Tire Süt Müstahsilleri Tarım Satış Kooperatifi üyesi Ali Çalışkan: Yıllardır Tire Süt'ün ortağıyım. Yem ihtiyacım var desem 15 dakika sonra bir kamyon yemi kapıya bırakırlar. Tire Süt ile hayat çok güzel.

Kooperatif Başkanı Mahmut Eskiyörük: Ülkemizde ne üretiyorsak ithal etmeye başladık. Büyükbaş hayvan da ithal ediyoruz. Ne oldu peki, fiyatlar düştü mü? Hayır...
Çocukluğundan bu yana hayvancılığın içinde olan 67 yaşındaki Ali Çalışkan Tire Süt Müstahsilleri Tarım Satış Kooperatifi'nin en eski ortaklarından. Tire Kurşak Köyü yakınlarındaki çiftliğinde süt hayvancılığı yapıyor. Günde 2 bin 300 litre süt üretiyor. Tire Süt'ün hizmetlerinden çok memnun. Çalışkan Gazete 9 Eylül'e Tire Süt'ü anlattı.

Hayvancılığa nasıl başladınız, anlatır mısınız?

Ben küçükken evimizde 5-6 baş hayvanımız vardı. Günde 15-20 kilogram sütümüz olurdu. Annem sabahın alacakaranlığında kalkar süt, tereyağ, peynir hazırlardı. Sonra götürür bunları pazarda satar, öyle geçinirdik. Bayram gelince sütümüz elimizde kalır, müşterisi çıkmazdı. Komşulara dağıtırdık.1967 yılında kurulan Tire Süt, Mahmut Eskiyörük Başkan olduktan sonra güçlendi. Sütümüzü satabileceğimiz bir pazarımız vardı artık. Sütün elimizde kalma ihtimali de yoktu. Biz de pazarlarda müşteri bekleyip çile çekmek yerine 1985 yılından sonra Holstein cinsi ineklerle süt üreticiliğine başladık. Ayrıca et için yetiştireceğimiz büyükbaş hayvanlarımız da oldu.Şimdi 100 baş hayvanımız var. Ortalama günde 2 bin 300 litre süt üretiyoruz. Hava ılık olduğu sürece ineklerimizin süt verimi artıyor. 20-25 derece arası sıcaklıklar hayvanlarımız için çok uygun.


HEP YANIBAŞIMIZDA


Tire Süt bölgede süt hayvancılığına nasıl değiştirdi?

Tire Süt büyüdükten sonra Tire ve çevresinde süt piyasası canlandı. Tire Süt yöneticileri üreticilere her türlü desteği verdiler. Şimdi süt üreticileri için hayat çok güzel. Ödemiş'te süt fiyatları 80 kuruşa düştüğünde bile Tire'de bir kuruş gerilemedi fiyatlar... Orada üretici, süt fiyatlarını sütünü yere dökerek protesto ederken, bizim bir litre sütümüz bile değerine satın alındı. Hiç mağdur olmadık. Üstelik sütü götürmemize bile gerek yok, gelip kapıdan alıyorlar. Tire Süt Müstahsilleri Tarım Satış Kooperatifi üreticinin bütün ihtiyaçlarını da karşılıyor. Bana mazot lazım desem mazot tankeri 15 dakika sonra kapıma gelir. Yem ihtiyacım var desem bir kamyon yemi hemen getirip bırakırlar. Yılda 400-500 çuval yem indiriyorlar bu çiftliğe. Bütün hizmeti ayağımıza kadar getiriyorlar. Üstelik bunları alırken cebimizde paramız olması da gerekmiyor.Aldıklarımın bedelini de Tire Süt benden bir ay sonra tahsil ediyor.Cebimden bir kuruş para harcamadan üretim için bana ne gerekiyorsa hemen sahip oluyorum. Mazot gerekirse mazot alırım, cebimde param yoksa giderim Tire Süt'ün marketine sucuktan, ekmeğe ne istersem alırım.Bunlar için bir kuruş para ödemem gerekmez. Ortaklık numaramı söylemem yeterli. Bankaya borcum olsa, ödeyemesem, yine gidip Tire Süt'ün kapısını çalıyorum.Borcumu hemen kapatıyorlar ve bu parayı daha sonra alacaklarımdan tahsil ediyorlar. Buğday tarlam vardı, gübre gerekti. Taksitle 5 ton gübre verdiler. Geçen hafta hayvanlarımız için yine Tire Süt'ün desteğiyle 24 bin liraya yem silosu alıp çiftliğimize kurduk. Borcumu 2 bin liralık taksitler halinde alacaklarımdan kesecekler. Kısacası Tire Süt'ten hepimiz çok memnunuz. Artık kocaman bir aile gibi olduk. Gelir düzeyimiz yükseldi. Bizim memnuniyetimizi görenler bir an önce Tire Süt'e üye olmak için uğraşıyor.

