54828881907 D8Bd6D296F K 7Aao

Silivri'de tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'na özgürlük ve erken seçim talebiyle CHP'nin Türkiye'nin her hafta başka bir ilinde düzenlediği 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitingi bugün Bolu'da gerçekleştirildi.

G2Wdztzxgaaovws 92Wl

ÖZEL: SİZLERİN SAYESİNDE AYAKTA OLDUĞU BİR SÜRECİN İÇERİSİNDEYİZ
On binlerce vatandaşın katıldığı mitingte bir konuşma gerçekleştiren CHP Genel Başkanı Özgür Özel, şunları söyledi:

- "Bugün yiğitler diyarı Bolu’ya geldik. Tarihi kadim, toprağı bereketli, insanı yürekli Bolu’dayız. Sıkıntıların, derdin çok olduğu ama umudun yok olmadığı, sizlerin sayesinde ayakta olduğu bir sürecin içerisindeyiz. Bolu’dayız, meydandayız, eylemdeyiz ve meydanlara sığmayan sizlere müteşekkiriz. Hepiniz hoş geldiniz. Meydana varan sokakları başına kadar dolduran, arama noktalarını aşan, haftanın son günü bu saatlerde eve gitmek, evlada gitmek, eşe gitmek, anaya - babaya varmak, sevgiliye kavuşmak varken omuz omuza mücadele için burayı dolduranlara selam olsun, helal olsun. 59’uncu kez meydandayız, 59’uncu kez bir aradayız. 59’uncu kez eylemdeyiz, 59’uncu kez demokrasi için seferberlikteyiz. Hoş geldiniz.

G2Wdztsxoaahkpa O35P

“BİR KÖROĞLU OLMAK İÇİN ARKANDA MİLLET GEREK”
- Biraz önce belediye başkanımız, il başkanımızı dinlerken ya da Bolu’dan her bahis geçtiğinde bir Bolu Beyi hatırlanır, bir Köroğlu hatırlanır. Şöyle bakıyorum meseleye, bugünün zalimlerine: Bolu Beyi olmaya ne var? Bolu Beyi olmak için bir kötü yürek, bir de tüfek lazım. Ama Köroğlu olmak için bir Köroğlu, bir kır at, bir de arkanda millet gerek. Millet gerek arkanda. Önünde 10 binler, arkanda binler varken, omuz omuza iken Bolu’yla, hep birlikteyken o kötülükten medet umanlar utansınlar, sıkılsınlar. Biz iyi insanlarla, yürekli, namuslu insanlarla birlikte mücadele etmeye, direnmeye ve hep birlikte başarmaya kararlıyız. Buna yürekten inanıyoruz.

- Bolu mitinginin bir özelliği de biz mitinglere genel başkan yardımcılarımız, Parti Meclisi üyelerimiz, milletvekillerimizle gidiyoruz. Ama bugün Bolu’da tam kadroyuz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin tüm milletvekilleri ile aranızdayız, yanınızdayız, huzurunuzdayız. Her biri birbirinden kıymetli, değerli, bu zorlu süreçte Meclis’te mücadele eden, sahada mücadele eden, saldırılara karşı göğüs göğse mücadele eden, görev verilince görev yerine koşan, olmadı memleketine koşan, saldırılarda baba ocağını korumak için göğsünü siper eden milletvekillerime, grubumuza huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bir güçlü alkış alalım Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün grubuna.

G2Wdzugxcaa7Ay 2Yb5

“TANJU BAŞKAN SON SEÇİMDE KENDİ REKORUNU DA KIRDI”
- Tanju Başkanımız bu grupta birlikte mücadele ettiğimiz, daha sonra 1989’dan beri alamadığımız Bolu’yu belediye başkan adayı olarak yüzde 50’nin üzerinde oyla kazanan, yeniden aday olduğunda bu sefer kendi rekorunu da kıran, her gün ve her dakika Bolu’ya hizmet için çırpınan, benim çok değer verdiğim bir kardeşim. Sadece son 18 ayına baktım. Marifet iltifata tabi. Mutlaka bundan önceki beş yıl yapılanları siz Bolulular değerlendirdiniz ve ona rekor oyla destek verdiniz. Ben de son 1,5 yılda ne yaptığına baktım.

- 190 bin ton asfalt serilmesinden tutun, 20 bin metrekare beton kaldırım yürüyüş yollarına, 218 bin metrekare kilitli parke taşına, 35 kilometre içme suyu hattına, 68 bin metre kanalizasyon hattına, 22 bin metre yağmur suyu hattına ve tam 58 parka Bolu‘yu kavuşturan Tanju Özcan’a helal olsun. Bundan sonraki süreçte de hem Tanju Başkanımız, hem milletvekilimiz, hem il başkanımız, ilçe başkanlarımız el ele, omuz omuza, hep birlikte Bolu için çalışmaya devam edecekler. Bolu için ne yapmak isterlerse şimdi yanlarındayız. Ama yapılacak ilk seçimle birlikte iktidar olduğumuzda iktidarın da gücüyle Bolu’yu onlarla birlikte bir kez daha ayağa kaldıracağız. Söz veriyoruz.

G2Wdztrwcaahcg8 Jh0V

“BOLU’YA VERİLİP TUTULMAYAN SÖZLER VAR”
- Bizim belediye hizmetlerimiz ortada ama Bolu’ya verilip de tutulmayan sözler var. Yıllardır ‘600 yataklı hastane’ derler, ‘2023’te 600 yataklı hastanenin açılışını yapacağız’ diye bu meydanda defalarca söz verdiler. Yıl 2025. Bırakın 600 yataklıyı, şimdi ölçek küçülttüler ve daha az yataklı bir hastanenin sözünü veriyorlar eski sözlerini tutmayanlar. Bolu’nun bereket fışkıran toprakları var. 1,1 milyon dekar. Ama perişan ettikleri için çiftçiyi 2020’de 10 bin dekar sebze tarlası varken 5 bin dekara düşmüş. Yani Bolu, dört yılda yarı yarıya sebze üretiminden vazgeçmiş. Güya ‘Kasımı bekle’ diyorlar, bu seneki büyük don felaketi Bolu‘yu da perişan etti. Ama beklentilerin çok gerisinde bir destekleme için kasımı bekletiyorlar.

