Röportaj/ Ferzan YAPKUÖZ GÜRGÜR

Son yapılan çalışmalar bağırsakların ikinci beyin oldukları ve bağırsak fonksiyonlarının hayatımız için ne kadar önemli arettiğini ortaya konydu. Artık bağırsak sağlığımıza özen gösterip bakım yapmamızın hayatımızın her aşaması için çok kıymetli olduğunu anladık. Peki son dönemde yoğun miktarda kullandığımız dezenfektanların bağırsak sağlığımızı nasıl etki ettiğini düşündünüz mü? Bağırsak Sağlığı Uzmanı ve Beslenme Terapisti İsmehan Öztürk ile “bağırsak tadilatını” konuştuk.

Bağırsak sağlığı uzmanı ve beslenme terapisti İsmehan Öztürk, İsviçre ve Almanya’da bu konunun eğitimlerini almış bir uzman. Öztürk, sağlıklı yaşamın sırlarından biri olan bağırsak tadilatı hakkında bilmemiz gerekenleri anlattı. Ayrıca son günlerde hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan dezenfektanların bağırsak sağlığını nasıl bozduğuna değindi. Eğer siz de sık sık grip oluyor, halsizlik yaşıyor, cilt rahatsızlıkları ve her geçen gün artan alerjilerinizle başa çıkamıyorsanız bağırsaklarınızı bir testten geçirin derim. Sayfada bulunan bağırsak testini mutlaka yapın. Unutmayın bağırsak testinde ne kadar az EVET çıkarsa o kadar sağlıklı bağırsaklara sahipsiniz demektir.

Sizi tanıyabilir miyiz? Bize biraz kendinizden ve mesleğinizden bahseder misiniz?

İzmir’de doğdum fakat 9 yaşımda tüm ailemle birlikte İsviçre’ye yerleştik. 29 yıl İsviçre’de yaşadım. Henüz 4 buçuk senedir tekrar Türkiye’de yaşamaya başladım. İki ülkenin de kültürünü almaktan çok mutluyum. Önce finans okudum. Finansta mutlu değildim. İnsan mutlu seçimler yapmaya karar verdiği an he rşey değişebiliyor. Yeni bir cesaretle İsviçre’de HLS Bern’de Beslenme Uzmanlığı okudum. Bağırsak sağlığı ek eğitimimi de Almanya’da aldım. Almanya alternatif tıptaki araştırmalara yaptığı yatırımlarda çok daha cömert. Beslenmede derinleştiğim danışmanlık alanım, bağırsaklar. Yani ikinci beyin. Kronik bağırsak rahatsızlıklarının doğru beslenme yoluyla azalması. Kısacası beslenme terapisi diyebiliriz. Kabızlık, ülseratif kolit, morbus crohn, huzursuz bağırsak sendromu, SIBO gibi kronik bağırsak rahatsızlıklarının yanısıra doğru beslenmeyle migren, akne, fibromiyalji, egzama, romatizma gibi şikayetlere de bağırsak sağlığı danışmanlığı kapsamında destek veriyorum. Yaşadığımız birçok şikayet bizim merkezimiz olan “ikinci beyin”in dengesini bozmuş olmasından kaynaklandığını hepimiz biliyoruz artık. Dolayısıyla bedendeki şikayetlerimizi bağırsak sağlığından başlayarak temelden ele almak istiyoruz. Önce bağırsak tadilatı yapıyoruz sonra şikayetlere göre beslenme terapisine geçiyoruz. Şikayetlere göre 2-4 aylık bir süreçten bahsedebiliriz.

Yılda 1 defa

Bağırsak tadilatı nedir? Nasıl yapılır? Herkese yapabilir mi? Tadilat süresinde kullanılması gereken ilaç ya da benzeri bir şey var mı?

