ZEKİYE ERGÜN

İzmir Köy Koop Birliği Başkanı Neptün Soyer ile toprağa, tarımsal üretime olan tutkusunu ve kooperatifçiliği konuştuk.

Öncelikle sizin toprak ile gönül bağınız nasıl oluştu?

Ben doğduğum günden itibaren aslında hiç büyük kentlerde yaşamadım. Babam görevi dolayısıyla kırsalda görev aldığı için, kırsalda büyüyen bir çocuk oldum.

Gençliğimde İzmir'e taşındım ve yine hep kırsalda oturdum. Dolayısıyla o hayatın içinde o emeği gördüğümü, anladığımı düşünüyorum. Evlendikten sonra da Menderes ve Seferihisar'a yerleştim.

Daha sonra da hep köylerde öğretmenlik yaptım. Dediğim gibi köylünün emeğini, bu memleket için ne kadar değerli olduğunu hep içlerinde olduğum için anlıyorum ve biliyorum. Ama bir kentli olsaydım da böyle olacaktı. Çünkü bir eşitsizlik ve adaletsizlik görüyorum. Bu toprağın esas sahibi köylünün ürettiği memleket için de kentli için de çok kıymetli.

Ama köylü sayısı da çiftçi sayısı da günden güne azalıyor. Çiftçi Kayıt Sistemi'ne kayıtlı üretici sayısı 2 milyondan az. Bu durumda bir çiftçi yaklaşık 50 kentliyi doyuruyor diyebilir miyiz?

Sayısal olarak bilmiyorum ama belki daha da fazladır.Tarladan sofraya o hikayeye baktığınız zaman yalnız kendi için bir faaliyet göstermiyor köylü. Sadece kendini doyurmak için çaba göstermiyor, aynı zamanda kentli için de bir şeyler yapıyor. Kentli de biliçli bir tüketici olarak köylüyü tercih ettiği zaman memleketin çarkları dönmeye başlıyor.

Hele bu pandemiyle görüyoruz ki bu çok daha önem kazandı ve dikkat çekmeye başladı. İnsanlar bu toprağın ne kadar kıymetli olduğunu anlamaya başladı; köylünün bizim için ne kadar kıymetli olduğunu.

Küçük üreticiler için eskiden beri bilinen örgütlenme modelinin daha bilinçli, daha iyi desteklenerek ilerlemesi gerekiyor. Dönemsel aksaklıklar olmuş ama vazgeçilmemiş. Kooperatifleşmenin üreticiye daha iyi anlatılması gerekiyor.

Küçük üreticiye verilen desteklerin aynı sanayiciye bir gecede sıfır gümrük vergisi nasıl çıkarılıyorsa o şekilde, çok dara düştüğümüzde faiz borçlarıyla boğuşurken görmezden gelinmemesi gerekir. Bu bir ülkenin tarım politikası olması gerekir.

Ama çağı da yakalamak lazım. Geleneksel kadim bilgilerimizden fazla uzaklaşmadan onlara sahip çıkarken, bir yandan da tarımın sadece bitkisel, hayvansal, tarladan direk hallere gelecek bir hikaye olmadığını biliyoruz.

Bu konuda eğitim kurumlarının da olması gerekiyor. Ziraat fakültelerinde ek dersler ve fakülteler arası iş birliği gerekiyor.

Biz tarımda daha farklı mühendislik bölümlerini de görmek istiyoruz. Üniversitelerin iklim krizi gibi konularda çalışmalar yapması gerekiyor. Süt üretiminde Türkiye'nin ikicisiyiz ama İzmir'de veterinerlik fakültesi yeni açıldı.Tarım birincil önemi olan bir alan artık.

Eski BM Sekreteri Ban Ki Moon 'Kooperatifler ekonomik canlılığın ve sosyal sorumluluğun bir arada yürütülmesinin mümkün olduğunu topluma hatırlatmaktadır' diyor. Kooperatif konusunda neler söylemek istersiniz?

Kooperatif bir üretim için insanların bir araya gelmesidir. Bu bir sanat üretimi veya tiyatro yapmak için de olabilir. Menfaatleri sanat yapmak ya da domates üretimi olabilir.

Kendini çok yeterli, güçlü görmez ama etrafındaki buna gönül vermiş, dayanışmayı gösterecek insanlarla bir araya gelerek bir halk bilimi kooperatifi de kurabilir.