- Türkiye’de ortalama çiftçi yaşı 58. Bolu’da 60. Gençler topraktan kaçar olmuşlar. Genç yaşta çiftçilik yapan her dört kişiden üçü ‘Seneye asgari ücretli iş bulursam çiftçilik yapmayacağım’ diyor. Her şeyden bir beka sorunu üretenlerin, milleti bununla korkutanların esas tedbir alması gereken meselenin kendisi de tam burada. Bolu’nun altıda biri ormanlarla kaplı; bu iktidar kadına iyi gelmiyor, çocuğa iyi gelmiyor, doğaya iyi gelmiyor, maalesef ormana da iyi gelmiyor. 2004 - 2024 arası ortalama 788 yangın çıktı ve geçen sene son 20 yılda yanan kadar ormanı maalesef Bolu kaybetti. Tabi bir yandan yangınlar olunca yangın uçaklarından, helikopterlerden bahsediliyor. ‘Üç büyük uçak daha olsa bu yangın hemen kontrol altına alınırdı’ diye konuşanlara sadece şunu hatırlatıyorum.

- 19 Mart darbesi için harcadıklarını kendileri itiraf ettikleri, ‘Rezervleri bugünler için tuttuk, bugünlerde yaktık’ dedikleri parayla üç değil, üç bin tane yangın söndürme uçağı alınıyordu. Memlekete yaptıkları kötülüğü bir de bu tarafıyla görmek mümkün. Bolu’dan Karabük’e uzanan Gerede Çayı’na yapılan ihaneti, Bolu milletvekillerimiz yıllardır dillerinde tüy bitercesine anlatıyorlar. 350 kat artan bir kirlilik var. Cennet Bolu, vahşi madencilikle boğuşuyor. Mengen’in bu konudaki sesini duyuyoruz. Oradaki ÇED sürecine yönelik mücadeleyi duyuyoruz, Mengen’de vahşi madenciliğe karşı verilen mücadelenin sonuna kadar arkasındayız. Mengen’in sonuna kadar yanındayız.

54830061870 49Cc61E636 K Oadh

“HALEN DAHA BAŞ SORUMLU BAKANI ORADA TUTUYORLAR”
- Bu keyifli, bu güzel akşamın en keyifsiz konusu şüphesiz Kartalkaya yangını. Maalesef 36’sı bebek ve çocuk, 78 canımızı kaybettik. Türkiye’nin yüreği yandı, en çok da Bolu’nun yüreği yandı. O gün bütün programlarımızı iptal edip biz buraya koşarken, birileri Ankara il kongresindeki rozeti takana kadar vefat sayısını gizli tutup; altıda, 10’da tutup açıklamaya çalışıyorlardı. Sabah 09.15’te Tanju Başkan, milletvekilimiz, il başkanımız gerçek rakamın 60’ın üzerinde olduğunu söyledi. Ama Ankara il kongresi bitene kadar rakamı sakladılar. Güle oynaya rozet taktılar, ondan sonra gerçekleri açıklamak zorunda kaldılar. O gün ilk görevlendirilen, Bolu’nun evladı olan, her birisi bağımsız, iyi eğitimli yedi kişilik bilirkişi heyeti verilen üç günlük sürede sorumlulukları saptadı, raporunu hazırladı, teslim etmeye gitti.

- Baktılar bilirkişi heyeti, ‘İl Özel İdaresi’ diyor, ‘Turizm Bakanlığı’ diyor, ‘Çalışma Bakanlığı’ diyor. Ne yazıyorsa onu vermişler. Aldılar bilirkişi raporunu, ‘Bunu böyle teslim alamayız, buradan bizim bakanları çıkarın. Buradan bakanlığı kaldırın, Bolu Belediyesi’ni yazın’ dediler. Biz böyle yangınlarda, böyle felaketlerde bu meselenin siyaset üstü ele alınmasını isteriz. Açık açık ilk günde söyledik, ‘Sorumluluk kimdeyse sonuna kadar gidilsin’ dedik. Ama o gün yaptıkları işle, dışarıdan heyet getirmelerle ve pek çok talebe rağmen yani Danıştay’da daire başkanının yüreği yanmış, anlatıyor. Meclis’te konuşuyor, herkesin dudakları titriyor dinlerken.

- Bolu’da AK Parti’yi çok emek vermiş ailelerin canları yandı. Ortak talep şu: ‘Kimseyi korumayın, kimseyi sakınmayın. İzin vermeyerek sorumluların yargılanmasına engel olmayın’ dedik. Bunların hepsini yaptılar, halen daha baş sorumlu bakanı orada tutuyorlar, koruyorlar. Yazıklar olsun. Adalet gelene kadar Kartalkaya ailelerinin sizler yanında duruyorsunuz, bizler yanlarında duruyoruz. Bundan sonra da yanlarında durmaya devam edeceğiz. İktidar olduğumuzda başta Soma davasındaki 301 evladımızın adalet talebi olmak üzere Soma’dan Kartalkaya‘ya kadar, Hendek’iyle, Afyon’uyla, Çorlu’suyla ve daha sayamadığım onlarcasıyla yüreğinde adalet talebi, iktidar tarafından yönlendirilen bu yargıya takılan herkese söylüyorum. Yüreğinizi ferah tutun, gün gelecek ve o davalar yeniden görülecek. Hak yerini bulacak ve adalet yerini bulacak.