Bağırsak tadilatı bağırsak sağlığı danışmanlığımızın bir parçası ve genelde ilk adımı. Bazı özel durumlarda son aşama olarak da uygulayabiliyoruz. Bağırsak tadilatını özel danışanlarım için yurtdışından gelen bitkisel bir kürle yapıyoruz. 3 aşamadan oluşuyor. İlk aşamada temizliyoruz. İkinci aşamada bağırsakları asitlerden arındırıp PH değerini dengeliyoruz ve aynı aşamada minerallerle bağırsak duvarlarını besliyor ve güçlendiriyoruz. Üçüncü aşamaysa artık temizlenmiş ve güçlenmiş bağırsaklara her gün 24 milyar bakterilik probiyotik veriyoruz. Bu süreçte başka özel bir şey kullanmaya gerek kalmıyor. Sadece ek olarak kürün maksimum verim sağlaması için beslenmede birkaç kuralımız oluyor. Sosyal hayat normal devam edebiliyor. Sadece ağır bir tedavi sürecinde olanlara uygulamıyoruz. 14 yaşından itibaren herkese, kronik bir rahatsızlığı olmayıp bağışıklık sistemini güçlendirmek amaçlı isteyenlere de yapıyoruz pek tabi ki. Ben de kendime ve aileme her sene bir defa uyguluyorum.

Sadece beslenme ile bağırsak tadilatı mümkün mü?

Sadece beslenme yoluyla bu kadar kolay ve risksiz bir tadilat bilmiyorum. Kendimiz yapabiliriz ama çok zahmetli bir süreç oluyor. Adım adım bitkiler, yağlar ve lavman eşliğinde, pek kolay ve kendimiz uyguladığımız için risksiz bir süreç olmayabilir.

İkinci beyin

Bağırsaklar gerçekten 2’nci beyin mi ? Neden 2. beyin deniliyor?

Bağırsaklar omurilikten daha fazla nörona sahipler. Beyinle tam olarak aynı hücre tiplerine, aktif maddelere ve reseptörlere sahip bağırsaklarımız. Beyin ve bağırsaklar sürekli iletişim halindeler. 1’nci beyin iyi değilse 2’nci beyin de etkileniyor, ya da tam tersi. Eskiden beri bilinen “Tüm hastalıkların anası bağırsaklardır” cümlesine yeni bir bilgi daha eklendi: “Mutluluğun % 95'i bağırsaklardan geçer.” Sınavdan önce karın ağrısı ya da ishal. Yeni bir ortama girdiğimizde, yer değişikliğinde yaşadığımız kabızlık. Günlük hayatta nasıl bir bağlantı olduğunu birebir gösteriyor aslında.

Hangi şikayetlerimiz varsa bağırsak tadilatı ya da bağırsak sağlığı danışmanlığı gerekli? Rahatsızlık ilk nasıl sinyal verir? Kimler risk altında? Tedavi yapılmazsa ne olur?

Bence günümüzün ilaç kullanımı, GDO'lu gıdaları, stres dolu hayat düşünüldüğünde herkes hiçbir kronik şikayeti olmasa da senede 1 kez yapmalı. Neler yapmıyoruz, yaptırmıyoruz ki aslında? Temelimiz güçlü olunca her anlamda daha iyi hissediyor ve daha güçlü bir bedene sahip oluyoruz. Saçlar, tırnaklar, sağlıklı bir cilt, enerji, iyi bir konsantrasyon vs. Ama öncelik olarak hangi şikayetlerimiz varsa bağırsak sağlığı danışmanlığı gerekli dersek eğer; Kronik karın ağrıları, şişkinlik/gaz, ishal (tekrarlanan), kronik kabızlık, açlık krizleri, tekrarlanan bağırsak iltihaplanmaları, kronik yorgunluk, sık sık grip olmak, besin hassasiyetleri, huzursuz bağırsak sendromu, candida, her geçen gün yeni beliren alerjiler, cilt hastalıkları (egzama, sedef, kronik akne) romatizmal rahatsızlıklar, fibromiyalji, migren. Tedavi yapılmazsa şikayetlerin şiddeti ve çeşitleri artma riski taşır. İltihaplanmalarda çok daha ileri boyutta zararlara yol açar.

Türkiye ve Avrupa'yı karşılaştırdığınızda ne gibi farklar var? Avrupa'da işler nasıl ilerliyor? Türkiye'de nasıl uygulanıyor, doğrusu nasıl olmalı?

