CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayları Tunç Soyer'e yönelik eleştirilere ilişkin, "Babasının açtığı bir davadan ötürü hele hele aradan bu kadar yıl geçmiş oğlu kalkıp suçlayalım, bu nedir biliyor musunuz? Demokrasi kültürünün olmaması demektir, Ortaçağ zihniyetidir bu." dedi.

Kılıçdaroğlu, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.

Seçime iki ay kaldığını hatırlatan ve heyecanlı olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Büyük kentlerde söz sahibi olacağız. Ankara'yı, İstanbul'u, Antalya'yı, Mersin'i, Bursa'yı, İzmir'i Allah'ın izni ile alacağız. Adaylarımız sahaya hakim çalışıyorlar." dedi. Adaylar konusunda aldığı eleştirilerin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, her seçim dönemi bu eleştirileri yaşadıklarını söyledi. Eleştirilerden haklılık payı verdikleri olduğunu da belirten Kılıçdaroğlu, oralarda düzeltme yaptıklarını bildirdi. "Aday belirlemede geç kalındı" eleştirilerine katılmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, daha önceki seçimlere nazaran daha çok adayı daha erken açıkladıklarını dile getirdi. Son yapılan PM ve yaşanan tartışmalar hatırlatılarak, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun sosyal medya üzerinden istifa açıklamasının sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, parti içindeki tartışmaları, partinin özel hayatı olarak gördüğünü ve kamuoyu önünde tartışmayı doğru bulmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Canan Hanım'ın bir duygusal nedenle böyle bir tweet attığını biliyorum, sonra da bu tweetten vazgeçtiğini biliyorum." dedi.

"Böyle bir hakkı var mı?" denmesi üzerine Kılıçdaroğlu, "Etmemeli. Kendisine söyledim. Halka şunu söyleyeyim; atılan tweettin doğru olmadığını ifade ettim zaten. Çünkü bir il başkanının duygusal nedenlerle tweet atması, sosyal medyada düşüncelerini paylaşmasının doğru olmadığını ifade ettim o da kabul etti tabii bunu." değerlendirmesini yaptı. Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine "Kaftancıoğlu'nun istifasını kendisinin istediği" bölümlere girmek istemediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Neden o bölümlere girmek istemem. Dediğim gibi bu bir partinin kendi iç sorunudur. Kendi iç sorunuyla ilgili alanı tartışmak istemem." diye konuştu. "Canan Hanım seçime kadar devam edecek mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Devam edecek, sonrasına bakarız." dedi.

İzmir tartışması

Bir soru üzerine, partisinin İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Tunç Soyer ile ilgili değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, Soyer'in Seferihisar'da başarılı bir belediye başkanlığı yaptığını ve küçük bir beldeyi tüm Avrupa'ya tanıttığını söyledi.

Soyer'in yetenekli ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapacak kapasitede biri olduğunu ifade eden Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Aziz Bey de başarılı bir belediye başkanlığı yaptı, hakkını yemek doğru değil, ama 'Artık yoruldum kenara çekiliyorum' demişti, dolayısıyla bu arkadaş geldi. Tunç Soyer'e yönelik eleştirilerin tamamı haksız eleştiriler. Bir belediye başkan adayının bu kadar haksız, hukuksuz, adaletsiz eleştiriye muhatap olmasının özünde yatan şu; bu kişi çok çok değerli, İzmir'de yüksek oy alacak, dolayısıyla bunu bugünden başlayarak yıpratmak için kampanya açtılar. İzmir halkı gerçekleri bilen, demokrasiyi özümsemiş, ruhuna indirgemiş bir halktır. İzmirliler Türkiye'nin yaşadığı süreçten rahatsızlar, hukuksuzluklardan rahatsızlar ama İzmir'de demokrasiyi hukuku yerleştirmek istiyorlar dolayısıyla Tunç Soyer'i bağırlarına basacaklardır."