54830061835 594023F052 K Ul7D

“‘TEK FAKİR KALMAYACAK’ LAFI BOŞ LAF DEĞİL”
- Bir yandan Bolu’ya yaptıklarımız, yapılanlar, yapılmayanlar; haklılar, haksızlar. Ama bir yandan da hayat devam ediyor. Bugün enflasyon rakamları açıklandı. TÜİK’e göre enflasyon aylık yüzde 3,2. yıllık yüzde 33. Ama gerçek enflasyon ENAG ölçtüğünde yıllık yüzde 63. Arada yarı yarıya fark var. Maalesef bu yarı yarıya fark da emeklinin maaşından, asgari ücretlinin alacağı zamdan, memurun maaşından çıkıyor. Hesaplar TÜİK’e göre yapılıyor. TÜİK, Tayyip’i Üzmeyen İstatistik Kurumu’nun baş harfleri biliyorsunuz. Ama diğer tarafta yoksulluk artık katlanılamaz bir noktaya geliyor. Bakın geçtiğimiz hafta açıklanan rakama göre resmi yoksulluk sınırı 91 bin lira oldu.

- Şu meydanda evine ayda 91 bin lira girenler bir el kaldırsın. Girmeyenleri bir görelim? Bakın bu meydan resmi rakamlara göre fakir. Ben soruyorum, ‘Erdoğan sizi seviyor mu?’ diye. Meydan diyor ‘Hayır.’ Seviyor mu? Niye? Çünkü fakir sevmiyor. Herkes fakir olduğu için de Erdoğan hiçbirimizi sevmiyor. Ama size şunun sözünü veririm: Biz mevcut fakiri seviyoruz ama fakirliği sevmiyoruz. Andolsun ki bu parti iktidar olacak, bu meydanda bir tane fakir kalmayacak. Bolu’da bir tane fakir kalmayacak. Zor bir şey söylemiyoruz.

- İstifaya davet etmekte hiç haksız değilsiniz. Bakın 40 Haramiler var. 43 büyük firma, bunlardan bütün ihaleleri alanlar, keyfi yerinde olanlar. Bütçeye bunlar için geçen sene 700 milyar liralık vergi gelirinden vazgeçme parası koydular. Bütçeye bunun hesabını koydular. Yani üretiyor, kazanıyor, vergisi belli oluyor. Ödeyeceği vergiden bizimkiler vazgeçiyor. Oysa bu vatandaşın, şu gariban vatandaşın birinin 10 lira vergisini affetmezler. Faiziyle, kapısına hacziyle gelirler. Ama iş zenginlere gelince akıl almaz işler yapıyorlar.

54830061135 E8A4A1D10A K R6Ed

“‘ENFLASYON HER YERDE’ DİYEN YALAN SÖYLÜYOR”
- 19 Mart darbesine harcadıkları para, 160 milyar dolar. Çiftçilere ödenen… Yani az buluyoruz, ‘Artsın’ diyoruz ya. Ona ödenen toplam desteğin 100 katını o darbeye harcadılar. ‘Emekli maaşını asgari ücret yap’ diyoruz, ‘Para yok’ diyor. 150 katını harcadılar. ‘Asgari ücreti 30 bin lira yap ama aradaki farkı da küçük esnafa destekleme olarak öde’ diyoruz. Buna lazım olan paranın 120 katını harcadılar. Yani bu meydanda bir tane fakir kalmayacak lafı, boş bir laf değil. Bu bir tercih.

- Parayı ya yandaşlara yedirirsin, ya iktidarda kalmak için darbeye girişirsin, ya da bu milletin gözünün içine bakarsın. Ben de emekli çocuğuyum kardeşim. Emekli maaşının en düşüğü bunlar geldiğinde tam sekiz çeyrek altın alıyordu. Bugünkü parayla hesaplayın, en düşük emekli maaşı 58 bin liraymış ama bugün 16 bin lira. Bakın daha temmuzda zamladılar, 16 bin lira.

- Normalde AK Parti hiç gelmese, sana ilişmese, sen sekiz çeyrek altınını alıyor olsan, 58 bin lira alacaksın bugün. Asgari ücret yedi çeyrek altındı. Hiç ellemese, 50 bin liraydı asgari ücret bugün. Öyle baktığınızda iki asgari ücret giren ev, 100 bin lira para alıyor olsa yoksulluk sınırı 91 bin liraysa karı - koca çalışan bir aile işte yoksulluktan, fakirlikten kurtuluyor. İki emekli maaşı giren ev bu yoksulluktan, bu fakirlikten kurtuluyor. Buradan açıkça ve net olarak söylüyoruz. AK Parti’nin geldiği ve sizden aldığı ne varsa onları size iade etmek, halkın partisinin boynunun borcudur. Yüzde 3,2 enflasyon, aylık.

- Bir de çıkıp diyorlar ki ‘Enflasyon dünyanın sorunu.’ Doğru, öyleydi. Dünya enflasyonu önce yendi. Sonra pandemi geldi, enflasyonlar yükselmeye başladı. Almanya’da yüzde üç olan enflasyon altı çıktı, paniğe kapıldılar. Yüzde dört olan enflasyon, sekiz oldu Avrupa ülkelerinde, hızla harekete geçtiler. Faiz silahını doğru kullandılar ve enflasyonları aşağı çektiler. Bugün Avrupa Birliği’nin enflasyon oranı yıllık yüzde 2,7. Bizim bir aylık enflasyon Avrupa’nın yıllık enflasyonundan fazla. Yani ‘Enflasyon her yerde var, hayat pahalılığı dünyanın sorunudur’ diye söyleyen kim varsa yalan atıyor.

54829973439 7B71Ef545E K 0N0C

“ASGARİ ÜCRET ENFLASYON DÜŞENE KADAR HER AY OTOMATİK ZAMLANACAK”
- Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ülkeyi Avrupa Birliği’nin tam üyesi yapacağız ve enflasyonu onlar gibi yüzde 1,5 yapacağız. Bolu’nun çiftçisi de Atatürk’ün dediği gibi ‘milletin efendisi’ olacak. Emeklisi de asgari ücretlisi de onurlu bir yaşam sürecek. Söz veriyoruz. Bu yılın ilk dokuz ayının enflasyonu yüzde 25’i aştı kendi rakamlarıyla. Asgari ücreti yılbaşında 22 bin lira yaptılar, şimdi onu satın alma gücü o güne göre 16 bin 500 liraya düştü. Yalvarıyoruz, mücadele ediyoruz. Seçimde ‘Asgari ücrete dört kez zam yapabiliriz’ diyenler yılda bir sefer biliyorlar, onu da enflasyonun altında veriyorlar. Bir daha asgari ücretliye selam bile vermiyorlar.

