Röportaj/ Sinan KESKİN

Seksenlerin sonunda Grup Yorum'un ilk albümleri Sıyrılıp Gelen ve Haziran'da Ölmek Zor / Berivan ile adını duyuran Taci Uslu, Yorum'la sayısız konsere çıktı. Uslu, 1990 yılında, sonradan birçok sanatçının yorumladığı Piraye bestesinin de yer aldığı Adını Gelincik Koydum albümüyle müzik yolculuğuna yalnız devam etti. Binbir güçlükle çıkardığı Adını Gelincik Koydum albümünden sonra Unkapanı'na kırgınlığı ve kızgınlığı onu kendi dünyasına yöneltti. Besteler yapmaya devam eden Uslu, çeşitli mekanlarda canlı müzik yaparken bir taraftan da Metin – Kemal Kahraman'ın Adını Deniz Koydum ve Efkan Şeşen'in Göçer Oldum albümlerine enstrümanıyla destek verdi. 2015 yılında ikinci albümü için stüdyoya girmeye hazırlanan Uslu gırtlak kanserine yakalandı ve sesini kaybetti. Tam da albüm hazırlıkları öncesi yaşanan bu talihsiz olayın ardından sanatçını kardeşi Ayşegül Uslu abisinin sanatçı dostlarını bir araya getirdi. Bu yıl sanat yaşamında 45’inci yılını dolduran 63 yaşındaki Taci Uslu’nun besteleri sanatçı dostları; İlkay Akkaya, Emin İgüs, Ezginin Günlüğü, Harun Tekin, Hüsnü Arkan, Serdar Keskin, Vedat Sakman, Yasemin Göksu ile Uslu’nun kız kardeşi Ayşegül Uslu ve kuzeni Muhlis Uslu tarafından seslendirildi.

Geçirdiği ameliyat sonrası sesini kaybeden Taci Uslu ile mütevazi bir yaşam sürdürü Dikili'de buluştum. Taci Uslu ve kardeşi Ayşegül ile “Uslu Şarkılar”ı, Piraye'yi, Grup Yorum'u, sanatçı dostlarının vefasını ve geleceğe dair umutlarını konuştuk.

Taci Bey öncelikle Uslu Şarkılar albümünün hikayesini öğrenebilir miyiz?

Taci Uslu: 2015 yılında ikinci albüm için altyapı çalışmaları yapmaya başlamıştım. Dört şarkıdan oluşan bir albüm çıkarmak istiyordum. Mazlum Çimen ile çalışıyorduk. Mazlum kayıtların yapılacağı stüdyoyu ayarlamıştı. Ama 2015'in Ağustos ayında başıma bu iş gelince (gırtlak kanseri) proje kaldı. O andan itibaren Ayşegül aldı her şeyi ele. Ve bu son gördüğünüz duruma kadar getirdi. Ben o tarihten sonra zaten hiçbir şeyle ilgilenemedim. Sürekli tedavi görüyordum. Halen devam ediyor tedavim.

O halde albümün hikayesini bu güzel projenin mimarından dinleyelim.

Ayşegül Uslu: Doktor Şişli Etfal Hastanesi'nde abimi, beni ve abimin eşini bir odaya aldı, 'ses tellerinizi ve soluk borunuzu alacağız. Bundan sonra boğazınızda bir delikle hayatınıza devam edeceksiniz. Konuşamayacaksınız, şarkı söyleyemeyeceksiniz' dedi. O an abimin gözünde ameliyat olup olmamakla ilgili bir tereddüt gördüm. Ne olursa olsun sevdiğinizin hayatta kalmasını istiyorsunuz. O an abimin koluna yapışıp dedim ki; 'abim sen yine yaparsın bestelerini. Ben söylemem mi, Emin (İgüs) söylemez mi, Hüsnü (Arkan) söylemez mi? Abim, 'tabi' dedi ama o odada travmatik bir an yaşandı. Ameliyat sonrasındaki süreç zaten hepimiz için çok zordu. Abim neler hissettiğini ben anlayamam da anlatamam da. Ama ben bir yıla yakın ağzımı açıp şarkı söyleyemedim. Bu sanki kardeşiniz açken siz kuş sütü eksik bir sofrada yemek yer gibi bir durumdu. Sonra, böyle hayatımıza devam edemeyeceğiz, pozitif bir şey olması lazım dedim. Böyle bir albüm fikri geldi. Önce Emin'e (İgüs) 'yapabilir miyiz' diye sordum. Neden olmasın dedi. Sonra Hüsnü'ye (Arkan) gittim. Ondan sonra süreç başladı. Bağlantıların kurulmasında Serkan Fidan bize çok yardımcı oldu.

Taci Bey sanatçı dostlarınızın sizin için bir albüm hazırladığını öğrendiğinizde neler hissettiniz?