Tunç Soyer'in babasıyla ilgili tartışmaların ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Babasından ötürü çocuklar niye yargılanır? Ya da çocuğundan ötürü baba niye yargılanır? Şimdi Erdoğan hemen hemen her ortamda 'Ben Müslüman'ım demiyor mu? Hemen hemen her ortamda inancı siyasete alet eden birisi değil mi? Böyle birisi. Bakın Sevgili Peygamberimizin Veda Hutbesi. Dünyanın en önemli insan hakları bildirgelerinden birisi olarak tanımlanıyor. Bakın ne diyor, 'Baba oğlunun suçu üzerine, oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz.' Eğer bir insan gerçek anlamda inançlı ise babadan ötürü oğlu, oğuldan ötürü babayı suçlamaz. Suç bireyseldir. Kaldı ki babasının hiçbir suçu yok ki. Babası bir kamu görevlisi. Davayı açmış, kişiler beraat eder, beraat etmez. Sayın Yaşar Okuyan bana geldi, dedi ki 'O davada ölümle yargılananlardan birisi benim ama gideceğim oyumu vereceğim.' Babasının açtığı bir davadan ötürü hele hele aradan bu kadar yıl geçmiş, oğlu kalkıp suçlayalım, bu nedir biliyor musunuz? Demokrasi kültürünün olmaması demektir, Ortaçağ zihniyetidir bu. Ortaçağ'da olur bunlar, biz 21. yüzyıldayız. Tunç Soyer orada belediye başkanlığı yapmış bu dönemle ilgili suçlama yapamıyorlar. Benim için de 7 göbek geriye gittiler. Yok kardeşim, ne yapalım. Tunç Soyer için de yok. Babası savcı, kararı veren savcı değil."

Bir kişinin "babasının yaptıklarından dolayı suçlanamayacağını ya da ödüllendirilemeyeceğini" belirten Kılıçdaroğlu, "Tunç Soyer çalışkan birisi. İzmir'i gayet iyi yönetecek, hep birlikte göreceğiz." diye konuştu.

Soyer'den İzmir'i en önemli kültür merkezi haline getirmesini istediğini aktaran Kılıçdaroğlu, İzmir'in ilçelerindeki adaylarla ilgili de değerlendirmede bulundu.

"İzmir'in ilçelerinde çok sayıda aday değişti, neden?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Değişim olmak zorundadır. Yeni insanların siyasete gelmesi, yol alması gerekiyor. Gençlere de siyasette yer açmamız gerekiyor." ifadesini kullandı.

"Bir adayı belirlemek kolay değil"

Belediye başkan adayı belirlenmesine yönelik bir soruyu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, 3-4 ay önce milletvekillerini illerde görevlendirdiklerini ve o milletvekillerinin kendilerine raporlar gönderdiğini anlattı.

Ayrıca o bölgede yapılan anketleri ele aldıklarını ve örgütün görüşleri doğrultusunda aday belirlediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, adayların bu aşamalar sonucunda belirlendiğini söyledi.

İYİ Parti ile müzakereler, Saadet Partisi ile de dirsek temasları olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, bütün bu görüşmelerin de bu ilçelerdeki gecikmenin ana nedeni olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine İYİ Parti ile yapılan "iş birliği"nden memnun olduğunu bildirdi.

"Bir adayı belirlemek kolay değil. Bizim bütün aday adaylarımız, belediye başkanlarımız değerlidir." diyen Kılıçdaroğlu, "Aziz Kocaoğlu başarılı bir belediye başkanıydı hakkını yemeyelim. 400 kusur yıl hapisle yargılandı. 'Artık yoruldum' demişti, 'Yapmak istemiyorum' demişti, o sözü dolayısıyla Tunç Soyer'in ismi öne çıkmıştı. Artık geri dönmenin çok doğru olmadığını düşündük zaten o çerçevede bir tanımlama yaptık." değerlendirmesinde bulundu.

"İmamoğlu çalışkan birisi"

Partisinin adaylarını PM'de, MYK'de tartışarak belirlediklerini aktaran Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Belediye Başkanlığı adaylığına ilişkin de açıklama yaptı. Kılıçdaroğlu, "Ekrem İmamoğlu çalışkan birisi, gerçekten hiçbir ayrım yapmıyor, kullandığı dil kapsayıcı bir dil. Gerçekten fakir fukaranın yanında olan biri. Çalışmalarını öteden beri izliyordum, göreceksiniz İstanbul'u alacak." dedi.