- Buradan hem asgari ücretlilere, hem de ona oranla olarak biraz üzerinde maaş alan herkese açıkça söylüyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarında insanca bir asgari ücret, aynı dünyadaki gibi bir yıldan sonra kıdemle hızla ondan uzaklaşan bir ücret politikası ve bu asgari ücretle her ay maaşını aldığında, öyle dediğim yüzde 2’lere inene kadar her ay enflasyona göre ayarlanan ve otomatik olarak zamlanan asgari ücret verilecek. Asgari ücretliye yılda bir kere ver, sonra selam bile verme. Bu devir bitecek, her yıl bir önceki ayın enflasyonu maaşlara yansıtılacak. Söz veriyoruz.

54829972764 A8D6659284 K Bucf

“CUMHURİYET HALK PARTİSİ ADIM ADIM İKTİDARA YÜRÜYOR”
- Buradan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin yaptığı her mitinginde, her eyleminde, her toplantısında sizler böyle kendi geleceğinize sahip çıktıkça, kendi demokrasinize sahip çıktıkça Cumhuriyet Halk Partisi’nin de size nasıl sahip çıkacağını, sorunları nasıl çözeceğini, her soruna hangi çözüm önerisini ürettiğini daha sık ve daha çok duyacaksınız. Cumhuriyet Halk Partisi grubu yarın Bolu’da yaptığı kamptan sonra hem Meclis zemininde sorunlar kadar çözümleri söyleyen, hem sokaklarda, meydanlarda, katıldıkları her toplantıda Türkiye’yi yönetmeye hazır kadrolarımızın ve Türkiye’yi nasıl yöneteceğimizi ilk 100 günde, 500 günde neler yapacağımızı, kalıcılaşmış görünen sorunları nasıl hızla ortadan kaldıracağımızı teker teker anlatacaklar. Cumhuriyet Halk Partisi adayıyla, grubuyla, örgütüyle, milleti ile birlikte adım adım iktidara yürüyor. Adım adım iktidara yürüyor.

54829973439 7B71Ef545E K 0N0C (1)

”O DİPLOMASIZI ÜÇ KEZ ÜST ÜSTE YENDİ”
- Ben sorunları nasıl çözeceğimi söyleyince, takip ediyordur mutlaka Silivri’de 12 metrekarelik hücresinde, meydan ‘Cumhurbaşkanı İmamoğlu’ diye bağırmaya başladı. O zaman Bolu’dan Silivri’ye, sadece Silivri’ye değil, İzmir’e, Antalya’ya, Afyon’a, Bolu’ya, Düzce’ye bir selam yollayalım. Ve bizi oradan izleyen yiğidimize, aslanımıza şu ta en ileriden ışıkları bir yakın bir görelim. Hep birlikte bir Yiğidim Aslanım söyleyelim. Sonra devam edelim. Helal olsun bu güzel koroya. Helal olsun Bolu’ya. Bir Maçkalı’dan dinledik, Allah gani gani rahmet eylesin Volkan Konak’a. Bir Maçkalı için dinledik, Allah şifa versin Mehmet Murat Çalık’a. Ve bütün arkadaşlarımıza buradan bir selam yolladık.

- Malum Ekrem Başkan’ın içeride olmasını, sebepsiz yere içeride yattığını kimse sanmasın. Bir sebebi var. Büyük bir suçu var. Biliyor musunuz suçunu? Suçu Türk Ceza Kanunu’nda yazan bütün suçlardan daha ağır. Çünkü örneğin 31 yıl önce birisi bir cinayet işlemiş olsa, bugün itiraf etse, yargılanmıyor, ‘Zaman aşımı var’ diyorlar. Ekrem Başkan’ın 35 yıl önce 17 yaşındayken kayıt yaptırıp, 34 yıl önce nakille geldiği, diploma aldığı üniversitenin diplomasını 31 yıl sonra iptal ediyorlar. Ben diploması olan birinden bahsediyordum. Siz diploması olmayan birinden bahsediyorsunuz. O başımızdaki diplomasızı gönderip, yerine helal diplomasıyla Ekrem Başkan’ı getirmeye kararlı mısınız? Şimdi öyle bir suçu var ki Ekrem Başkan’ın, o diplomasızı üç kez üst üste yendi, dördüncüye de yenmeye karar verdi. O yüzden saldırıyorlar bu kadar.

54829972579 Fdc638Fc93 K Efb9

“MEŞRUİYET AMERİKA’DAN ALINMAZ, BOLU’DAN ALINIR”
- Erdoğan kendine çalıştı yetmedi, zenginlere çalıştı yetmedi. Şimdi kime çalışıyor? Bravo. Trump‘a çalışıyor. Öyle bir şey ki Trump‘ın istedikleriyle kendi isteğini trampa ediyor. Dünyanın en acımasız alışverişi. O kadar zengin ülke, bu kadar yoksulluk, zorluk içinde bir yaşayan bir ülke, onların bize katkı yapması gerekirken; gidiyor, anlaşma yapıyor, 250 tane Boeing alacak. Gidiyor, fahiş fiyata Amerika’dan sıvılaştırılmış gaz alıyor. Türkiye’de Eskişehir’dekiler başta olmak üzere çok kıymetli mineralleri, nadir elementleri Trump istediği için, aynı Ukrayna’da olduğu gibi Trump‘a vermeye çalışıyor. Peki bunları yapıp da karşılığında ne alıyor? Hiçbir şey. Ne almış biliyor musun? Kendisi için meşruiyet almış. Yani ben söyleyemiyorum. Ben söylesem çıkıp itiraz etmekte haklı. Demesi lazım ki ‘Ya ben seçime girdim de, seçimden çıktım da, o da bu da.’