Türkiye’ye 4.5 sene önce geldiğimde henüz çok yabancıydı anlattıklarım. En azından İzmir’de. Ama çok hızlı bir şekilde bilinçlenmeye başladık. Fakat öncelikle beslenmede genel olarak bir konuya değinmek isterim ki, o da denge. Ben ülke olarak ‘sağlıklı beslenme’ konusunda geçiş döneminde olduğumuzu gözlemliyorum. Sağlıklı beslenme ortalamada evimizde nasıl bir mutfak alışkanlığına sahip olduğumuzla alakalıdır. 10 gün sağlıklı beslenip 11’nci gün bir hamburger bir bira gayet tabi olabilir. Hayat böyle bir şeydir çünkü. Ülkemizde sürekli bir besin grubunu yasaklayarak sağlığımıza kavuşacağımıza inanıyoruz. Ve doğal olarak bir süre sonra çöküyor o sistem. Benim gözlemlediğim, henüz ülkemiz beslenme tarzında sürüdürülebilirlik konusuna hak ettigi değeri vermiyor. Ama o da gelecek. Her geçiş dönemi böyledir. Uçurumlar arasında gidip gelinir. Sonra ortası, dengesi illa ki bulunur. Oturunca her şeyin dengede güzel olduğunu tecrübe ederek göreceğiz diye düşünüyorum. Bağırsak sağlığı ve onun tadilatı Avrupa'da çok daha biliniyor ve hayata dair. Senelik tatile nasıl gidiyorsak, senelik bağırsak bakımı da aynı rutinde diyebiliriz. Ülkemizde de bu olacak. Ben inanıyorum. Bilinçleniyoruz. Gündüz televizyon programlarından bazen annem alıntı yapıp bana gönderiyor. Neredeyse her gün bir kanalda bağırsak sağlığı konu oluyor. Ben bu konuda pozitif düşünüyorum. Sadece sakin olmak önemli. Sürdürülebilir bir sağlıklı yaşam için uçlardan uzak durarak, katı kurallara biraz şüpheyle yaklaşmak, bedenimizi iyi dinleyerek yola çıkmak çok kıymetli. Ben benden ilk bilgi almak isteyenlere hemen gelin başlayalım asla demem. Siz iyice düşünün, ne zaman içinize sinerse, ben buradayım derim. Bu çok önemli bir konu. Sakince yola çıkmak. Kendini hırpalamadan. Ve son olarakta beslenmede yasak, ceza ve ödül anlayışından sıyrılmak iyi bir sürdürülebilirlik stratejisi olabilir.

Mevsimsel beslenin

Kovid-19 Pandemi nedeniyle insanlar artık evde yemek yapmaya başladılar, dışarıdan yiyecek siparişleri yok denecek kadar azaldı. Bunun mide ve bağırsaklarımıza bir etkisi var mı?

Tabi esnaf için çok pozitif bir durum olmasa da, özellikle dışarıda yemek yemeye alışık olanlar için harika bir fırsat oldu bana kalırsa. Doğal olarak sunulan menülerin maliyetinin düşük olması için, özellikle kullanılan değeri düşük yağlar ve sağlıklı pişirme yöntemlerinden uzak olan hızlı servis edilmesi gereken yemekler mide ve bağırsak sağlığımızı uzun vadece fazlasıyla etkiliyor.

Dolayısıyla tavsiyem; dışarıda yemeyi karın doyurmak için değil sevdiklerimizle, yakınlarımızla sohbet edip keyif yapabileceğimiz, ara sıra katıldığımız sosyal aktivite olarak yaşamak mide, bağırsak ve sindirim sağlığı için iyi bir fikir olacaktır. Fakat Kovid-19 ile ilgili bir konu da var ki, o da bu süreçte doğal olarak fazlasıyla dezenfektan kullandığımız. Bu da bağırsak floramızın dengesini bozabilir. Dolayısıyla bu aralar dezenfektanlardan vazgeçemeyeceğimize göre, tadilat yapamıyorsak, düzenli probiyotik almak iyi bir fikir olacaktır.