POLİTİKAMIZ YOK


Tire ziyaretimizde Tire Süt Müstahsilleri Tarım Satış Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük ile de Türkiye'de tarımın geldiği son durumu da konuştuk.

Türkiye'de üreticinin sorunları niye çözülemiyor?

Türkiye'nin yıllardır bir tarım politikasını bulunmuyor. Göreve gelen her bakan kendi aklına gelen politikayı uyguluyor. Çiftçiye tarımsal destek çözüm değil, yılda 73 milyar lira da verseniz de üreticinin sorunlarını kalıcı olarak çözemezsiniz. Çiftçinin cebine para koymak sorunları geçici olarak çözüyor ama tarımın genel sorunlarını ortadan kaldırmıyor. Bakın Afrin'de ülkemizi korumak için savaşıyoruz. Oysa vahşi kapitalizmin kuşatması altındayız ve bu kuşatmayı kaldıracak hiçbir politikamız yok. Ülkemizde ne üretiyorsak ithal etmeye başladık. Çiftçimize katkı için tarım desteği veriyoruz. Çiftçinin cebine para koymak doğru değil. Ürünün maliyetini düşürün, çiftçinin ürününü değerinde pazarlayabileceği ortamı yaratın. Onlara para kazandırmanın yolunu bulun. Kaynaklarınızı o yönde harcayın. Bedava mazot versen de bir anlamı yok. Çünkü doğru tarım politikalarımız yok. Nar para ediyor diye bütün araziler nar bahçesi oldu. Sonra fiyatlar düştü, üretici narları tek tek sökmeye başladı. Bu ülkede üretici yoksulluk içindeyse, göç etmek zorundaysa bu kendi suçu değil. Her gelen günü kurtarmak için çalışıyor ve farkında olmadan tarımın geleceğini mahvediyoruz.


HAYVANCILIK ZOR


İthalatın Türk tarımına ve Türk çiftçisine etkisi nasıl?

Türkiye'de en önemli sektör tarım. Bünyesinde yüzlerce yan sektör barındırıyor. Çiftçinin cebinde para varsa herkesin cebinde para vardır. Paranın kaynağı da tarımdır. Dünyada tarım ürünleri üretiminde kendi kendine yeten yedi ülkeden biriyken şimdi her türlü tarım ürününü ithal eden bir ülke durumuna geldik. İthalat çözüm mü, ne yazık ki hayır. Et ithal etmeye karar verdiler, peki fiyatlar düştü mü? Düşmedi, düşmez de. Hayvancılık konusunda da kalıcı bir politikamız yok. Avrupa'da et üreticisi 10 liraya malolan eti 16 liraya satıyor, bizim et üreticilerimiz ise 24 liraya malolan eti 26 liradan satıyor. Bu koşullarda ülkemizde hayvancılık yapılabilir mi? Batı Anadolu'da hayvanlarımızı besleyeceğimiz meralarımız yok. Doğu Anadolu'da mera var ama hayvancılık yok. Biz hayvanlarımızı parayla yem alarak besliyoruz. Avrupa'da hayvanlar doğada maliyetsiz besleniyor. Bir ülkede mera yoksa besi hayvancılığı da olmaz. Doğu Anadolu'daki üretici de kendisine yem sağlayan celepler tarafından sömürülüyor. Üretici kendi yetiştirdiği hayvanı kendi pazarlayamıyor. Sağlıklı çözüm için günümüz koşullarında Türkiye'de süt batıda, et doğuda üretilmeli.