- Bir kez meşruiyetin iki ayağı var. Birisi sandıktan çıkacaksın, ama sonra demokratik ve adil yöneteceksin. Ben sandıkla ilgili kısmıyla, bunu getiren anayasa değişikliğinin öncesinde, sırasında, sonrasında olanlar, başta OHAL olmak üzere zaten meşruiyeti tartışmalı. Ama dese ki ‘Son sandıktan çıktım.’ Devamında da adil yönetmedin, demokratik yönetmedin. Ama bunları Ana Muhalefet Lideri olarak ben değil, gidip de icazet aldığı, yan yana poz vermek için uğraştığı Trump söylüyor. Gitmeden önce Trump‘ın Ankara Büyükelçisi ‘Hiç aklıma gelmemişti’ diyor. ‘Trump çok zeki bir adam. Erdoğan’a ‘Meşruiyetini vereceğim, her şey güzel olacak. Her şeyi alacağım’ dedi’ diyor. ‘Trump çok akıllı’ diyor.

- Gittiği gün Filistin’le ilgili bir soruya ‘Trump savaşı bitiremedi’ dedi diye bu sefer Dışişleri Bakanı Erdoğan hakkında ‘Beş dakika görüşmek için yalvarıyorlar. Erdoğan da gelecek görüşecek. Bütün meseleler burada biter. Bir de ileri geri konuşuyorlar’ diyor. Bu Büyükelçi o Dışişleri Bakanı bunu dedikten sonra hiçbir şey olmamış gibi Trump‘ın yanına gitti, ilk cümle ne? Trump dedi ki, ‘Hileli seçimleri en iyi bu bilir’ dedi. Ve meşru olmadığını, Türkiye’de bir meşruiyetinin kalmadığını, Amerikan kamuoyunun da onu meşru bir aktör görmediğini kendi tespit etmiş. Mineraller, madenler, Boeingler, gazlar karşılığında ona meşruiyet vermiş. Buradan Erdoğan’ın gözünün içine baka baka söylüyorum. Meşruiyet okyanus ötesinden, Amerika’dan alınmaz. Bolu’dan alınır, milletten alınır, milletten. Bu kadar zulüm, bu kadar haksızlık, bu kadar mücadele. Bir de gitmiş Trump‘tan icazet alıp darbeye girişmiş bir de üstüne meşruiyeti de oralarda arıyor.

54829972964 844Bb72245 K Q9Bl

İzmir'de pes dedirten görüntü! Yaya yolda, taksi kaldırımda
İzmir'de pes dedirten görüntü! Yaya yolda, taksi kaldırımda
İçeriği Görüntüle

“MUHALEFETE MUHALEFET DEVRİNİ ÇOK GERİDE BIRAKTIK”
- Açıkça söylüyorum. Burada çok net, geçtiğimiz hafta bu otobüsün üstünde Filistin mitingi için muhalefet partilerinin liderleri ile birlikteydik. Her zor günümüzde bize koşan, gelen, destek açıklayan güçlü bir muhalefet var Türkiye’de. İYİ Parti’nin, DEVA’nın, Gelecek’in, Saadet Partisi’nin, yeni mücadele hattıyla Yeniden Refah Partisi’nin, DEM Parti’nin tüm süreçlerde, CHP’ye yapılan saldırılarda, destek açıklamalarını okuduk, ziyaretlerini kabul ettik, müteşekkirlerimizi de bildirdik. Bundan sonra da kimse, sakın ha sakın birileri kendini gayrimeşru görüp, birileri CHP’nin olmadığı yerde ‘Aman aman’ deyip yıllardır bayramlaşmadığı partileri davet edip çay içti diye, yıllardır elini sıkmadıklarına şimdi çeşitli umutlarla el uzattılar diye esas kızılacak dururken, hiçbir günahı olmayan kişilere, partilere, seçmenlerine ağır gelecek sözler, laflar söylenmesin.

- Çünkü bildiğimiz bir şey var. Biz Cumhuriyet Halk Partisi'ni bir cephe olarak savunmuyoruz. Biz Türkiye’nin bütün demokrasisini savunuyoruz. Bunun için de şunu biliyoruz ki; kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz. Bunun için muhalefete muhalefet devrini çok geride bıraktık. Geçmişte hatalar oldu, kusurlar oldu, tartışmalar oldu. Haklıyı, haksızı orada bıraktık. Biz önümüze bakarken kol kola, omuz omuza dayanışma içinde, başımızdaki bu kötülüğe karşı kendini getiren sandıktan kaçan, demokrasi treninden inen, bir daha seçim yapmamayı bile hesap eden, yapacaksa da kendinden sonrasına veliahtı bile aileden arayan birine karşı demokratik mücadeleyle kazanacağız. Mücadeleyi büyütmeye, bütün muhalefete hep beraber sarılmaya söz mü? Söz mü? Sakın ha sakın, kimse iktidara muhalefet etmek varken, muhalefete muhalefetle uğraşmasın. Bizim hedefimiz belli, sandık gelecek başımızdaki bu ceberut iktidar gidecek.

54829972494 Bc5D494D5E K Hpt7

“37 VATANDAŞIMIZ VE 200 AKTİVİST İSRAİL’İN ELİNDE”
- Bir yandan da Beyaz Saray Gazze planını açıkladı. Maalesef günde 100 çocuğun öldüğü yerde, bütün dünya da ‘Belki kan durur’ diye durdu bir baktı. Ve aslında bu adil olmayan, haksız, eşitsiz yaklaşıma hiç olmazsa kan dursun diye bir şans vermeye başladı. Ama daha bunun üzerinden bir gün geçmeden İsrail Sumud filosuna saldırdı. 37 vatandaşımız ve 200 aktivist şu anda İsrail’in elinde. Ve Türkiye’de hukuk devletini işletmeyenler, dünyada da vatandaşlarımıza yapılan hukuksuzluklara ses çıkaramıyorlar. 37 tane civcivini alsan İngiliz’in, Amerika’nın, İsraillinin karşına dikilir. 37 canımız İsrail’in elinde bizimkilerin hiçbir şey yaptığı yok.

