Röportaj/ Burcu ŞAHİN

Ozan Kalenderoğlu, aslında jeoloji mühendisi. Ancak zekası, çalışma azmi ve farklı alanlardaki yetenekleriyle bir koltuğunda çok karpuz taşıyanlardan. Profesyonel sağlık kurumu yöneticiliği, seslendirme sanatçılığı ve influencerlık işlerinin hepsini bir arada başarıyla sürdüren Kalenderoğlu, soyadının hakkını verircesine, şaşaalı bir hayattan uzak, samimi, saygılı ve mütevazı kişiliğiyle öne çıkıyor. Kendisi, dilimizde henüz karşılığı olmayan ve artık bir iş koluna dönüşen 'influencer'lık hakkında merak edilenleri yanıtladı.

Sizi biraz tanıyalım?

1988 Ankara doğumluyum. Ankara Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra yüksek lisans ile birlikte 4 yıl kadar mühendisliği bir arada götürdüm. 4 yıl sonunda hem yaşadığım şehri hem de yaptığım işi değiştirmem gerektiğini hissedip, güzel İzmir’e geldim. 5 yıldır İzmir’de Nets Polikliniği’nde Genel Koordinatör olarak çalışıyorum ve 5 yıldır da İzmir’in yollarını aşındırıp yeni lezzetler arıyorum.

TAKİPÇİLERİ DEĞİL DOSTLARI VAR

Koltuğunuzda birden fazla karpuz taşıyorsunuz ama insanlar sizi en çok “@izmirde.yemek” sosyal medya hesabınızla tanıyor. Biraz bahsedebilir misiniz bu hesaptan, neler oluyor orada?

Aslında çoğu insan beni tanımasa da sesimi tanıyordu. 2009’dan beri aynı zamanda seslendirme işi ile uğraşıyorum. Özellikle reklam seslendirmelerinde beni çoğu zaman duymuşlardır ama reklamlarda sadece sesimi duyuyorlar, kim olduğumu bilmiyorlar.

Tabii sosyal medyanın gücü ile “@izmirde.yemek” olarak tanıdılar. Keyifli ve samimi bir sayfa olduğunu düşünüyorum. Dostlarla birlikte güzel yerler tavsiye ediyoruz. Dostlar diyorum beni takip eden kişilere, takipçi demiyorum, onlar benim dostlarım. Çünkü insanlar dostlarıyla güzel şeyleri paylaşır, nasıl bir yerde oturup birkaç arkadaşınızla sohbet edip, onlara güzel şeyler tavsiye ediyorsanız bu da aynı şey bence. Sonuçta onlar bana, ben de onlara değerli zamanımızı ayırıyoruz ve güzel olduğunu düşündüğümüz şeyler paylaşıyoruz. Bu arada sadece ben değil, onlar da benimle güzel şeyler paylaşıyorlar. Önerdikleri yerler gerçekten çok iyi oluyor ve dostların önerdiği yerlere gitmekten keyif alıyorum.

Influencerlık nasıl bir şey? Güzel ve zor yanlarından biraz bahseder misiniz?

Influencerlık kelime anlamıyla etkileyici, etki eden kişi anlamı taşıyor. Kişinin içinde, bir şeyleri yönlendirecek duygu varsa ister istemez ondan influencer oluyor, bunun bence takipçi ile alakası yok. Takipçiye biraz daha zaman harcayarak ulaşıyorsunuz. Yoksa çevrenizde, illa ki söylediği şeylerden ilham aldığınız insanlar ya da sizi etkileyen insanlar olmuştur. Onlar da bence bir influencer, sadece kendilerini göstermiyorlar.

Bu işin güzel yanı, insanlara sevdiğiniz şeyleri ulaştırabilmek bence. Sevdiğiniz bir şeyi birçok kişiye ulaştırıp onların da mutlu olmasını ya da bunlardan yararlanabilmesini sağlıyorsunuz. Mesela çok güzel bir döner yiyorum, “bence bu dükkan duyulmalı ve insanlar iyi bir döneri gidip yemeliler”diyorum. Hem esnaf dostumuz kazanır hem de diğer bir dostumuz yediği yemekten keyif alır. Bence bundan daha değerli bir şey yok.

Zor yanı ise, bazen zaman konusunda zorluklar yaşayabiliyorum, birçok şeye yetişmeye çalışırken. Çünkü sadece Instagram da değil, şimdi Youtube’a giriş yaptım. Youtube içerikleri çok zaman alan işler oluyor. Hem çekimleri hem de düzenleme kısmı. Bununla beraber Tiktok’a da içerik üretiyorum. O nedenle zaman çok büyük bir etken bu iş için.

Hesabı yönetirken özellikle dikkat ettiğiniz, hassas olduğunuz bir nokta var mıdır?

Gerçekten iyi şeyler önermeye çalışıyorum, çünkü benden sonra giden insanlara mahçup olmak istemem. Ya da benim gittiğim bir restoranda bana ayrıcalık tanınıp bana bol porsiyon ile verip benden sonra gelenlere daha az vermesi beni çok üzüyor, o zaman dostlara gerçekten mahcup oluyorum. Bu konuda çok dikkatli davranmak gerekiyor.

'NİYE KİLO ALMIYORSUN?'

Size en çok sorulan sorular ve gelen tepkiler neler? İlginç ya da komik şeyler de geliyor mu başınıza?

Tabii ki. “Nerede, ne yenir, en iyi neresidir?” gibi sorular çokça geliyor. Ancak onun dışında “Bu kadar yiyip nasıl kilo almıyorsun?” diye çok soru geliyor. Dışarıdan bakıldığı zaman, evet çok yiyormuşum gibi duruyor ama o kadar da yemiyorum aslında. Genellikle tadına bakıyorum yemeklerin. Eğer çok yediğim bir gün olursa, ertesi gün çok dikkat ediyorum ve tabii bunun yanında spor da önemli bir etken bence.

Bir de benim paylaştığım hikayeyi arkadaşına göndermek isterken yanlışlıkla bana gönderiyorlar altına farklı bir yorumda bulunarak, bu gerçekten çok oluyor...

Kısa ve uzun vadede planlarınız neler? Bir hayaliniz var mı?

Benim açımdan şu an gerçekten keyifli gidiyor, umarım zamanla daha çok kişiye ulaşabilirim. Youtube kanalımı güzel içerikler oluşturarak zenginleştirmek istiyorum. Yemek yemek kadar, yemek yapmayı da seviyorum. İleride tüm şartlar olgunlaştığı taktirde güzel bir restoran açmak isterim. Ama bu ne zaman olur nasıl olur ben de bilmiyorum.