Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük: Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile İzmir’de çiftçinin kendisine güveni arttı. Tarımsal kalkınma yolunda İzmir Türkiye için yol gösterici oldu.

RÖPORTAJ / ENGİN YAVUZ

Tire Süt Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, Türkiye’de çiftçinin ürettiği ürünü değerinde satamadığını belirterek, “Planlı bir üretimi gerçekleştirebilirsek çiftçilik güvenli bir meslek haline gelir. Gençler son yıllarda çiftçilik yapmak istemiyorsa çiftçiliğin güvenli bir meslek olmamasından kaynaklanıyor” dedi.

Tire Süt Kooperatifi olarak biz çiftçiliği güvenli bir meslek haline getirdiklerini belirten Eskiyörük şöyle dedi:

“Tire’de tarımsal üretimde kalite hızla artıyor. Türkiye’nin en iyi inciri Tire’de yetişiyor. İzmir’de de üretim zenginliği var. 100’ün üzerinde tarımsal ürün var. Bölgenin diğer ürünlerini de pazarlayabilmek için ihracata yönelik merkezler bir an önce kurulmalı. Ama aynı altyapı bölgede diğer ürünler için de, sebze ve meyve için de geçerli olmalı, tarımsal destek verilmeli. Havalimanlarından kalkan uçaklar dünyanın her köşesine tarımsal ürün taşımalı. Ama varlık içinde yokluk yaşıyoruz.”

“Tire çevresinde aynı zamanda tarımla da uğraşan 2000 üreticimiz var. Bölgemizde süt hayvancılığı çok gelişti” diyen Eskiyörük, “Tire Süt Kooperatifi olarak biz bölgede güven yarattık. Günde 500 ton süt işliyoruz. Tire, Ödemiş ve Bayındır’da toplam 2500 ton süt işleniyor. Süt verimliliği hayvan başına 7 ton. En nitelikli süt hayvanlarıyla üretim yapıyoruz. En kaliteli sütü biz üretiyoruz” diye konuştu.

"YARDIM ETMEYİN ÖĞRETİN"

Türkiye’de tarımda enfeksiyon yaşandığını, tarımsal üretimiyle 200 milyon kişiyi doyurabilecek kapasiteye sahip ülkemizde birçok ürünün artık ithal edildiğini hatırlatan Eskiyörük şunları söyledi:

“Devletin tarımsal bir politikası yok. Bakanlar değişiyor, Bakan’ın düşüncesine göre tarım politikaları uygulanıyor, politikalar sürekli değişiyor. Türkiye’de aile işletmeleri yerine şirket tarımcılığı yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Aile işletmeleri birer birer yok ediliyor. Bu politika ülkenin temeline dinamit koymaktan farksızdır. Bence öncelikle Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı yerine yalnızca tarım bakanlığı olmalı. Hayvancılık yapan tarım da yapmalı, teşvik edilmeli. Aile işletmelerinin kooperatiflere dönüştürülmesinin yolu açılmalı. Bu bir kültür haline dönüşmeli. Ülkemizde tarıma destek yardım anlayışıyla yapılıyor. Oysa çiftçiye tarımsal üretimden para kazanabileceği politikalar üretilmeli, yollar gösterilmeli. Devlet yardımı çok ama çiftçide para yok. Çünkü parayı bankalar kazanıyor. Türkiye’de tarımsal üretim bir an önce planlanmalı, destek üretimde kalitenin artması, çiftçinin örgütlenmesi için kullanılmalı. Devlet tarımsal kooperatifleri desteklemeli. Kooperatifler denetlenmeli. Devlet kooperatifçilikten korkmamalı, kooperatifler korunmalı. Aile çiftçiliğinin ve küçük çiftçinin yaşayabilmesi ancak ve ancak etkin bir kooperatifçilik modeliyle mümkün olabilir. Köyden kente göçün önlenmesi de ancak küçük çiftçinin kalkındırılması ile mümkündür.”

"BÜYÜKŞEHİR ÖNDER OLDU"

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kooperatifçiliğin desteklenmesinde Türkiye’ye örnek olduğunu belirten Mahmut Eskiyörük şunları ekledi:

“Büyükşehir Belediyesi ‘Kırsal Kesimde Gelir Getirici Faaliyetlerin Desteklenmesi’ projesi kapsamında bölge üreticisine her türlü desteği veriyor. Hem hayvancılığı, hem arıcılığı, hem de sebze ve meyve üreticiliğinin bölgede gelişmesi için bütün olanaklarını kullanıyor. Tire Süt Kooperatifi Türkiye’nin en güçlü kooperatiflerinden biri haline geldi, Bayındır Çiçekçilik Kooperatifi artık yurt dışına çiçek satıyor, Bademli Fidancılık Kooperatifi ihracata başladı. Kiraz’da, Bergama’da, Selçuk’ta tesisler kuruluyor, bölge üreticisinin güçlenmesi için destek veriliyor. Küçük üreticilere büyük ve küçükbaş hayvanlar dağıtılıyor. Tarımsal eğitim veriliyor. Ürünleri satın alınıyor. Büyükşehir Belediyesi’nin kooperatiflere verdiği destekle artık üretici, ürettiği ürünü değerinde satmaya başladı. Çiftçinin kendisine güveni arttı. İzmir Modeli'nin sonucunda Türkiye’de tarımsal büyüme yüzde 2,1 gerçekleşirken İzmir’de tarımsal büyüme yüzde 5,5 olmuştur. Kooperatifleşme oranı Türkiye genelinde yüzde 13 seviyesindeyken İzmir’de yüzde 28 oranındadır. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve kooperatiflerin omuz omuza çalışması Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın da desteğiyle İzmir, gıda ve tarımsal ürün ihracat merkezi haline gelecektir. Kentimiz son 15 yılda büyük bir ivme yakaladı ve Türkiye’nin tarımsal üretim merkezi haline geldi. Türkiye bana göre İzmir’i örnek almalı, çünkü İzmir Türkiye için yol gösterici oldu. Türkiye’de ilk kez İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde Tarım Daire Başkanlığı kuruldu. İzmir’in bu başarısını diğer iller de örnek almaya başladı. Aydın’da, Tekirdağ’da, Muğla’da benzer projelerin hızla geliştiğini görüyoruz. Türkiye’ye sütü sevdiren İzmir’dir. Demokrasiyi öğreten İzmir’dir. Türkiye ancak İzmir’i örnek alırsa kalkınır…”

SURİYELİ MİNİKLER ŞİMDİ SÜT İÇİYOR

minik2012 yılında 46 bin aile ile başlattığı Süt Kuzusu projesini bu yıldan itibaren yaklaşık 3 katı büyüterek 122 bin aileye çıkaran İzmir Büyükşehir Belediyesi, Suriyeli çocukları da Süt Kuzusu projesine dahil etti. İzmir Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Müdürlüğü’nün Konak ilçesinde belirlediği mahallelerde uygulamaya başlanan projeyle, 1-5 yaş arasında belirlenen yaklaşık 3 bin Suriyeli çocuğa süt dağıtımı başladı. Ayrıca pilot uygulama sonrasında Süt Kuzusu projesinden yararlanan ilçelerdeki 11 bin Suriyeli çocuğa da süt dağıtımı yapılacağı açıklandı. Bu projeden yararlanmak isteyen Suriyeli ailelerin Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı’nın 293 45 97 numaralı telefonundan kayıt yaptırabileceği bildirildi.