve buna bağlı olarak çiftçilerin yaşam kalitesini arttırmaya yönelik çalışıyoruz.

2020 yılı gündeminizde Tarım 4.0 odaklı ne gibi yeni oluşumlara ya da projelere odaklanacaksınız? Bu alanda orta ve uzun vadeli hedefleriniz neler olacak? Hangi kurumlarla iş birliği içindesiniz?

Tarımda teknoloji geliştirmek kadar, çiftçilerin bu teknolojileri kullanmaları için gerekli bilincin oluşturulması ve eğitimlerin verilmesi konusu da, teknolojilerin yaygınlaşması için çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu gün olduğu gibi orta ve uzun vadede de teknoloji geliştirirken disiplinlerarası işbirliklerine önem vermeyi hedefliyoruz. Bu konuda teknoloji firmaları, kamu kurumları ve üniversitelerle işbirliğimizi devam ettiriyoruz. Yurt dışında teknoloji geliştiren firmaları da çok sıkı takip ediyoruz. Böylelikle pazarda fırsat yaratacak ürünler geliştirmek mümkün olabilecek.

Merkezini köye taşıdı

Dünyada bu alanda ne gibi farklı yeniliklerin öne çıktığını gözlemliyorsunuz? Türkiye'de ve dünyada bu alanda hangi kurum ve markalar inovatif projelere imza attıyor?

Tarımda gelişmiş ülkelerde tarım teknolojilerinin geliştirilmesi ve kullanılması anlamında yeterli bilincin oluşmuş olduğunu görebiliyoruz. Türkiye’de ise şimdilik teknolojinin insan hayatını kolaylaştıracağından yola çıkarak tarım teknolojilerinin tarımda verimlilik ve karlılık artışına neden olacağı varsayımı ile konuya bakılıyor. Türkiye’de çiftçilerimizin teknoloji kullanımına hızla geçmeleri konusunda yapısal iyileştirmelere ve örnek projelere ihtiyaç var. Teknoloji ihtiyacı çiftçilerden gelmeli. Çiftçi çözemediği bir sorun için teknolojiden yardım alabileceğini bilmeli ve teknoloji geliştiricilerle yakın çalışma alışkanlığı kazanmalı.

Biz şirket merkezimizi bir köye taşıdık. Böylece çiftçi gibi düşünerek, çiftçi gibi hissederek, çiftçilerle birlikte çiftçiler için teknoloji geliştiriyoruz.

Türkiye'de de teknoloji geliştirici şirketler, dünya ile aynı hızda benzer teknoloji geliştirebilecek yetenekte. Ancak kamu desteği ve kitlesel fonlama süreçleri konusunda onlar bizden çok önde. Biz de ülke olarak yapısal reformlar yaparak hızla tarım teknolojileri geliştirme konusunda önceliklendirilmeli ve destekleyici önlemler alınmalı.

Bir sonraki aşama insansız tarım mı?

Tarım 4.0’ın bir sonraki adımının ne olacağını düşünüyorsunuz? Yakın gelecekte dünyada ve Türkiye’de Tarım 5.0 odaklı ne gibi çalışmaların öne çıkacağını öngörüyorsunuz?

Yakın gelecekte hayatımıza girecek 5G teknolojisinin veri aktarma hızlarındaki artışı bir devrim niteliğinde olacak. Veri aktarma hızının bu denli yüksek olacağı ortamlarda insansız cihazlarla tarım yapılabilmesi mümkün olabilecektir diye düşünüyorum.

İnsansız traktörler ve biçerdöverleri, ürünlerin hasat edilirken kalitesi ve miktarı konusunda piyasaya gerçek zamanlı verilerin akışı ile piyasa fiyatlarının daha adil bir şekilde düzenlenmesi, dünyanın herhangi bir yerindeki hastalık ve zararlı hareketlerinin hareketleri ile ilgili bilgilerin bu zararların önüne geçebilmesine yardımcı olacak algoritmalar, tarımda hemen akla gelebilecek değişimler olarak görülüyor.

Ekim ve hasat robotları ile çiftçilerin zorlu koşullardaki işlerini alarak çiftçilerin yaşam kalitelerini yükseltecektir diye öngörüyorum. Ayrıca uydu ve Drone teknolojileri de tarımda üretimi kolay hale getirecektir.

Türkiye’nin bu teknolojileri ithal etmesinin önüne geçilmesi çok önemlidir. Ticari açıdan teknoloji satın almak oldukça pahalı ve döviz tüketen bir durum olduğu kadar tarımsal verilerin güvenliği de gelecek günlerde çok önem arzeden bir konu olacaktır.

Akıllı tarımda 2025 -2030 vizyonu nedir?

Tarımda teknolojiler hızla gelişse de çiftçilerin bu teknolojileri aynı hızda özümsemeleri ve uygulamaya geçirmeleri çok kolay olmuyor. Gelişmelerin tabana yayılması için zamana ihtiyaç olabilir. Ancak, erken uyarı sistemleri, çiftçi karar destek sistemleri, otomatik dümenlemeli tarım makinaları, alan bazlı ekim ve gübreleme yapan tarım aletleri, Drone ve uydu teknolojileri ile tarlaların izlenmesi, dronelar ile ilaçlama yapılması çiftçiler için olağan uygulamalar haline gelecektir. Bunların yanında tarım sektörüne özelleştirilmiş yapay zeka ve veri işleme yazılımlarının hızla gelişecektir. Teknolojiye uyumda hayvancılık yapan çiftçiler daha kolay uyum sağlayacaktır. Robot sağım, robot yemleme sistemleri ile robot çobanların 2030 yılına kadar çiftçiler tarafından hızla benimseneceğini düşünüyorum.