Ekrem İmamoğlu'nun siyasi duruşunu "halkçı" olarak niteleyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Ekrem İmamoğlu solda oturan birisidir, kaynakları halk için harcamak isteyen bir kişidir." diye konuştu. 

"Ekrem Bey başarılı bir performans gösterecek"

"İstanbul'da bir tarafta Binali Yıldırım, bir tarafta Ekrem İmamoğlu kıran kırana, heyecanlı, başa baş çekişmeli bir yarış olacak mı?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Kesinlikle Ekrem Bey çok daha başarılı bir performans gösterecek." dedi.

CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adaylarının çok bilinen değil ama yeni bir yüz olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun ilçesinde verdiği hizmetleri herkesin bildiğini ve gördüğünü de söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bütün İstanbul yani o yakanın büyük bir kısmı onun açtığı bir milyon metrekarenin üzerindeki parkta eğleniyor. Ekrem Bey'in kendi beldesine yaptığı hizmetler var. Binali Bey hangi hizmetleri yaptı?" diye konuştu.

TBMM Başkanı ve AK Parti'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım'ın otoyollar, köprüler yaptığının belirtilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"O devletin yaptığı iş. Belediye ne yaptı? Belediyenin yaptığı işi soruyorum. Göreceksiniz İstanbul'un sorunlarını en iyi bilen ve bunlara en sağlıklı ve en tutarlı çözümleri getiren kişi İmamoğlu olacak. Çünkü yaşamış olayı. Belediyeyi nasıl ve hangi anlayışla yöneteceğini gayet iyi biliyor. Bir halk adamı. Kimseye kızmıyor, bağırmıyor, sempatik birisi ve derdini anlattığında rahatlıkla dinliyor. Daha da önemlisi herkesin değerlerine saygılı. Hiçbir ayrım yapmıyor vatandaşların arasında. Ama öbür taraf yapıyor."

Yıldırım'ın "Benim için Meclis Başkanlığı meselesi 18 Şubat tarihi itibarıyla tamamdır, orada görevimi tamamlamış olacağım." açıklamasını işaret eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Binali Bey Meclis Başkanlığını kaybedecek büyük bir ihtimalle istifa ettikten sonra. İstifasını çok fazla tartışmadım. Neden? Bu konularda doğrudan siyasetçinin değil, sivil toplum örgütlerinin, vatandaşın duyarlılığının dışa yansıması lazım. O yansırsa daha etkili olur. Öbür türlü bir siyasi çekişme olacak. Sayın Binali Yıldırım'ın eğer istifa etmeden Meclisin makam arabasıyla gidip, seçim propagandası yapacaksa bundan en çok rahatsız olacak olan vatandaş, barolar, sivil toplum kuruluşları, sendikalar olmalıdır. 'Bu haksızlıktır, adaletsizliktir. Böyle bir şey olmamalıdır.' demelidir. Ama biz atlayıp, onların önünü kesersek, bu doğru değil."

"Kadın arkadaşlar da erkek aday öneriyor"

Kadın aday sayısının az olmasına yönelik eleştiri üzerine Kılıçdaroğlu, "Zaman zaman arkadaşlarıma da söylüyorum kadın aday istiyoruz. Kadın arkadaşlar da erkek aday öneriyor." dedi.

Binlerce adayı birebir tanıma şansları olmadığına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Çoğuyla muhatap olamıyorsunuz zaten. Kim bilir? İl başkanı, oradaki milletvekili, belde halkı bilir. Anketlerde çıkar ve biz onlara göre bir değerlendirme yapmak zorundayız. Birden fazla parametrenin bir araya gelmesiyle biz aday belirliyoruz. Kadın aday ben de istiyorum. Elbette ki kadın aday olmalı. Yapacağız da zaten kadın aday ama yeterli değil." diye konuştu.