- Buradan açıkça söylüyorum, biz Filistin meselesinde yanarlı dönerli, çıkarlı mıkarlı ilişkilerin içerisine girmeyiz. Tarihsel bir tutarlılık içindeyiz. Karaoğlan Ecevit, Yaser Arafat‘a ne destek verdiyse Özgür Özel de Mahmut Abbas‘a o desteği verir. Bu meydan Deniz Gezmiş ve arkadaşları Filistin’e nasıl bakıyorsa, Filistin’e öyle bakar. Ağzından günü gelince Filistin’i düşürmeyenler, böyle bir süreçte Filistin planında Gazze’nin bir yandan boşaltılması, yerine Trump‘ın gelmesi, oralara kendince birtakım yatırımlar yapması, önündeki hidrokarbon yataklarına çökmesi gibi Amerika’nın kazançlı çıkacağı bir planı, Filistin lehine çevirebilmek için dünya kamuoyunu harekete geçirmek durumundadır. Ben kendi adıma hem Başkan Yardımcısı olduğum Sosyalist Enternasyonal’de, hem Avrupa’daki bütün sol ve sosyal demokrat partilerin çatı örgütü PES’te bunun için mücadele ediyorum, etmeye de devam edeceğim. Tüm uluslararası temaslarla grubumuz da Filistin’in yanındadır ve sonuna kadar arkasındadır.

- Bugün Fatih Altaylı’nın duruşması vardı. 104 gündür tutuklu. Boş Koltuk yayınını milyonlar izliyor adam içeride iken. Bugün, 104 günün sonunda serbest kalması dışında bir seçenek yok. Yaptığı suçlama; ağzıyla söylediği lafın başını kırpmış ve sonunu kırpmış. Efendim ‘Cumhurbaşkanı’na tehdit ve hakaret.’ Lafın içinde ne tehdit var, ne hakaret. Bugün tutukluluğun devamına karar verdiler. Ayşe Barım, 13 yıl önce Gezi Parkı’na gitmiş. Buradan duyana, duymayana duyuralım. Şikayetçi, bunu şikayet eden diyor ki, ‘Ayşe Barım’ı tanımam. Sosyal medyadan Gezi’ye gittiğini gördüm. Kızdım, şikayet ettim. Gözümle görmedim’ diyor. 13 yıl sonra 248 gündür tutuklu. Hakim karşısına çıktı, ‘Gezi’ye onların Ayşe Barım götürdü’ dedikleri bütün sanatçılar ‘Ayşe söylemedi’ dediler.

54829726901 A17304E94D K Itnx

“HALKIN PARTİSİYİZ”
- Karşımızda bundan 23 yıl önce kendi hocasına, Erbakan Hoca’ya ‘Yaş 70, iş bitmiş’ diyen biri var. Bundan 25 yıl önce rahmetli Ecevit‘e, Karaoğan’a Kıbrıs Fatihine, Amerika’nın dizinin dibine çöken değil, dizini titreten Karaoğlan’a ‘Ölünce mi bırakacaksın be adam?’ diyen birisi şimdi o yaşlara geldi. Ben kimseye ne ölümü anarım, ne yaşlılığıyla dalga geçerim. Allah herkese sıhhat, afiyet versin. Güçleri yetiyorsa mücadele etsinler, bizi yensinler. Ama biz gücünü Amerikalar’da arayan, bu milletin gözünden de gönlünden de düşmüş olanlara karşı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini bir kez daha birinci parti yapmaya ve geçen son seçimlerde olduğu gibi ‘Türkiye’nin birinci partisi, Cumhuriyet Halk Partisi’ dedirtmeye devam edeceğiz. Biz oğlan mı olsun, damat mı olsun, atanmış bakanlardan TikTokçu mu olsun, yoksa çıksın Erdoğan mı olsun, rakip konusunda bir tercihimiz yok.

- Çünkü biz karşımızda kimin olduğuna değil, kimin gözünün içine baktığımıza bakıyoruz. Biz işçilerin, alınteri ile çalışanların, toprağa alnının terini düşürüp oradan bereket fışkırtanların, açtığı dükkanında helal bir kazanç için siftahı bekleyenlerin, biz geleceği dünyanın öbür ucunda değil, hayallerini burada kurmalarını istediğimiz gençlerin partisiyiz. Biz emeklinin de emekçinin de yaşlıların da gençlerin de çiftçinin de köylünün de esnafın da biz bu halkın partisiyiz.

- Biz sizin partiniziz. Bunun için hep beraber partimizin yenilediğimiz programıyla, hükümet programımızla, seçim vaatlerimizle, açıklanan her bir vaadimizle kimin yarasına süreceğimiz merhemi söyleyerek, bu güzel ülkeyi güçlendirerek, kalkındırarak, adaleti mahkemede de cüzdanda da sağlayarak, 100 liralık verginin 89 lirasının milletten, 11 lirasının şirketten alındığı değil. Bugün yüzde 68 vergi dolaylı vergi. Şu çerezci dükkanına girince, şuradan ayakkabı alırken, elektrik faturasında, su faturasında, benzinde, telefonda fabrikatörle kapısındaki bekçi aynı vergiyi veriyor. Yüzde 21 de maaşlardan kesilen vergi. Etti; 89. Yüzde 11 kurumlar vergisi. Bunu tam tersine çevireceğiz. Çok kazanan çok verecek, az kazanan az verecek. Kazanmayan vergi falan vermeyecek. Söz veriyoruz.