Tarım teknolojileri verim ve kârlılık anlamında çiftçiye ne gibi avantajlar sağlıyor?

Tarım sektöründe hem bitkisel hem de hayvansal üretim yaparken çok fazla riske maruz kalınmaktadır. Teknoloji kullanarak bu risklerin birçoğunu yok etmek mümkün oluyor.

Bitkisel üretimde meteorolojik şartlara bağlı gelişen ortamlar hastalık ve zararlıların oluşmasının en önemli nedenlerinin başında gelmektedir. Erken uyarı sistemleri ile hastalık ve zararlıları oluşmadan önce tahmin ederek çok küçük maliyetlerle yok edebilmemiz mümkün oluyor. Böylece hem daha kaliteli ürünler yetiştiriyoruz hem de giderlerimizi azaltabiliyoruz.

Hayvancılıkta da hayvan hareketlerini; örneğin geviş getirmesini, hayvanın yatma süresini, vücut sıcaklığını, teknoloji yardımı ile uzaktan izleyerek hastalıkları önceden tahmin edebilmemiz mümkün oluyor. Bu da yine maliyetleri çok düşürebiliyor ve verimliliği arttırıyor.

Ayrıca teknoloji yardımı ile geçmiş dönemlerdeki verileri inceleyerek, üretim planlarımız için kararlar alabiliyoruz. Teknolojinin tüm imkanlarını tarım sektöründe bitkisel üretimde ve hayvansal üretimde sonuna kadar kullanıyoruz.

Bu kullanım alanlarını geliştirmek amacıyla iş ortağımız Vodafone ile birlikte Aydın’ın Koçarlı İlçesi’nin Kasaplar Köyü’nde Vodafone Akıllı Köy’ü kurduk. Burada birçok ürün üretiyor, yeni iş modelleri geliştiriyoruz.

Vodafone Akıllı Köy’de, yaptıkları üretimde kendi kararını kendi veren, uzman mühendisi olmayan çiftçilere yönelik (biz buna aile çiftçiliği diyoruz) karar destek sistemleri ve teknolojileri geliştiriyoruz. 300 dönüm üzerine kurulan Vodafone Akıllı Köy’de çiftçilerimiz tarımda kullanılabilecek teknolojileri deneyimleyebiliyorlar. Biz Vodafone Akıllı Köy’de çiftçiler gibi yaşayarak, çiftçiler gibi çalışarak ama en önemlisi çiftçiler gibi hissederek çiftçiler için teknoloji geliştiriyoruz.

Tarım teknolojileri ilk kez bir köyde uygulandı. İş modeliniz hakkında bilgi verir misiniz? Çiftçilere sağladığınız avantajlar neler?

Vodafone Akıllı Köy’de hem bitkisel üretimde hem hayvansal üretimde teknoloji kullanarak üretim yapıyoruz. Akıllı köy, geleneksel tarım yöntemlerini ileri teknolojinin olanaklarıyla birleştiren, üretimin verimini bilgi ve iletişim teknolojileriyle artırmayı ve üreticinin sosyal yaşam standartlarını nitelikli bilgiyle yükseltmeyi tek bir hedef haline getiren, yeni nesil kırsal yaşam modeli. Bu modelde, günümüzde ileri teknolojinin büyük yatırımcılara sağladığı olanaklar kırsalda tarım sektörü ile buluşuyor; küçük üreticilerin verim ve kârlılığının artırılması hedefleniyor; aile çiftçiliği teknolojik tarımla buluşuyor. Akıllı tarım teknolojileri halihazırda Türkiye’nin bazı büyük çiftliklerinde kullanılıyor. Ama bu teknolojiler bir köy genelinde ilk kez uygulanıyor. Dolayısıyla, Vodafone Akıllı Köy, Türkiye’nin ve hatta dünyanın ilk akıllı köyü, ilk teknoloji uygulama köyü olma özelliğini taşıyor. Burada geliştirilen teknolojiler ve nitelikli bilgiler ile yayınlar ticari modellere dönüştürülerek satılacak. Bu da Vodafone Akıllı Köy modelinin sürdürülebilirliğini sağlayacak. Vodafone Akıllı Köy’de gelecek nesillere sürdürülebilir bir dünya bırakabilmek için yoğun şekilde çalışıyoruz.

Deneyim ve gözlemlerinizden yola çıkarak teknolojiye yatırım yapan üreticiler yatırımlarının karşılığını ne kadar sürede geri alıyor?

Vodafone Akıllı Köy’de geliştirilen teknolojilerin en önemli özelliği erişilebilirlik. Hem fiyat açısından hem de kullanım kolaylığı açısından erişilebilir olmasına çok önem veriyoruz. Ülkemizdeki ve dünyadaki tarım teknolojilerinin birçoğu uzmanların kullanımına yönelik veriler üretiyor. Üretilen verilerin mutlaka bilgili kişiler tarafından yorumlanması gerekiyor. Vodafone Akıllı Köy’ün amacı, kullanıcı seviyesinde bilgisayar bilgisi olan kişilerin anlamlandırılmış verilere ulaşması. Böylelikle teknoloji çiftçinin doğrudan işine yarar hale geliyor. Önemli olan, çiftçinin ihtiyaçlarını doğru analiz ederek en doğru çözümleri geliştirmek. Biz Vodafone Akıllı Köy’de bunu çok rahat yapabiliyoruz. En yeni teknolojileri çiftçinin hayatına adapte edebiliyoruz. Çiftçiler eğer doğru seçim yaparlarsa ve oluşacak nitelikli bilgiyi doğru değerlendirirlerse teknolojiye ödedikleri harcamayla hemen birinci yıl çok önemli miktarda kâr edebiliyorlar.