Tazminat davaları

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açtığı tazminat davalarına ilişkin bir soru üzerine, iktidar partisinin yanlış yapması halinde bunu en sert ifadelerle kamuoyuna sunmanın anayasal görevi olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, "Eleştirdiğim zaman yaptığım eleştiriler dolayısıyla tazminat davaları açıldı. Elbette açılabilir. Şimdi Man Adası dolayısıyla yüksek tazminatlar geldi. Man Adası'nda söylediğim her şey belgeye bağlı. Bankanın dekontuysa dekontu... Her şey belgeye bağlı. Üstelik bu Ankara Savcılığına da gitti. Savcılık da araştırdı, sordu, belgelerin doğru olduğunu o da kabul etti. Dava açıldı. Davanın düştüğü 3 mahkemenin başkanları davadan önce değiştirildi." açıklamasını yaptı.

"Niye değiştiriliyor?" sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Dava açılıyor, görüşülecek. Oradaki hakim değiştiriliyor görüşmeye başlamadan. AK Parti militanı hakim getiriliyor. Cumhuriyet tarihinde örneği olmayan yüksek miktarlarda tazminata mahkum ediliyor. Avukat, 'Delilleri topla' diyor. Delilleri toplamaya gerek bile duymuyor. Tabii bu birinci derece daha sonra diğer mahkemelere de gidecek. Ben bunları AİHM'ye kadar götüreceğim. Benim hakkımda açılan tazminat davalarından son kertede kaybettiğim bir dava var. O da zamanında Anayasa Mahkemesine başvurmadığım gerekçesiyle. Biz o gerekçeyi de haklı bulmadık ve onu AİHM'ye taşıdık. Davaların tamamında haklıyım."

AK Parti'nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki'nin kendi aleyhine açtığı davaların tamamını Yargıtay aşamasında kazandığını belirten Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Şimdi alt mahkemede, gene aleyhime sonuçlanabilir. Alt mahkemelerin verdiği kararları biz gayet iyi biliyoruz. Hangi baskılarla karşı karşıya geldiklerini, hakimlerin nasıl değiştirildiğini de gayet iyi biliyorum. Oradaki hakimlere ben hakim demiyorum zaten. Hakim vicdanıyla, hukukun üstünlüğüne göre karar verir. Sen bir bankanın dekontuna, bir swift kaydına nasıl yok dersin? Ne demek paralar gitmemiş?"

Yüksek tazminatlar dolayısıyla evini sattığını ve bu para tazminatı karşılamadığı için 200 bin lira civarında bir borç alarak tazminatı ödediğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Ama davaları kazanacağım ben." dedi.

"O paraları geri alırsınız." ifadesine Kılıçdaroğlu, "Elbette geri alacağız." karşılığını verdi.

CHP milletvekillerinin tazminatları ödemeye yönelik oluşturduğu fona değinen Kılıçdaroğlu, fona katkıda bulunmak isteyen çok sayıda vatandaş olduğunu kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Mektupların içerisine para koyup gönderen vatandaşlar vardı. Sağ olsunlar. Biz vatandaşlardan para istemedik. Ama bir fon kurduk ve adı Demokrasi Fonu. Özgürce konuşacağız, düşüncelerimizi aktaracağız. Yüksek para cezaları vererek susturmaya çalışıyorlar. Daha önce de söyledim, feriştahın gelse beni susturamaz. 81 milyonun uğradığı haksızlığı, hukuksuzluğu dile getirmek zorundayım. Aksi halde benim vicdanım rahat etmez." dedi.

"Her adayımız güçlü"

"Şişli'de Mustafa Sarıgül'ün karşısında kiminle yarışacaksınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, bunu söylemenin doğru olmayacağını, son kararı Parti Meclisinin (PM) vereceğini söyledi. "Yarın PM'ye götüreceğiz, orada adayımızı belirleyeceğiz." diye konuştu.

"Güçlü bir isimle mi çıkacaksınız?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Her adayımız güçlü, iddialı, bilinen, sevilen. Bunların hepsine saygı duyuyoruz." karşılığını verdi.

"Sandık güvenliği konusunda kimse endişe etmesin"

SMA hastalarının bugün itibarıyla ilaçlarını alabilmelerini sağlayan düzenlemenin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Keşke daha önce yapsalardı. Bu hastalarla toplantı yaptım, basın toplantısı yaptık, bazı çocuklar hayatlarını kaybetti. 'İlaç pahalı' diye vermiyorlardı, şimdi yapıyorlar. En azından bundan sonrası için önemli." değerlendirmesinde bulundu.