Taci Uslu: Ayşegül, Emin, Hüsnü ve oğlum çok hoş bir faaliyet yürütmüşler yeraltından. Benim her şeyden yeni yeni haberim oldu. Baktım ki işin içinde İlkay (Akkaya) varmış. Harun Tekin varmış. Harun'la hiç tanışmamıştım. Ama onun da olmasına çok sevindim. Yasemin'le (Göksu) ve Vedat (Sakman) ile daha önce tanışmamıştım. Bu güzel insanlar toplanmışlar, benim şarkılarımı paylaşmışlar, bu muhteşem bir duygu.

Ayşegül Uslu: Baştan abimin haberi yoktu. Çok uzun süre abimden habersiz ilerledik. Önce kendi seslendirdiğim parçayı dinlettim. Sonra, başka kişiler de olacak, birkaç çalışma daha gelecek dedim.

Çekinceniz neydi? Neden gizli yürüttünüz çalışmaları?

Ayşegül Uslu: Moral katkısının çok daha güçlü olmasını istiyordum. Albüm yapmak çok çok zor bir süreç. Olabilecek aksilikler abimi olumsuz etkilemesin diye bitmeye yakın söylemek istedim. Amacım abimi korumaktı.

Gırtlak kanseri olduğunuzu öğrendiğinizde neler hissettiniz?

Taci Uslu: Doktor bana bir milat sunuyor, şu andan itibaren böyle bir hayatın olacak diyor. Ben ise o anda ameliyat olmazsam ne kadar yaşayabileceğimi hesaplıyordum. 1-2 sene daha böyle idare edebilirsem albümü yaparım, öleceksem öyle ölürüm diye düşünüyordum. Ama ameliyat olmam için baskı, hayatta kalmam için yoğun bir çaba vardı. 9 saat süren bir ameliyat oldu. Ameliyattan sonra yeni bir hayata başladım. Daha doğrusu bu hayat mıydı bilmiyorum. Canlıyım, dolaşıyorum ama yaşamıyordum açıkçası.

2015 yılında ikinci albüm için çalışmalara başladığınızı söylemiştiniz. Neden bu kadar süre ara verdiniz?

Taci Uslu: Piyasanın zor hallerini gördükçe yıldım denilebilir. Çok uğraştırdılar beni. Kayıtlar 2-3 sene kasada bekledi. Firmadan firmaya satıldı. Albümün çıktığını bir gün gazetede gördüm. Kalktım Unkapanı'nda firmaya gittim. Ben Taci Uslu'yum dedim. O sen misin dediler. Yüzümü görmeden albümümü basmışlardı. Meğer bu albümün satıldığı 5. firmaymış. Böyle trajik şeyler oluyordu Unkapanı'nda. Bunlardan da biraz yılmıştım. Birileri bana yapımcılık yolunu açarsa, stüdyo verirlerse elde kalan şarkıları da derleyip toplayıp ikinci albümü yaparım diye düşünüyordum. Bu arada tabi 20 yıl geçti.

O süreçte neler yaptınız? Popüler kültürden uzak durmak sizin tercihiniz miydi?

Taci Uslu: O süreçte de ayda bir iki şarkı yapıyordum. Bir yandan da hayatımı sürdürüyordum. Barlarda canlı müzik yapıyordum.

Ayşegül Uslu: Abimin şarkıları popüler piyasada hemen anlaşılabilecek, hemen dilden dile yayılacak şarkılar değil. Abime özel şarkılar. Abim popüler piyasaya çok uygun bir insan değil. O nedenle çok da iyi bir pazar oluşturmayacağı için önüne ufuklar açılmamış olabilir.

Grup Yorum ile yolunuz nasıl kesişti?

Taci Uslu: İstanbu'la taşındığımızda kardeşimle aynı evde yaşıyorduk. Ben akşamları Emin'le birlikte bir mekanda program yapıyordum. Onlar (Emin İgüs) Ezginin Günlüğü'nün ilk albümü için hazırlık yapıyorlardı. Grup Yorum'un ilk kadrosunda olan Ayşegül Yordam kardeşim Ayşegül'ün yakın arkadaşıydı.

Ayşegül Uslu: Ayşegül benim üniversiteden arkadaşımdı. Yorum'un ilk dönemlerinde onlarla çok vakit geçirmiş olduğum için abim İstanbul'a gelince bir şekilde tanıştılar.

Yorum ile ne kadar çalıştınız? Ne zaman ve neden Grup'tan ayrıldınız?