Üreticinin refah düzeyinin artması için kooperatifleşme şart mı?

Tire Süt Müstahsilleri Tarım Satış Kooperatifi olarak üreticimizin geleceğini güvence altına aldık. Bizim çabamızda bölgede köyden kente göç bitti. Çünkü burada üreticinin işi var. Ülke genelinde üretici ürününü satamıyor, yaşadığı darboğazdan çıkış yolu bulamıyor. Bu piyasa koşullarında da küçük üretici yok edilmeye çalışılıyor. Tek çözüm kooperatifleşme. Çiftçi zor durumdaysa esnaf da zor durumda. Ancak birleşebilirsek güçlü olabiliriz. Bu hayatın gerçeğidir. Birbirimizi korumalıyız, bu da ancak kooperatifleşmekle olur. Birlikte çalışarak başarabiliriz. Bu gerçeği 25 yıldan bu yana gittiğim her yerde anlatıyorum. Eğer devlete de kabul ettirebilirsek tarımımızın geleceği için çok büyük bir adım atmış olacağız. Yoksa çiftçinin cebine bir miktar para koyunca sorunların çözülemeyeceğini hepimiz biliyoruz. Kooperatifleşme, devletin öncelikli tercihi olmalıdır. Ancak böylelikle kayıtdışılığı ortadan kaldırır, gıda güvenliğini sağlar, üretimi planlayarak fiyat istikrarını oluşturabiliriz. Akıllı tarım politikasıyla, çiftçiliği güvenceli bir meslek haline getirebilirsek gençlerimiz köylerini terk etmez ve köylerinde yaşayıp üretirler. Yoksulluğun yaşanmadığı, barışın sağlandığı bir Türkiye istiyorsak akıllı tarım ülkesi olmalıyız.

Büyükşehir Belediyesi'nin desteği için neler diyeceksiniz?

İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Yerelden Kalkınma modelinin uygulanmasıyla Türkiye’de tarımsal büyüme % 2.1 olarak gerçekleşirken İzmir’de tarımsal büyüme % 5.5 olmuştur. Kooperatifleşme oranı Türkiye genelinde %13 seviyesindeyken İzmir’de % 28 oranındadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 10 yılı aşkın süredir kooperatiflerden doğrudan alım yöntemiyle kırsalda büyük gelişim sağladı ve bu konuda da Türkiye’ye örnek oldu. Ödemiş’ten fidan alımlarıyla güçlenen Bademli Kooperatifi şu an dünyanın bir çok ülkesine ihracat yapıyor. Bayındır ilçesi köy görünümündeydi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin alımlarıyla güçlendi, Türkiye’de çiçekçilik konusunda önemli bir merkez haline geldi. Tire Süt Kooperatifi, Birleşmiş Milletler tarafından iki kez örnek gösterilerek Okul Sütü Projesi ile Türkiye’nin en güvenilir markalarından biri oldu. Diğer ilçelerde de kooperatifçilik alanında olumlu gelişmeler başladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi hep elimizden tuttu.


GEZEN TAVUKLA ORTAĞA DESTEK


Tire Süt Kooperatifif Başkanı Mahmut Eskiyörük, yaklaşık 2 bin ortağı bulunan kooperatifte geçimini iki-üç baş inekle sürdüren küçük ortaklara da destek verececeklerini söyledi.
Eskiyörük, "Küçük ortaklarımıza ek gelir sağlamaları için 250'şer gezen tavuk vereceğiz. Mağazalarımıza satılmak üzere her gün 20 bin yumurta gerekiyor. 100 ortağımıza bu şekilde destek olacağız. Biliyorsunuz Fransa çiftlik yumurtasını yasakladı. Biz de ihtiyacımız olan yumurtayı doğal ortamda dolaşıp beslenen tavuklardan elde edeceğiz. Marketlerimizde de uygun fiyatla satacağız. Köylümüzün gelirini artırmak ve mutlu yaşam sağlamak istiyoruz. Tire Süt'ün bütün ortaklarının refah düzeyi yükselmeli. Bu konuda projeler üretmeye devam edeceğiz" diye konuştu.