"Sandığa katılım oranı" konusunda görüşü sorulan Kılıçdaroğlu, "Sandık güvenliği konusunda kimse endişe etmesin. Biz CHP olarak tek başımıza geçen seçimlerde ıslak imzalı tutanakların yüzde 96'sını elde ettik. Yüzde 4'üne çoğu zaman ulaşamadık ama bunları aşacağız. Bu seçimlerde katılım çok yüksek olacak." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, herkesin sandık güvenliğini bir şekilde sağlamaya çalışacağını belirterek, Millet İttifakı'nı oluşturan partilerle de sandık güvenliği konusunda çalışmalar yaptıklarını söyledi.

CHP'nin dijital altyapısının hiçbir siyasi partide bulunmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "çöktü" iddialarına ise "Hayır, onların tamamı uydurma haberler. Eğer bugün '100 küsur yaşındaki kişi ilk kez oy kullanacak' diye ortaya çıkıyorsa, belgesi ve dokümanıyla bunu sağlayan biziz." yanıtını verdi. 

Kılıçdaroğlu, seçim sonuçlarına ilişkin, "Farklı bir kaynak, sağlıklı, hızlı bilgi akışı sağlayabilecek misiniz?" sorusuna "Sağlamaya çalışacağız." karşılığını verdi. Demokrasinin geliştiği bir ülkede bundan söz edilemeyeceğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Ama biz konuşuyoruz. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu da siyasal iktidar da güven vermiyor. Sahtekarlık var, biz bunları görüyoruz. Biz, bütün o seçmen listelerini alıyoruz, tarıyoruz, bütün olumsuzluklarını saptayıp hem kendi örgütlerimize hem de Yüksek Seçim Kuruluna bildiriyoruz. Bütün bunları yaparken yine biz suçlanıyoruz. İnsaf denen bir şey var. 

Son 5 veya 6 seçimde kim, nerede oy kullanmış hepsini tespit ediyoruz, örgütlerimize gönderiyoruz. Bizim kendi üyelerimizden seçmen listelerinde yer almayan 20 bin küsur kişi vardı, onları örgütlere bildirdik."

İktidara ve YSK'ye güvenmediklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Yanlış listeler. Hatay'da saat 17.00'den sonra Suriyelileri vatandaşlığa alıyorlar, kayıt yaptırıyorlar, biz müdahale ediyoruz ve iptal ettiriyoruz. Bu bizim çalıştığımızı göstermez mi? En ufak ilçeye kadar biz çalışıyoruz. Bütün bunlara rağmen eksiğimiz olabilir mi? Olabilir. 'Biz her şeyi olağanüstü, mükemmel yaptık' diye bir iddiamız da yok. Dünyada seçim sistemi konuşulcaksa, seçim güvenliği, seçmen listeleri konuşulacaksa bunu dünyada yapan tek partiyiz. Neden? Mecbur kaldığımız için." diye konuştu. 

"Alper Bey son derece saygın bir isim"

Yarınki Parti Meclisi (PM) toplantısında hangi il ve ilçelerin adaylarının gündemde olacağına yönelik soruya Kılıçdaroğlu, "Adana, Mersin, İstanbul, İzmir ilçeleri var. Belki Bursa'nın ilçeleri var. 200 küsur civarında bir aday belirlemesi olacak." cevabını verdi.

Kılıçdaroğlu, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde ÖDP'nin Genel Başkanı Alper Taş'ın aklındaki isim olup olmadığının sorulması ve yarınki PM'de bu ismin gündeme getirileceği yönündeki iddiaların hatırlatılması üzerine, "Olabilir evet." dedi. 

"Alper Bey son derece saygın bir isim." diyen Kılıçdaroğlu, "Beyoğlu'na da yakışan bir isim. Bilgisi, birikimi, kültürü... Genç, dinamik, enerjik bir arkadaş." ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Bodrum ile ilgili soruya ise "Parti Meclisi bir kez daha düşünmemiz konusunda karar verdi. O nedenle karara saygı duyduk, geri çektik, yarın o konuyu da düşüneceğiz." diye konuştu. 

Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon'un tekrar aday olup olmayacağı sorusuna ise Kılıçdaroğlu, "Niçin olmasın, olabilir." karşılığını verdi. 

PM'de bazı isimlerin "çizik yediği" haberlerinin hatırlatılması ve bu kişilerin tekrar gündeme getirilip getirilmeyeceğinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Çizik yedi, demek biraz onların onurunu kırabilir. MYK bir karar alıyor ve bunu Parti Meclisine sunuyor, Parti Meclisinde bu görüşülüyor, diğerleri özgürce düşüncelerini ifade ediyor. O düşünceler ifade edilirken, 'şu adayı bir kez daha düşünün' veya 'şu konuda biraz daha ayrıntı verin' deniyor. MYK ayrıntı da istiyor haklı olarak, onların bazıları geri çekiliyor. Dolayısıyla 'onlar çizik yedi' demek doğru değil."

Kılıçdaroğlu, onay almayan isimleri de gerekçeleriyle tekrar gündeme getirebileceklerini kaydetti.

"Tam bir adaletsizlik"

Kapanan Karşı gazetesine yönelik FETÖ davasında tahliye edildikten sonra tekrar tutuklanan eski CHP Milletvekili Eren Erdem'in tutukluluğuyla ilgili soruya ise Kılıçdaroğlu, "Eren Erdem haksız, hukuksuz yere içeride. Mahkemeye çıktı, tahliye kararı verildi, tahliye kararını uygulamadılar, uzun süre tuttular. Sonra bir başka mahkemeye itiraz edildi, o mahkeme oy çokluğuyla Eren Erdem'in tutukluluğunun devamına karar verdi. Tam bir adaletsizlik." şeklinde yanıt verdi. 

Kılıçdaroğlu, binlerce sayfalık Eren Erdem dosyasının hakimlerce nasıl kısa sürede okunduğu ve tutukluluğunun devamına karar verildiği sorusunu yönelttiklerini hatırlatarak, "Öyle anlaşılıyorki bir yerden talimat aldılar." dedi.

Avukat Aslı Kazan isminin Şişli Belediye Başkanlığı için geçtiği haberlerinin anımsatılması üzerine Kılıçdaroğlu, "Söyleniyor" dedi.

"Bahçeli'den hiçbir çıkış beklemiyorum"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün açıkladığı AK Parti manifestosu hatırlatılarak, "Erdoğan, 'ihaleleri açık ve şeffaf yapacağız' diyor. CHP'nin manifestosu nasıl olacak" sorusunun yöneltilmesi üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

"Tank palet fabrikasını nasıl yaptı? Açık mı yaptı, ihale mi yaptı belli değil ama BMC'ye verdi. Tank palet fabrikasını BMC'ye hangi gerekçeyle, nasıl verdin, nasıl özelleştirdin? İki ayrı yerde sordum, cevap yok. BMC, tank palet fabrikasının yüzde 49,9'luk bölümünü Katar ordusuna sattı. En büyük hissedar şu anda ve bunu da seslendirdi Erdoğan, bir özel firmayı seslendiriyor yaptığı konuşmada. Bu, ihaleye fesat karıştırmaktır, kanunlar böyle diyor. Kalkıp CHP'yi suçluyor, aklım almıyor. Bir insan böyle yapamaz.

Beni üzen Erdoğan değil, beni asıl üzen 'ben milliyetçiyim' deyip milliyetçilik dersini herkese vermeye çalışan bir kişinin, bir siyasal partinin bir silah fabrikasının satılması dolayısıyla sessiz kalmasıdır. Kim olabilir? Bahçeli, MHP. Sen, kendi askerine silah üreten bir fabrikayı yabacılara, yüzde 49,9'unu Katar ordusuna nasıl satarsın?" 