54828880887 2575Bd29F0 K Uv8X

“İKTİDARA DÜNDEN BİR GÜN DAHA YAKLAŞTIK”
- Her gün sabah güneş doğduğunda yatağınızdan kalkarken şunu düşünerek kalkın. İktidara dünden bir gün daha yaklaştık. İstedikleri kadar kaçsınlar o sandığı kaçırsınlar, eninde sonunda o sandığı da getireceğiz bu iktidarı da değiştireceğiz. Ve en sonunda bir kez daha hep beraber Türkiye’ye kurtarmanın, demokrasiyi yeniden kurmanın ve bu ülkeyi hepimizin ülkesi yapmanın azmindeyiz, kararlılığındayız. Bunun için bir tek şeye ihtiyaç var. O da sizin inancınızı kaybetmemektir. Sizin gösterdiğiniz bu cesareti sürdürmektir. Bu meydanlara sığmayan, Bolu’ya taşan bu mücadeleyi sonuna kadar sürdürmeliyiz. Ahlaki üstünlük bizdedir. Ahlaki üstünlük psikolojik üstünlüğü getirir, o bizdedir. Psikolojik üstünlük, çoğunluk enerjisini getirir. O bizdedir.

- Ahlaki üstünlüğümüzle, psikolojik üstünlüğümüzle, sizdeki çoğunluk enerjisiyle biz kazanacağız. Biz kazanacağız. Biz kazanacağız. Cumhuriyet Halk Partisi’nde Cumhurbaşkanı Adayı kim? Kim adayımız? Ekrem İmamoğlu. Ya olmazsa? Ya yolunu keserlerse? Yerine kim aday biliyor musun? Sizsiniz aday. Kaldır elini göreyim. Sensin aday. Benim adayım sensin. Yarın sabah yataktan Cumhurbaşkanı Adayı olarak kalkmaya hazır mısın? Kapı kapı çalışmaya, sonuna kadar anlatmaya, bu iktidarı yenmeye hazır mısın? İşte benim Cumhurbaşkanı Adaylarım. Birlikte yürüyecek miyiz? Haydi o zaman. Yürüyelim arkadaşlar. Yolunuz açık olsun. Hepinize güveniyorum, hepinize inanıyorum. Sağ olun, var olun.”

54828880702 0Cfe0De80D K 0Phe

İMAMOĞLU: BU MEYDAN, DİRENİŞ SEMBOLÜ KÖROĞLU’NUN TORUNLARININ MEYDANIDIR
Silivri Cezaevi'nden tutuklu bulunan İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun Bolu’ya yolladığı mektubu, CHP Bolu İl Başkanı Tahsin Mert Karagöz okudu. İmamoğlu mektubunda şunları kaydetti:

- "Sizleri çok özledim. 19 Mart’tan bu yana ülkenize, özgürlüğünüze, hukuka ve demokrasiye sahip çıkıyorsunuz. Meydan meydan çoğalıyor, şehir şehir büyüyorsunuz. Tıpkı milli mücadele yıllarında ayağa kalkan vatanseverler gibi, bugün de ülkemizin geleceği için, seçme ve seçilme hakkımızın güvencesi için, adalet, eşitlik ve özgürlük için ayağa kalkıyorsunuz.

- Bu meydan, direnişin meydanıdır. Bu meydan, direniş sembolü Köroğlu’nun torunlarının meydanıdır. Bu meydan, milletin meydanıdır. Bu meydanı dolduran Boluluların sevgisini kazanmış, Bolu’ya hizmet için çalışan Bolu Belediye Başkanımız Sayın Tanju Özcan’a ve CHP Bolu İl Başkanı Sayın Tahsin Mert Karagöz’e yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.

"CUMHURİYET’İN KAZANIMLARINA SONUNA KADAR SAHİP ÇIKACAĞIZ"
- Bizi zindanlarda tutanların, milletimize hizmet etme hevesimizden alıkoyanların derdi milletledir. Devletin tüm imkanlarını kendi koltuğunu korumak için harcayan bu iktidarın derdi milletledir. Bir avuç insan, milletin dediği olmasın, milli irade özgürce tecelli etmesin diye her türlü hukuksuzluğu, her türlü kötülüğü yapıyor. Vatandaşının özgür seçim hakkını gasp ediyor, seçilme hakkından ise alıkoyuyor.

- Özgür seçim hakkı gasp edilmiş milletler, kendi vatanlarında esir edilmişler demektir. Biz, milletçe böyle bir esarete, böyle bir onursuzluğa asla izin vermeyiz, vermeyeceğiz. Şanlı tarihimizden gelen mücadele ruhumuzla, Cumhuriyet’in kazanımlarına sonuna kadar sahip çıkacağız. Milletimiz de iradesine sahip çıkacak. Çünkü, millet ne derse o olur, Cumhuriyet budur. Cumhuriyeti ve demokrasiyi içine sindiremeyenleri, milletin iradesini kabullenemeyenleri ne biz kabul ederiz ne de milletimiz kabul eder.

"DEVLETİ, İSTİSNASIZ HERKESİN HAK VE HÜRRİYETLERİNİN GÜVENCESİ HALİNE GETİRECEĞİZ"
- Ezelden beri hür yaşamış bir milletiz. Boynumuza zincir takmaya, başımızı eğmeye çalışanlara karşı dimdik, omuz omuza duracağız. Bizim mücadelemiz, her şeyden önce bir adalet ve hürriyet mücadelesidir. Biz, yalnızca kendimiz için değil, herkes için ve her yerde adaleti ve hürriyeti sağlamak için yola koyulduk. Geldiğimiz bu geri dönülemez noktada, ülkemizde kayıtsız şartsız adaleti ve hürriyeti hâkim kılacağız.

- Vergide, devlet dairelerinde, okullarda, hastanelerde, sokaklarda, meydanlarda, sahillerde, tarlalarda, fabrikalarda adaleti sağlayacağız. Çiftçiler, üreticiler, girişimciler için adaleti sağlayacağız. Emekliler, çalışanlar için adaleti sağlayacağız. Kadınlar, gençler, çocuklar için adaleti sağlayacağız. Temeli adalet üstünde yükselen, vatandaş karşısında haddini ve hududunu bilen bir devlet inşa edeceğiz. Devleti, istisnasız herkesin hak ve hürriyetlerinin güvencesi haline getireceğiz.