Yani öncelikle gönüllü olmanız gerekir, dayanışma içinde olmanız gerekir. O üretime inanmanız gerekir. Tabi bundan kazanç sağlamaktır kooperatifçilik. Bir dernekten farklıdır, bir ticaret işidir aynı zamanda.

Ama burada Birleşmiş Genel Sekreteri'nin dediği gibi mutlaka bir kooperatif hangi amaçla kurulursa kurulsun, hangi ürünü üretirse üretsin, sosyal alanda yapacağı çalışmalar olmazsa eksik kalır. Mutlaka bir sosyal sorumluluğu olmalıdır.

Kooperatif yapıları kurulurken dil, din, cinsiyet ve siyasi duruş gibi özelliklere bakılarak ortak alınmaz. Bir kooperatifin ortakları kadındır, erkektir. İdeal olan kadın ile erkeğin bir arada adil ve eşit bir şekilde ortaklıklarının olduğu kooperatif yapılarının çoğalmasıdır.

Başkanı olduğunuz Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ilk e-ticarete başlayan kooperatiflerden biri sanırım. Buna nasıl ve ne zaman karar verdiniz?

Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Türkiye'de ilk e-ticaret yapan kooperatif. 2012 ve 2013 yıllarında TÜSİAD ve Bilişim Derneği'nin açtığı e-TR yarışmasında da iki kez birinci olduk. Krizler aslında sizi biraz da ileriye götürüyor, başarı böyle ödül getiriyor.

Ürünlerimizin satışı için Seferihisar'da dükkan arıyorduk. Ama kirayı karşılayacak paramız yoktu. O dönem Belediye Başkanımız, şimdi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 'Niye dükkan arıyorsunuz, elinizdeki telefonlarınız dükkanlarınız, bilgisayarlarınız dükkanlarınız. E-ticaret yapın' dedi. Düşündük, araştırdık bunu yapanlar vardı ama kooperatif yoktu. Tüzükte yoktu çünkü. Kooperatifte bir karar alacağınız zaman tüzüğe uygun olması lazım. Tüzük düzenlendi, gerekli madde konuldu. Şimdi e-ticaret yapmak o kadar doğal bir şey ki, çok çabuk benimsendiğini ve iyi bir şey olduğunu düşünüyorum. Pandemide de zaten bir çok üreticiyi e-ticaret kurtardı.

Bu kadar yoğun çalışma temponuzda toprağa dokunma imkanı bulabiliyor musunuz?

Elbette çok yoğun toprak, üretim, kooperatif onlarla harmanlanıyorum. O yüzden toprağa elim değiyor, ayağım basıyor, gözüm görüyor. Kırsalın kalkınması için elimden ne geliyorsa yapmaya çalışırken, bir yandan da kendi zeytinlerime bakabiliyorum.

Elime geçen tohumu asla ziyan etmem. Zeytin çekirdeğini asla çöpe atamam. Bir hurma yediğimde o çekirdeği mutlaka toprağa batırırım. Çıkar mı çıkmaz mı bilmem ama toprakla buluştururum. Masa örtüsünü mutlaka toprağa silkelemeye çalışırım. Orada bir tohum varsa toprakla buluşturmaya çalışıyorum ve istiyorumki herkes buluştursun.

Hem çocuklar hem de kentte yaşayan insanlar çok katlı binalarda da olsa balkonlarında, teraslarında, evlerinde mutlaka bir şey yetiştirsinler istiyorum.

Kırsal ve toprak ile ilgili sorduğunuz soruyu düşündüğümde eğitimin bu konudaki önemi . Düşünüyorum bizim okullarımızda kooperatifçilik kolları olurdu. Okul bahçelerimiz bahçeydi gerçekten, beton değidi. Pamuğun arasında her sene fasülye yetiştirirdik. Fasülyenin nohutun nasıl yetiştiğini gözlemlerdik. Tarım dersi olurdu. Dolayısıyla eğitim çok önemli, oradan başlıyor her şey.

Neptün Soyer kimdir?

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü mezunu olan Neptün Soyer matematik öğretmeni olarak köy okullarında çalıştı. Sığacık Pazarı ve köylerdeki kırsal kalkınmada kadınların ekonomik ve sosyal güçlenmesi için çalıştı.

2010'da 7 ortakla Hıdırlık Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'ni kurdu. Kooperatifin sanal pazarı www.seferipazar.com ödüller aldı.

2016 yılında İzmir Köy Koop Birliği Başkanı seçildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile evli olan Neptün Soyer iki kız çocuğu annesi ve Anadolu Üniversitesi AÖF Tarım Bölümü öğrencisi.