"Siz Bahçeli'den mi bir çıkış bekliyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Bahçeli'den hiçbir çıkış beklemiyorum. Ama bütün ülkücü kardeşlerim bilsinler diye bu örneği veriyorum. Milliyetçilik lafla olmuyor, lafla milliyetçilik olmaz. Sen, kendi silah fabrikasını yabancılara peşkeş çekerken iktidar, sessiz kalırsan ve sarayın bekçiliğini yaparsan ben ona itiraz ederim. İşte milliyetçilik budur." diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, "Bütün ülkücü kardeşlerime seslenmek istiyorum, milliyetçilik lafla olmuyor. Milliyetçilik bayrağa, vatana, orduya sahip olmakla olur. Ordunun silah fabrikalarını götürüp yabancılara satamazsınız." ifadelerini kullandı. Fabrikanın yeniden kurulması durumunda değerinin 20 milyar dolar olacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir ülke parası için silah fabrikalarını satmaz. Bu silah fabrikaları bu ülkenin onurudur." ifadelerini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, bu konuyla ilgili sorularına Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yanıt alamadığını belirtti.

Partisinin seçim manifestosu ve belediyecilikle ilgili yaklaşımına ilişkin soru üzerine önce rantın tanımı üzerinde durmak gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Kentin planlaması rantın doğuşuna kaynaklık eden temel unsurdur. Rant kim için kullanılacak, siyasi partiler ve yandaşları için mi yoksa o kentte yaşayanlar için mi? Biz rantın o kentte yaşayanlar için verilmesi gerektiğini, rantın onların hakkı olduğunu savunuyoruz." açıklamasında bulundu. 

Üsküdar'da, Fikirtepe'de kentsel dönüşümle insanların perişan olduğunu öne süren Kılıçdaroğlu, "Hiçbir kenti beton ormanına dönüştürmeyeceğiz. İstanbul bir beton ormanıdır. Her kent yeşil alanlarla donatılacak." şeklinde konuştu. 

"Üç yerde İYİ Parti büyükşehiri kazanacak" 

Kılıçdaroğlu, yerel seçimlerde aday belirleme sürecine ilişkin, "İYİ Parti ile iş birliği kapsamında mesela Manisa'da ne olacak?" sorusu üzerine, "Manisa İYİ Parti'de ama biz İYİ Parti'ye her türlü desteği vereceğiz. Sadece orada değil Balıkesir'de, Denizli'de de vereceğiz. Üç yerde İYİ Parti büyükşehiri kazanacak, buna inanıyoruz. Her türlü desteği vereceğiz." dedi. 

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, İstanbul, İzmir ve Ankara'da HDP ile bir ilişki, dirsek teması olup olmadığının sorulması üzerine, bütün siyasi partilere saygı duyduklarını dile getirdi. 

Yüksek Seçim Kurulu kararı uyarınca partilerin seçimlere girdiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "Bu seçimlerde ittifak yok, iş birliği var. İYİ Parti ile iş birliği yapıyoruz, Saadet Partisiyle dirsek temasımız var. Dolayısıyla biz sandıkta ittifak yapacağız. Geçmişte AK Parti'ye, HDP'ye, MHP'ye, diğer partilere oy vermiş ne kadar vatandaş varsa diyoruz ki 'Yerel seçimlerde gelin CHP'ye oy verin.' Niçin CHP'ye oy verin, şunun için diyoruz, kentleri biz güzel yöneteceğiz." ifadelerini kullandı. 

Kılıçdaroğlu, kentleri sanatla, sporla, kültürle buluşturacaklarını vurguladı. En küçüğünden en büyüğüne kendi belediyelerinde asgari ücretin 2 bin 200 lira olarak uygulandığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Bunların yapamadığını biz kendi belediyelerimizde yaptık." şeklinde konuştu. 

"31 Mart'ta seçimlerde başarılı oldum demeniz için kendinize hangi kıstası koydunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Ankara'yı da İstanbul'u da İzmir'i de Antalya'yı da Adana'yı da Bursa'yı da almak istiyoruz." dedi. Kılıçdaroğlu, "Alabilir misiniz, mesala İstanbul'u?" sorusuna, "Alacağız tabii niye almayalım. İstanbullu işkence içinde. Gidin Bağcılar'a bakın, yeşil alan yok. Sultanbeyli'nin ne günahı var? Bu insanların yaşadığı yerleri neden bir Beşiktaş, Kartal, Maltepe, Sarıyer gibi yapmıyoruz." yanıtını verdi.