Taci Uslu: 3 yıl kadar birlikte çalıştık. Konserlerde sahneye çıktım. Olaylı, güzel konserlerimiz oldu. Maceralı, gerilimli günlerdi. Bu arada stüdyoya girdik. Sıyrılıp Gelen ve Haziran'da Ölmek Zor / Berivan albümlerinde klavye çaldım. Benim için çok önemli bir deneyimdi. Ama benim soundum onlara pek uymuyordu. Yorum'da halk müziği yoğunluğu fazlaydı. Davullar, zurnalar, bağlamalar, koltuk davulları ağır basıyordu. Ama Yorum'da severek çaldım. Çünkü ben de aynı kökenden geliyorum. Sonra kendi şarkılarımdan oluşan ilk albümümü yapmak için çalışmalara başlamıştım. O süreçte bazı konserlere gidemedim. Gruptan arkadaşların, artık gelmek istemiyorsa gelmeyebilir dediklerini duydum. Kimseye alınmadım, gücenmedim. Sessiz sedasızca bir ayrılık oldu.

Piraye besteniz sizinle özdeşleşmiş durumda. Kaç yıl oldu Piraye'yi besteleyeli?

Taci Uslu: Aşağı yukarı 40 yıllık bir öyküsü var. Ankara'da okuduğum yıllarda besteledim. Zor günlerdi. Şiir okumayı çok severim. Bu şiiri bestelemek için bir kenara koymuştum. Bir gün yine taşlandığımız, sopa yediğimiz günlerin birinde evde otururken Piraye'nin bestesini mırıldanmaya başladım. İnsanlar Piraye'yi çok sevdi. Son albümdeki yorum Piraye'nin 4. versiyonudur. İlki, benim evlerde çaldığım orijinal hali, sonra Ezginin Günlüğü ile yaptığımız var. Sonra Hakan Yeşilyurt, Kemal Sahir Gürel'in düzenlemesiyle Salkım Söğüt albümünde okudu. Son olarak İlkay'ın yorumu var.

'Uslu Şarkılar'ı farklı platformlarda dinleyebilecek miyiz? Özel bir gece düzenlemeyi düşünüyor musunuzu?

Ayşegül Uslu: Açıkçası odaklandığım nokta abime şarkılarının sessiz sedasız bir sandıkta kalmayacağını göstermekti. Bu albümün amacı oydu. Çünkü onun şarkıları bir sandığa kapatıp günün birinde isteyen olursa veririm düşüncesi vardı. Bu albüm 'hayır öyle olmayacak' demekti. Bu süreçte çok zorlandım açıkçası. Yapamayacağımı düşündüğüm şeyleri yaptım. Bazı belediyeler konser yapabilir miyiz diyor. Açıkçası ben bu notada geri çekiliyorum. Menajerlik bildiğim bir iş değil. Zaten insanlardan bir şey istemeye yatkın biri değilim. Bu işte fazlasıyla kendimi aştım. Artık ben olmayayım. Albüm çıktı, bundan sonrası size ait, şarkılar size emanet.

Ayşegül hanım biraz da sizin müzik yolculuğunuzdan konuşalım. Müzik sizin hayatınızın neresinde yer alıyor?

Ayşegül Uslu: Ailemizin müzisyeni abimdir. O neredeyse elinde çalgılarla doğdu. Müzik abimin evi. Abim o evde yaşıyor. Benim için ise çok yakın bir komşu evi. Çok rahat girdiğim çıktığım, selamsız sabahsız n'apıyorsunuz dediğim. Sonra tekrar kendi evime döndüğüm bir alan. Zaman zaman çeşitli mekanlarda şarkı söyledim. Abimin ilk albümünde 2 şarkı seslendirdim. Ama profesyonel bir düşüncem yok. Çok güzel sesler, çok güzel insanlar var. Onlar söylesin.

Keşkeleriniz ve kırgınlıklarınız var mı?

Taci Uslu: Unkapanı'nda yaşadığım olaylar olmasaydı keşke, her şey daha güzel olurdu belki. İlk albümü yapan insanlar 5 yıl bize albüm yapacaksın demişlerdi. Ben ikinciyi yapayım diye onların peşinden koştum. Kriz var, Küçük Emrah'ı çıkarcağız, bu arada seninkileri de çıkarırız, biraz sabret dediler. Beni epey oyaladılar. Bu durumlar olmasaydı belki ben kısa sürede ikinci albümü de yapmış olacaktım. Sonra devamı gelebilirdi. Yine de kimseye kırgınlığım yok. İnsanlar hatalarını bir süre sonra görüyorsa bu da onlara yeter. Ben de birilerini kırdıysam, üzdüysem özür dileyeceğim ama çok düşünüyorum öyle bir durum olduğunu sanmıyorum.

Uslu Şarkılar'ın devamı gelecek mi?

Taci Uslu: Albümlere girmeyen 7-8 şarkım daha var. Belki ileride onlar da değerlendirilir. Ellerim, ayaklarım eski işlevine kavuşursa bazılarını ben de çalabilirim.