14 Mart1922 tarihli Tevhid-i Efkar gazetesinde, Piyer Loti ile ilgili bir haber hüzünlendirici idi. O’na TBMM ‘nin armağanı olan halıyı götüren heyeti ağırlıyan özel sekreteri Jean Berger, şu beyanda bulunmuş: Loti, aziz vatanınız lehine girişmeye mecbur kaldığı eylemleri nedeni ile bütün Avrupa’nın tahkirleri, istihzaları ve alçaklıklarına maruz kalmış, bu yüzden çok olumsuz etkilenerek ölgün bir hale gelmiş olduğundan artık bitap’tır.

Bahsedilen halı, şehit çocuklarının Konya Yetimler Yurdu’nda dokuduğu bir seccadedir ve Pierre Loti’ye verilmek üzere, Milli Hükümet’in Paris Temsilcisi Ferid Tek’e, Atatürk’ün bir mektubu eşliğinde  gönderilmişti. Mektupta Atatürk samimi bir dille şunları yazmaktadır: “Tarihin en karanlık günlerinde sihirli kalemiyle daima Türk milletinin hakkını doğrulamış ve savunmuş olan büyük üstat için Türk milletinin beslediği derin ve sarsılmaz sevgi hislerine, bağımsızlık mücadelesinde şehit düşen erkeklerimizin yetim bıraktığı kızlarımız tarafından gözyaşları arasında dokunan bu halı şahitlik edecektir.” (Sadi Borak,“Öyküleriyle Atatürk’ün Özel Mektupları” Sf:260-61)

Emanetler, Ferit Tek’in eşi Müfide Ferit Hanım ve iki memur eşliğinde Rochefort’ta  Pierre Loti’ye elden teslim edilir. Cevaben özel sekreteri şu mektubu gönderecektir:

“Rochefort: 12.1.1922

Mareşal Hazretleri, Mösyö Pierre Loti el yazınızla mektubunuzu ve babaları kutsal davanız uğruna şehit düşen yetimlerin gözyaşları arasında dokudukları halıyı, yüce kişiliğiniz adına gelen Ankara Hükümeti’nin bayan elçisi Müfide Ferid ve heyeti ile birlikte kabul etmekle pek duygulandı. Göz yaşartıcı bu yüksek iltifata nasıl teşekkür edeceğini bilemiyor. Hiç olmazsa bu teşekkürlerini kendi elleriyle yazmalıydı. Ne yazık ki bu sevinçten de mahrumdur. Şu dakikalarda çok hastadır.

Sevgili vatanınız, lehinde verdiği mücadelelerden, Yunan sempatizanı güya Hristiyan Avrupa’nın istihzalarından çok yıpranmış ve üzülmüştür. Bu yüzden mazur görmenizi rica etmektedir. Size ve şahsınızda Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerine en samimi minnet ve şükranlarını sunuyorlar.

Bunu size iletmekle şerefli bir hizmeti yapmış olacağım Mareşal Hazretleri.N. Jean Berger.”

***

Piyer Loti, 1877’de Türk-Rus Savaşı öncesinde, kısa bir süre sonra döneceğine söz verdiği sevgilisi Azize’den, dolayısı ile İstanbul’dan ayrılmadan önce 1 Ağustos 1866 tarihinde kente gelir. Kısa sürede Türkçe öğrenir. Esasında bir tür bohem yaşam içinde dünyayı gezmektedir ve Julien Viuad olan ismine “Loti” ilavesi, Tahiti’de karşılaştığı Kraliçe Pomare’nin nedimelerinden alır. Loti, o bölgede yetişen pembe renkli tropikal bir bitkinin ismidir.

73 yılı kapsayan ömründe yedi kez ülkemize gelen Loti, zamanla kendisinin Türkleştiğini yazacaktır. Ayrıca Fransa’nın doğuda ölümü, ‘Doğudaki Hayalet’, ‘Aziyade’ ve ‘Kaybettiğimiz Dostlar’ dahil ülkemiz üzerine yazılmış pek çok eseri kaleme alacaktır. Bir Türk dostu olarak dönemin Avrupası’nda Türk tezlerini dile getirmiş, kurtuluş savaşının en büyük destekçilerinden olmuştur.

İnönü, Sakarya savaşları ve İzmir’in kurtuluşu sonrası bizzat Mustafa Kemal Paşa’ya uzun mektuplar yazarak, mutluluğunu ve milletimize derin bir sevgi ile bağlılığını dile getirmiş, tebriklerini iletmiştir. Fransa’da bulunduğu dönemde de Paris’te bizzat yayımladığı “La Turguie Agonisante” gibi eserlerinde ve çeşitli gazetelerdeki makalelerinde Avrupa’da Türk Milletinin çok az sayıdaki savunucularından birisi olarak Türkiye lehindeki yazılarını sürdürmüştür.

Asıl ismi Louis Marie Julien Viaud olan Loti,14 Ocak 1850’de Fransa’nın Atlantik kıyısındaki Rochefort kasabasında  doğar, ağabeyine öykünerek askeri deniz okulunu bitirir ve teğmen rütbesi ile  ilk görevini yaparken, 1870 yılında Fransız Deniz Kuvvetleri’ne bağlı ‘Jean Bart’ gemisi mürettebatının İzmir’e ziyaretinde yer alır.

Kurtuluş Savaşımıza da destek veren Loti, Anadolu'daki direnişin Avrupa’da sesi olmuş, yukarıda ayrıntısı verilen bizzat Atatürk’ün teşekkürleri dışında Türkiye Büyük Millet Meclisi de  şükranlarını sunan bir mektup göndermiştir (1921).

Halkın büyük sempati beslediği Loti için yazarlarımızın farklı görüşlerde olduğunu burada belirtmeden geçmeyelim: Abdülhak Şinasi Hisar, İstanbul ve Pierre Loti adlı kitabında Loti için övgüler dizer ama Nazım Hikmet bir şiirinde “Hatta sen, sen Pier Loti! Sarı muşamba derilerimizden, birbirimize geçen tifüsün biti senden daha yakındır bize, Fransız zabiti!’’ diye bahseder. Okuyucularıma Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan Alain Quella Villeger’in yazdığı “Pierre Loti: Gezegen Seyyahı” adlı kitabını öneririm. Ruhu şad olsun.