Sağlıklı beslenmeyi bir yaşam biçimi hale getirmek için ilk nereden başlamak gerekir?

Yukarıda da değindiğim gibi, sürdürülebilirliği sağlamak çok önemli. Bu da hemen olabilecek bir şey değil. Sağlıklı beslenme eğer sizin için henüz yeniyse, kendinizden büyük beklentilerle başlamayın. Yavaş yavaş entegre etmek doğru bir pusula olacaktır. Henüz çok yeni bir başlangıçsa, mutfakta iyi yağları kullanmakla başlayabilirsiniz mesela. İyi yağlar mide ve bağırsakların en iyi dostlarıdır. Ayçiçek yağından ve bilimum kızartmalardan uzak durun. Sıcak ve soğuk kullanılan yağları mutlaka ayırarak yemek yapın. Mevsimsel beslenin. Doğal, işlenmemiş, ambalajsız gıdaları tercih edin. Sebzeyi her gün 3 öğün mutfağa alın. Beyaz unlu besinleri daha az tüketin. Ve yemeği merkeze almadan beslenin. Aç olduğunuz için yiyin, doyduğumuzda bırakın. Açlık ile ‘canın çekmesi’ halini ayırt ederek çok yol almış olursunuz.

Bağırsak testi

EVET HAYIR İLAÇLAR

- Son 6 ayda antibiyotik kullandınız mı?

- Senede en az bir defa antibiyotik kullanıyor musunuz?

- Çocukken çok kez antibiyotik aldınız mı?

- Mide koruyucu ilaclar kullanıyor musunuz?

- Ayda en az birkac defa müsil etkili ilaçlar kullanıyor musunuz?

Sağlık şikayetleri

- Besin alerjileriniz var mı?

- Başka alerjiler ya da egzamanız var mı?

- Kronik bağırsak iltihaplanması (Kron, Ülseratif kolit gibi) var mı?

- Obez misiniz? Kilo almak kolay, vermek zor mu?

- Huzursuz bağırsak sendromunuz var mı?

Yaşam tarzı

- Son 6 ay içersinde sigarayı bıraktınız mı?

- Son yıllarda tropik bir ülkeye gittiniz ve orada sindirim rahatsızlığı geçirdiniz mi?

- Nadir mi spor yapıyorsunuz?

(Günde 30 dakikadan az egzersiz yapıyorsanız)

- İşte ya da özel hayatta sürekli strese maruz kalıyor musunuz?

- Evde düzenli ve bol dezenfektan, çamaşır suyu kullanıyor musunuz?

- Günde 3 porsiyondan az, posadan yoksun besleniyor musunuz?

(Posa açısından zengin besinler: sebze, kuru baklagil, tam tahıllı besinler ve çiğ kuruyemiş vs.)

- Kolay karbonhidrat grubu besinleri çok tüketiyor musunuz?

(Kek, pasta, tatlı, beyaz ekmek, beyaz unlu besinler)

- Tek yönlü besleniyor olabilir misiniz?

- Haftada 1 defadan fazla fast food, hazır yiyecekler, dışarıda ve şekerli gazlı içecekler tüketiyor musunuz?

Sağlıklı beslenme ortalamada evimizde nasıl bir mutfak alışkanlığına sahip olduğumuzla alakalıdır. 10 gün sağlıklı beslenip 11’nci gün bir hamburger bir bira gayet tabi olabilir. Hayat böyle bir şeydir çünkü. Ülkemizde sürekli bir besin grubunu yasaklayarak sağlığımıza kavuşacağımıza inanıyoruz. Ve doğal olarak bir süre sonra çöküyor o sistem.

Kovid-19 ile ilgili bir konu da var ki, o da bu süreçte doğal olarak fazlasıyla dezenfektan kullandığımız. Bu da bağırsak floramızın dengesini bozabilir. Dolayısıyla bu aralar dezenfektanlardan vazgeçemeyeceğimize göre, tadilat yapamıyorsak, düzenli probiyotik almak iyi bir fikir olacaktır.