Moda bazen bir hikayedir, bir gelenek, bir aile yadigarı. İşte bu yüzden marka hikayeleri yazmayı seviyorum. Bazen bir çanta, geçmişi omuzlarınızda taşır. Bugünkü marka hikayemizde bizi, derinin ustalıkla işlendiği bir mirasa götürüyor. Moda dünyası hızla değişirken, bazı markalar vardır ki kökleriyle zamana meydan okur. PETEK 1855, tam da bu hikayenin adı. Her dikişte tarih ve her parçada asırlık bir miras

Hikaye, 1855'te bugünkü Makedonya'nın kalbinde, ancak o zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun bir parçası olan VELES kasabasında başlıyor. Osmanlı topraklarında yer alan bu küçük Balkan kasabasında, genç bir adam olan İsmail, deriyle hayatını şekillendirmeye başlıyor. Mahalleli ona Saraç Hüseyin diyor; Deriyle olan bağı, yalnızca bir meslek değil, bir aile geleneğine dönüşüyor.

*****

Hüseyin, en büyük oğlu Hamdi'nin bu işe ilgi duyduğunu fark ediyor, onu da bir saraç olarak yetiştiriyor. Böylece babadan oğula geçen meslek oluyor. 1954 yılında Hamdi, ailesiyle birlikte İstanbul'a göç ediyor ve burada Saraçkardeşler soyadını alıyorlar. Hamdi Saraçkardeşler. Onun çocukları Kemal, Mustafa ve İsmet de aile geleneğini sürdürerek, bu mirası dördüncü nesle taşıyor. 1973 yılında ise büyük bir adım ile Petek – 1855 markasını kuruyorlar.

******

Bugün PETEK, beşinci neslin vizyonu ile Global lüks markalara üretim yapan, zarafetiyle bir arada sunan bir marka. Belki de şu an kullandığınız bir Avrupa markasına ait deri ürün, aslında PETEK atölyelerinden çıkmıştır. İç etiketinde yazan: Made by Petek.

PETEK 1855, geçmişin sesini geleceğe taşıyan bir marka. Dikişlerinde ustalık, renklerinde birikim, her detayında tarih gizli. Bu satırları yazarken, bir markadan fazlasını gördüm: Köklerine sadık, ama hayalleri sonsuza uzanan bir mirası. Moda gelip geçici olabilir, ama bazı dokunuşlar ömür boyu kalır. PETEK 1855’in hikayesi, tam da bu zarafeti bugüne taşıyor.

Bu hikayeyi araştırırken, karşıma çıkan bir söz, PETEK 1855’in hikayesini özetliyor. Bu yüzden yazımı bu sözle bitirmek ve sizle paylaşmak istedim.
Deri... Zamanı taşıyan bir kumaş değildir, zamanı hatırlatan bir sessizliktir.

İyi Okumalar dilerim.