Haber/Beran KİŞİN
Fark etmesi zor olan şiddet türlerinden psikolojik şiddet, kişinin kendini suçlu, güvensiz ve çaresiz hissetmesine sebebiyet veren bir şiddet türü olarak tanımlanıyor. Yapılan birçok araştırmaya göre, psikolojik şiddet, fiziksel şiddet ve diğer şiddet çeşitlerine oranla daha fazla uygulanıyor. Next Genaration (NG) Araştırma Şirketi’nin yaptığı araştırmalar sonucunda kadınların yüzde 43’ünün hayatında en az bir kez psikolojik şiddette maruz kaldığı ve bunların yüzde 10’unun bu şiddeti tanımlayamadığı yer alıyor.

FİZİKSEL ŞİDDETE DÖNÜŞEBİLİYOR
Sosyal-psikolog İrem Gönç, psikolojik şiddetin tanımını “Sevgi, ilgi, destek, değer gibi duygusal ihtiyaçlar (vb.) kadın üzerinde kontrol sağlamak için keyfi şekilde karşılanıyorsa veya hiç karşılanmıyorsa, erkek kendi isteklerini yaptırmak için cezalandırıcı, küçük düşürücü, yaralayıcı, tehdit edici davranış ve tutumlar sergiliyorsa bunlar psikolojik şiddettir” şeklinde yaptı. Gönç, sürdürüldüğü taktirde fiziksel şiddete dönüşebilme ihtimali olan psikolojik şiddeti tanıyabilme ve buna karşı önlemler alabilmenin önemine işaret etti.

BİRÇOK BOYUTU VE ÇEŞİDİ VAR
Diğer şiddet türleri gibi, psikolojik şiddetin de birçok boyutu ve çeşidi olduğunu belirten Gönç, “Duygu sömürüsü yapmak, suçlu hissettirmek, utandırmak, küsmek, surat asmak, kişiliği, fiziksel görünüşü ile alay etmek, kendisi, ailesi hakkında küfür ve hakaret etmek de psikolojik şiddet türleridir. Kadınların beceri ve yetilerini küçümsemek, bireysel haklarını yok saymak, yaptıklarını sürekli eleştirmek ve kadınlara kendilerini akılsız, aciz, yetersiz, beceriksiz, zayıf, muhtaç ve bağımlı hissettirmeyi sayabiliriz. Kadınları karar mekanizmalarına dahil etmemek, hatta kadının ne düşündüğünü ne hissettiğini ne istediğini, onun için neyin iyi olduğunu kadın adına tanımlamak, kadın adına kararlar almak yaygın görülen psikolojik şiddet türleridir” dedi.

'KISKANÇLIK'
Gönç, sevginin bir koşuluymuş ve göstergesiymiş gibi sunulan ve ne yazık ki çoğunlukla öyle kabul edilen kıskançlığın psikolojik şiddeti meşrulaştıran bir duygu olduğuna dikkati çekerek şunları söyledi: “Kıskançlık altında kadının nerede, ne zaman, kiminle ne yaptığı gibi sorgulamalarla, kadının sosyal ilişkilerini bozmak, sınırlamak, denetlemek kadının yalnızlaşmasına ve sosyal destek ağlarından yoksun kalmasına sebep olan bir psikolojik şiddet türüdür. Kadınları yalnızlaştırarak maddi ve manevi destek mekanizmaları olarak işleyebilecek aile ilişkileri, arkadaşlıklar ortadan kaldırılır ve daha savunmasız hissedecek kadın şiddet içinden çıkamaz halde kendini bulur. Bu hissin kendisi psikolojik şiddetin bir sonucudur.”

EĞİTİM DÜZEYİNİN ETKİSİ
Gönç, kadınların ve erkeklerin toplumsal cinsiyet rollerine göre yetiştirilmesinin psikolojik şiddeti artırdığına dikkat çekerek,“Erkekler ‘öfkelidir, saldırgandır, sahiplenicidir, koruyucudur’ gibi rollerle uyumlu şekilde kadınlara atfedilen naif, korunmaya muhtaç, zarar görmeye açık, kırılgan, ayrıntıcı ‘dolayısıyla her şeyi abartan’ gibi roller psikolojik şiddetin var olmasını çok kolaylaştırıyor. Kadınlar kendilerine atfedilen bu rollerin dışına çıktıklarında erkeklere biçilen o roller, tehdit olarak algılanıp daha fazla psikolojik şiddete açık hale de gelebiliyorlar bu arada. Aslında temel olarak biçilen bu roller ve cinsiyet eşitsizliğinin kendisi kadına yönelik ciddi bir psikolojik şiddettir” ifadelerini kullandı. Eğitim seviyesi ve sınıf farkına göre psikolojik şiddet türlerinin değişebileceğini söyleyen Gönç, “Sınıf ve eğitim düzeyi arttıkça daha sinsi taktiklerle karşılaşıyoruz. Kadının sınıf ve eğitim düzeyinin artması onun da psikolojik şiddeti hemen anlayıp kendisini o ilişkiden çıkarabileceği anlamına gelmiyor. Gerçekten bir ilişki dinamiğinde bu ilişki sevgililik, evlilik ya da başka bir biçimde olabilir, fark etmek zordur” dedi. Kadınların bu noktada dayanışma içinde olması gerektiğini kaydeden Gönç, “Kadınların birbirlerine el vereceğine inanıyorum. Dayanışma güçlendirir ”dedi.