"MİLLETİN İRADESİNİ YOK SAYAN BÜTÜN ÖRGÜTLENMELERE KARŞI BÜYÜK BİR MÜCADELE VERECEĞİZ"
- Mafyatik siyasete, vesayetçi, çıkarcı, partizan ve milletin iradesini yok sayan bütün örgütlenmelere karşı büyük bir mücadele vereceğiz. Herkes için her yerde adaletin ve hürriyetin hakim olduğu bir ülkenin özgüvenli, birbirine yürekten bağlı vatandaşlarına hiçbir güç diz çöktüremez. Bizim tarihimiz zulme boyun eğmeyenlerin tarihidir. Bu zulümleri bitireceğiz, bu büyük karanlığı dağıtacağız. Türkiye; adaletin, özgürlüğün, refahın, bolluğun, bereketin ülkesi olacak. Türkiye; gelecekten korkmadan yaşayan, geçim derdi nedir bilmeyen, mutlu ve özgür insanların ülkesi olacak. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri Zindanı."

ÖZCAN: BANA YASAK KOYACAĞINIZA SIĞINMACILARIN TÜRKİYE’YE GİRMESİ İÇİN YASAK KOYUN
Mitingde Köroğlu'nun "Benden selam olsun Bolu Beyi'ne" şiiri ile Boluluları selamlayan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, kentteki sığınmacı sorununu bitirdiklerini belirtti. Bolu'da kadınların, çocukların ve esnafın sığınmacılarla ilgili şikayetlerini dile getirdiğini söyleyen Özcan, iktidara tepki göstererek, "Siz bana sığınmacılar yüzünden yurt dışına çıkış yasağı koyacağınıza, sığınmacıların Türkiye’ye girmesi için yasak koyun" dedi.

Özcan, şunları söyledi:

- "2019 seçimlerinde aday gösterildiğimde Bolu’da en büyük sıkıntı sığınmacılardı. Ne zaman bir yere gitsem hanımefendiler diyordu ki, ‘Tacizkar bakışlar yüzünden sokaklarda yürüyemiyorum, alışverişimi yapamıyorum, çocuklarımızı parka gönderemiyoruz güvenli bir şekilde. Evin yanında okul var, okula bile tek başına gönderemiyoruz.’ Esnafımız diyordu ki, ‘Haraca bağlayacaklar bizi.’ O zamanlar Bolu’da yaşayan 8 kişiden biri sığınmacıydı.

- Buna bir dur demek gerekiyordu ve açık bir şekilde dedim ki, ‘Ben gelince zaten hükümetten yeterince besleniyorlar. Boluluların vergileriyle yardım yapmayacağım. İşyeri açma ruhsatı vermeyeceğim çünkü Bolu’ya yerleşmelerini istemiyorum.’ Sonrasında biz bunları yaptık. Sonuç itibarıyla o zaman 8 kişiden biri sığınmacıydı, şimdi 450 kişiden biri sığınmacı.

- Bolu şu an Türkiye’nin en güvenli şehirlerin başında geliyor. Burada kadınlarımız gece saat 01.00’de bile olsa tek başına yürüyebiliyor, çocuklarımız özgür bir şekilde parka gidebiliyor. Bolu’da kimseye haraç vermeden esnafımız faaliyetlerine devam edebiliyor. Ama birileri bundan rahatsız oldu. Defalarca soruşturma geçirdim bu konudan dolayı. Defalarca takipsizlik kararı aldık.

54829990168 70Ae9Fa1D9 K Exhj

"MAHKEMEDE HESABINI VERİRİZ, KORKMAYIZ"
- İçişleri Bakanlığı soruşturma izni verdi, Danıştay’dan döndü dosyalarımız ancak yine ocak ayında Adalet Bakanı’nın tweetiyle yeni bir soruşturma başladı. Biz mahkemede hesabını veririz, korkmayız hesap vermekten. Haziran ayında dava açıldı, 7 Ekim’e gün verdiler, ‘Sen niye Türk vatandaşlarını sığınmacılardan ayırdın’ diye.

- Geçen hafta pazartesi günü, hakim değişmiş. Durup dururken benim dosyamı çıkartmış aylar sonra ve savcıya demiş ki, 'Adli kontrol koyalım mı?' Savcı demiş ki, 'Hayır, gerek yok. Adam sabit ikametgah sahibi, kaçma şüphesi yok, delilleri karartma imkanı kalmamış.' Buna rağmen hakim, bana yurt dışına çıkış yasağı koydu. Bolulular olarak sizlerin takdirine bırakıyorum. Siz bana sığınmacılar yüzünden yurt dışına çıkış yasağı koyacağınıza sığınmacıların Türkiye’ye girmesi için yasak koyun.

- 2013’te Türkiye Cumhuriyeti bir anlaşma imzaladı. 'Emperyalizmin uşağı bunlar' deyince dava açıyorlar ama onlar ne derse de yapıyorlar. 2013’te bir geri kabul anlaşması imzalandı. 'Karşılığında 6 milyar Euro veririm' demiş. 3 milyar Euro vermiş. 2018’de Cumhurbaşkanı açıklamış, '40 milyar dolar harcadık, 40 daha harcarız' demiş. 2018’den bu yana 40 değil, 60 milyar dolar daha harcamış. Yani bu ülkenin vatandaşlarının vergileriyle tam 100 milyar dolar para harcamış.

- Dünyanın enayisi biz değiliz. Dünyada en fazla sığınmacıyı besleyip büyütecek biz değiliz. Artık sığınmacılara, 'memleketinize dönün' deme şansımız kalmadı. Geri kabul anlaşmasından tek taraflı olarak çekilmek şansımız kaldı. Buyursunlar istedikleri yere gitsinler. İnsan hakları ve demokrasi dersi veren Avrupa, birazcık da kendi baksın sığınmacılara. Bu emperyal projenin hayata geçmemesi için sonuna kadar kararlıyım."

Kaynak: AJANSLAR