Haber/ Baran MUTKİLİOĞLU

Suriyeli kadınların iş gücüne katılımı ve işyerlerinde karşılaştıkları sorunlara ilişkin kapsamlı bir araştırma yapıldı. Hazırlanan rapora göre, göçmen kadınların yüzde 94'ü kayıt dışı çalıştırılıyor. İş yaşamında ayrımcı, ırkçı ve nefret söylemleriyle sıklıkla karşılaşan kadınlar ataerkil ilişkiler nedeniyle ev işleri ve çocuk bakımı gibi sorumlulukları da omuzlamak zorunda kalıyor.

Şimdiki Kadınlar Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Kadınlarla Dayanışma Vakfı ve Kırkayak Kültür işbirliği ile ekonomik krizin ve yoksulluğun derinleştiği dönemde, Suriyeli kadınların iş gücüne katılımları ve işyerinde karşılaştıkları sorunlara ilişkin dikkat çekici bir rapor yayımlandı. Türkiye'de en fazla Geçici Koruma Statüsü'ne sahip Suriyeli'yi barındıran kentlerde yapılan saha araştırmalarının ardından hazırlanan 'Piyasa, Politika ve Toplumsal Cinsiyet Kıskacında Kadın Emeği' raporuna göre Türkiye, göçmenlerin iş gücüne katılım oranının en düşük olduğu ülke konumunda. Göç Araştırmaları Derneği üyesi Dr. Lülüfer Körükmez'in kaleme aldığı rapora göre, göçmen kadınların yüzde 94'ü kayıt dışı çalıştırılıyor. Raporda, Suriyeli kadınların, üniversite eğitimleri olsa dahi Türk kadınlara göre daha güvencesiz ve düşük kalifikasyon isteyen işlerde çalıştığı kaydedildi. Suriyelileri kayıt dışı ve ucuza çalıştırmanın yerleşik bir uygulama olduğuna dikkat çekilen raporda, iş yaşamında ayrımcı, ırkçı ve nefret söylemleriyle sıklıkla karşılaştıkları kaydedildi. Nefret söylemlerinin kaynağına dikkat çekilen raporda, bu söylemlerin politikacılardan, medyadan ve sosyal medyada sürekli tekrarlanan içeriklerden kaynaklandığı ifade edildi.

[Fotoğraflar/ Kemal Vural Tarlan]

ZORUNLU İSE ÇALIŞIYOR

Bulgulara göre Suriyeli kadınların çalışma hayatına atılmasının sebebi, ev ekonomisinde yaşanan zorluklarla baş etme zorunluluğu. Rapora göre, kadınlar güvencesiz veya düşük ücretli, emek yoğun işlerde istihdam alanı bulabiliyor. Çalışma hayatının yanı sıra ev işleri ve çocuk bakımından sorumlu tutulmaları ve bu yükü hafifletecek kreş gibi kamusal hizmetlerin sağlanmaması nedeniyle kadınlar, yalnızca zorunlu oldukları süre boyunca çalışıyor. Araştırmaya göre düşük ücretli, yorucu ve güvencesiz işler dışında seçeneği olmayan kadınların, çalışma hayatları da kesintili veya kısa oluyor.

Saha araştırmalarından çıkan diğer bir tespit ise evlenmek, ebeveyn olmak veya ekonomik sorunların hafiflemesi kadınların iş hayatından ayrılması sonucunu ortaya çıkarıyor. Evli ve çocuk sahibi kadınlar, geçim sıkıntısı arttığında tekrar işe başlayabiliyor. Araştırmanın sonucunda, 'kadınlara uygun görülen ve görülmeyen meslekler' algısının Suriyeli kadınlar arasında yaygın bir norm olduğu belirtildi.

SİGORTA YOK GÜVENCE YOK

Rapora ilişkin Dokuz Eylül gazetesinin sorularını yanıtlayan Göç Araştırmaları Derneği üyesi Dr. Lülüfer Körükmez, göçmen kadınların piyasada temel iş gücü olarak görülmeyip, daha çok esnek iş gücü, düşük ücretli iş gücü olarak görüldüğünü söyledi. Kadınların iş gücünde sürekli var olması için gerekli planlama ve desteğin yeterli düzeyde olduğunu kaydeden Körükmez, "Suriyeli kadınların en büyük problemi kayıt dışı çalıştırılma. Piyasadaki en kötü işleri yapan, düşük ücretle çalıştırılan göçmen kadınlar, en alt düzeyde ücret alıyorlar. Sigorta yok, emeklilik yok, herhangi bir iş kazası geçirseler karşılığını alabilecekleri bir güvenceleri yok. İşyerlerinde yaşanan herhangi bir problem nedeniyle devlet kurumlarına başvurduklarında bir soruşturma yürütülmediğini, yaptıkları şikayetle baş başa kaldıklarını söylüyorlar. Haklarını herhangi bir mecrada arayamıyorlar." dedi.

İşyerlerindeki sömürünün ev içi yaşamda da sürdüğünü dile getiren Körükmez, "Kadınlar, bir de ataerkil ilişkiler nedeniyle ortaya çıkan yükü omuzluyor. 'Rahat etmek' kavramının kadınlar için mümkün olmadığını görüyoruz. Çalışsalar da çalışmasalar da ev içi sorumluluk, çocukların bakımı kadınların temel sorumluluk alanı ve görevi olarak görülüyor. İş tempolarından dolayı evdeki sorumluluklar aksayacaksa sorumluluğu erkeklerin değil, evdeki bir başka kadının üstlendiğini anlıyoruz. Nihai olarak ev işlerinin temel sorumlusu kadınlar olarak görülüyor." dedi.

Körükmez, sorunların çözümüne ilişkin görüşlerini ise şu sözlerle dile getirdi:

"İlk aşamada göçmenlerle ilgili dilin değişmesi gerekiyor. Ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı içeren söylemler bertaraf edilmeli. Çünkü bu söylemlerin iş ilişkilerine yansıması oluyor. Ötekileştirici söylemler çalışma rejimine olumsuz anlamda yansıyor. Diğer yandan kadınların iş gücüne katılımını artırmak için, hem kendilerini geçindirecek ücretler alabileceği hem de mesleki anlamda gelişecekleri eğitimlerin verilmesi gerekiyor. Ayrıca çalışan kadınların çocukları için kreşler açılmalı. Denetlememe ve kayıt dışı çalıştırmayı cezasız bırakmak da emek sömürüsünü yeniden üreten bir durum. Bu nedenle çalışma koşulları düzenlenmeli, kayıt dışı çalışmanın önüne geçilmeli."

Bu yayın Hollanda Büyükelçiliği İnsan Hakları hibe programı desteğiyle yürütülen ‘Kadın ve LGBTİ+ Odaklı Şiddete Karşı İletişim Projesi-NAR Projesi’ kapsamında hazırlanmıştır. Bu yayının içeriğinden yalnızca 9 Eylül Gazetesi sorumlu olup herhangi bir şekilde Hollanda Büyükelçiliği’nin görüşlerini yansıtmamaktadır.