Yİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, Doğu Akdeniz'deki gelişmelere ilişkin, "AKP Hükümeti’nin zaaflarından ve bu zaafların AB ile yarattığı sorunlardan cesaret alan Miçotakis Doğu Akdeniz’de bir oldubitti yaratmak istemektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Çıray, şunları söyledi:

Yunanistan ile masaya oturmayın

Yunanistan ile masaya oturmayın! Ne yazık ki tartışmalar Yunanistan’ın talepleri üzerinden yapılmaktadır. Türkiye’nin Yunanistan ile arasındaki sorunlar- diğer bir deyişle müzakere etmesi beklenen mevzular- Doğu Akdeniz’de değil, Adalar Denizi yani Ege Bölgesindedir. Zira Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de kıyısı yok. Bu nedenle Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki muhatabı Yunanistan olamaz.”

Türkiye gevşek davranmamalı

Türkiye masaya oturacaksa EGAYDAAK, yani Egemenliği Andlaşmalarla Yunanistan’a Devredilmemiş Ada, Adacık ve Kayalıklar, Yunanistan’a gayri-askeri statü'de olma şartı ile devredilen 23 adanın gayri-askeri statüye geri dönmesi ve dünyada tek örnek olan hava Sahası’nın 10 Milden karasuları sınırına indirmesi için oturmalıdır. Türkiye gevşek davranmamalı, masaya oturmadan önce Ege’deki karasularının 6 milin üzerine çıkarılmasının, bizim için hâlâ 'casus belli' olduğunun bilinci ile oturmalıdır. Barışçıl olmak aciz olmak değildir.

Uzun vadeli maraton

Miçotakis’in de ifade ettiği gibi ‘Yunanistan, görüşmelerin başlamasını ve Türkiye ile müzakere etmeyi mutlaka istemektedir.’ Halbuki Türkiye, gerçek sorunlar gelmediği süre zarfında, masaya oturmakta acele etmedikçe haklarını korumaya devam edecektir. Bu konuyu uzun vadeli bir maraton olarak görmek gerekir. Türkiye konuyu uzun vadede uluslararası hukuka uygun şekilde çözmeyi hedeflemelidir.

Yunanistan ise ivedilikle masaya oturmak ve taleplerini acilen tartışmak ve kabul ettirmek hevesindedir. Sebebi ise, kendi belirledikleri çerçeve içerisine Türkiye ile olan asıl sorunları görüşmelere dahil etmeyerek, Yunan talepleri üzerinden müzakere etmektir. AKP Hükümeti’nin zaaflarından ve bu zaafların AB ile yarattığı sorunlardan cesaret alan Miçotakis Doğu Akdeniz’de bir oldubitti yaratmak istemektedir.

Hatta daha da ileri giderek, ‘Türkiye ile oturup konuşmak, hiç konuşmamaktan çok daha iyidir. Bu görüşmelerin başlatılmasını en başından beri arzu ediyorduk. Ege'deki bazı adaların ‘aidiyeti’, ‘silahlandırılmaları' gibi konular hiçbir Yunan hükümeti tarafından tartışılmayacak’ diyecek kadar küstahlaşmaktadır. Peki Türkiye bu şartlar altında Yunanistan ile müzakere masasına oturursa ne olur? Türkiye, çerçevesi Yunanistan tarafından çizilmiş bir masada Yunanistan talepleri üzerinden müzakere etmek durumunda kalır ki bu da Yunan taleplerinin sorun olarak yansıtılması ve bunlara çözüm olarak da Türkiye’nin kendi hak ve menfaatlerinden ödün vermesi ile sonuçlanır. Türk milletinin Kurtuluş Savaşı’nda kazandıkları geri verilemez.”