TÜRKİYE Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, "Türkiye 15 Temmuz'a devletin taşıyıcı kurumlarını yıprattığı, kuruluş felsefesinden uzaklaştığı, hukuk devletini aşındırdığı, demokrasinin niteliğini maalesef aşağılara çektiği için geldi" dedi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Düzce'nin Akçakoca İlçesi'nde bir otelde düzenlenen '10'uncu Karadeniz Baro Başkanları Toplatısı'na katıldı. Toplantıya verilen arada basın mensuplarının sorularını cevaplandıran Feyzioğlu, 15 Temmuz şehitlerini rahmetle andığını söyledi. Feyzioğlu, Türkiye'yi 15 Temmuz'da iç savaşın eşiğine getiren trajedinin nasıl yaşandığını çözmeden çıkışın bulunamayacağını söyleyerek şöyle konuştu:

"Türkiye 15 Temmuz'a daha demokratik, hukuk devleti standartlarını daha yüksek tutan bir ülke olduğu için gelmedi. Türkiye Cumhuriyeti devletinin taşıyıcı kurumlarını yıprattığı, kuruluş felsefesinden uzaklaştığı, hukuk devletini aşındırdığı, demokrasinin niteliğini maalesef aşağılara çektiği için geldi. Dolayısıyla bu zor süreçten çıkış hukuk devletini askıya alarak, demokrasinin niteliğini daha da düşürerek olmaz. Bu zor süreçten çıkış, ancak kuruluş felsefesine sımsıkı sahip çıkarak, anayasanın ilk dört maddesinde belirlenen nitelikleri içselleştirerek, sahiplenerek ve taşıyıcı kurumları güçlendirerek olur. Bu taşıyıcı kurumların başında da bağımsız, tarafsız güven veren yargı olmalıdır."

'TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK SORUNU'

"Adalet mülkün, yani halkın temelidir" diyen Feyzioğlu, şöyle devam etti:

"Adalete güven sıfır seviyelerine düştüyse eğer, Türkiye Cumhuriyeti'nin sürdürülebirlilik sorunu çıkar. Bu şu demektir: Türkiyeyi yıkmak isteyen terör örgütleri var. Ele geçirmek, bölmek isteyen terör örgütleri var. Bunların arkalarında da biliyoruz ki küresel bazı güç odakları mevcut. Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tutabilmek için toplumun yargı sistemine güvenmesi lazım. Bu güven aşağılara çekildikçe, bundan Türkiye Cumhuriyeti'ni yıkmak, bölmek, ele geçirmek isteyen terör örgütleri, arkalarındaki güç odakları memnuniyet duyuyor. O halde bu güç odaklarını ve bunların kullandıkları maşa terör örgütlerine en etkili cevap yargımızı güvenilir hale getirerek verilir. Bizim mücadelemiz bunun içindir."

ADALET YÜRÜYÜŞÜ

Adalet Yürüyüşü'ne katılmamasına ilişkin eleştirilere de cevap veren Feyzioğlu, Adalet Yürüyüşü'nü bir siyasi partinin organize ettiğini belirterek, "Bazılarının anlamakta zorlandığını düşündüğüm şu: Orada bir siyasi parti bayrağı yoktu, doğru. Ama siyasi parti organize etti. Bir siyasi partinin toplumun temel ihtiyacını gündeme getirmesi yanlış değil ki, ayıp değil ki, siyasi partilerin varlık sebebi, toplumun temel gördüğü ihtiyaçları dile getirmesidir. Bu anlamda bir faaliyetin siyasi parti faaliyeti olması, onu değersizleştirmez. Bu faaliyetin siyasi parti faaliyeti olması zaten gerekli. Bir itirazımız, eleştirimiz yok. Siyasi parti faaliyeti olduğunda Türkiye Barolar Birliği katılamaz. Bunu anlatmaya gayret ettik. Toplumumuzun önemli bir kısmının bu konuda bize hak verdiğini biliyoruz" dedi.

SOMA'DA HAKİM DEĞİŞİKLİĞİ

Feyzioğlu, Adalet Yürüyüşü'nün önemli bir ihtiyaca işaret ettiği için gözlerinde değerli olduğunu söyledi. Adalet Yürüyüşü öncesinde de ve sonrasında adalet mücadelesini sürdürdüklerini söylerken 301 madencinin öldüğü Soma faciasında karar aşamasında hakimin değiştirildiğini hatırlatan Feyzioğlu, "Tam karara çıkılmak üzereyken olayı ilk günden beri takip eden, davanın hakimliğini yapan Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, kıdemli üyesi karar verilmek üzereyken değiştirildi. Ben tüm toplumu buna ilgi göstermeye, kamuoyu yaratmaya davet ediyorum buradan. Türkiye Barolar Birliği olarak bizim görevimiz bu. Sadece yürüyerek olmaz" diye konuştu.