Türkiye'de yaklaşık 6 milyon kamu görevlisi ve memur emeklisinin önümüzdeki iki yıllık mali ve sosyal haklarını belirleyecek olan 8. Dönem Kamu Toplu Sözleşme görüşmeleri, Kamu İşveren Heyeti'nin masaya getirdiği ilk teklifin ardından derin bir krizle başladı. Milyonların umutla beklediği görüşmelerde hükümet kanadının sunduğu zam teklifi, en büyük memur konfederasyonu olan Memur-Sen tarafından sert bir dille reddedildi ve ülke genelinde protestoların fitilini ateşledi. Görüşmelerin kilitlendiği haberinin ardından konfederasyona bağlı sendikalar, Antalya Defterdarlığı önünde bir araya gelerek hükümetin teklifini protesto etti. Eylemde konuşan Memur Sen Antalya İl Temsilcisi Eyüp Bülent Miran, masaya konulan rakamların, memurun çarşıda, pazarda, kirada yaşadığı ekonomik depremden ne kadar uzak olduğunu gösterdiğini belirterek, "Bu teklifi yok sayıyoruz, bu teklifi gerçekçi bulmuyoruz" ifadeleriyle konfederasyonun net tavrını ortaya koydu.

Kamu İşveren Heyeti, 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6; 2027 yılının ilk ve ikinci altı ayları için ise yüzde 4'erlik zam önermişti. Ancak Memur-Sen'e göre bu rakamlar, son yıllarda yaşanan alım gücü kayıplarını telafi etmekten ve yüksek enflasyon karşısında memuru korumaktan fersah fersah uzaktı. Miran, kira artış oranlarının yasal sınırların bile üzerinde, yüzde 41'leri bulduğu bir zeminde, hükümetin kendi düşük enflasyon hedeflerini baz alan bir zam teklifiyle gelmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Bu ilk tepki, Toplu Sözleşme masasının önümüzdeki günlerde çok daha çetin pazarlıklara ve muhtemelen büyük eylemlere sahne olacağının en net işareti oldu.

Teklifin içinde ne yok? 'Refah payı, taban aylık ve adalet'

Memur-Sen'in tepkisinin temelinde, teklifin sadece oransal olarak düşük olması değil, aynı zamanda memurun temel taleplerini tamamen görmezden gelmesi yatıyor. Eyüp Bülent Miran, teklifin içeriğini "içi boş" olarak nitelendirerek, kamuoyunun ve memurların en çok beklediği üç ana başlığın es geçildiğini söyledi. Miran, "İşverenin teklifinde refah payı ve taban aylığa zam yoktur. Gelirde adaleti sağlayacak oran yoktur. Emekli ve emekçiyi gözeten bakış yoktur" diyerek, teklifin temelden eksik olduğunu belirtti.

Konfederasyonun en önemli taleplerinden biri olan refah payı, ekonomik büyümeden kamu çalışanlarının da pay almasını ve geçmiş yıllardaki enflasyonist kayıplarının telafi edilmesini amaçlıyor. Bu talebin teklifte yer almaması, memurların alım gücünün erimeye devam edeceği anlamına geliyor. Bir diğer kritik başlık olan taban aylığa zam talebi ise, özellikle emekli maaşları ile çalışan maaşları arasındaki makasın tehlikeli bir şekilde açılmasını engellemeyi hedefliyor. Seyyanen zamların emekliliğe yansımaması sonucu ortaya çıkan bu adaletsizliğin giderilmesi için taban aylığın artırılması, milyonlarca emeklinin ve emekli adayının en büyük beklentisi konumunda. Miran, bu teklifin, mesleğinde yıllarını vermiş, kariyer basamaklarını tırmanmış kamu görevlilerinin emeğini ve niteliğini değersizleştirdiğini, mevcut huzursuzluğu ve ücretlerdeki adaletsizliği ortadan kaldırmayacağını vurguladı.

Sadece oran değil, topyekûn bir reform paketi talebi

Memur-Sen'in masaya getirdiği talepler, sadece yüzdelik zam oranlarından ibaret değil. Konfederasyon, kamu personel rejiminde köklü bir reform ve iyileştirme talep eden geniş bir paketle masada oturuyor. Bu talepler, farklı meslek gruplarının ve kademelerin yaşadığı kronik sorunlara çözüm bulmayı amaçlıyor. Paketin öne çıkan maddeleri arasında şunlar yer alıyor:

  • Ek Gösterge ve Derece: Yıllardır beklenen ve birinci dereceye gelmiş tüm kamu görevlilerine 3600 ek gösterge verilmesi. Ayrıca tüm memurlara ilave bir derece verilerek maaşlarında ve özlük haklarında iyileştirme sağlanması.

  • Mesleki İyileştirmeler: Özellikle akademisyenler, şube müdürleri, şefler, amirler, mühendisler ve diğer teknik personelin yıllardır eriyen mali ve özlük haklarının yeniden düzenlenmesi.

  • Yardımcı Hizmetler Sınıfı: Kamu personel sisteminin en mağdur kesimlerinden biri olan yardımcı hizmetler sınıfının kaldırılarak, bu sınıftaki personelin genel idari hizmetler sınıfına geçirilmesi.

  • Sosyal ve Mali Haklar: Tüm memurlara ayrım yapılmaksızın bayram ikramiyesi verilmesi, büyük şehirlerdeki fahiş fiyatlar karşısında memurlara kira desteği sözünün yerine getirilmesi ve gelir vergisinin tüm kamu çalışanları için yüzde 15'e sabitlenerek vergi yükünün hafifletilmesi.

  • Emeklilik Sistemi: Enflasyonist dönemde yapılan ve emekliliğe yansımayan seyyanen ödemelerin emekli maaşı hesaplamasına dahil edilmesi ve tüm ek gelirlerin emekliliğe esas kazanca sayılması.

  • Sendikal Haklar: Kamu görevlilerinin grev hakkı başta olmak üzere sendikal haklarını kısıtlayan 4688 sayılı Kanun'un evrensel standartlara uygun şekilde revize edilmesi.

Bu geniş talep listesi, memurların beklentisinin sadece bir maaş zammı olmadığını, aynı zamanda adil, öngörülebilir ve güvenceli bir çalışma hayatı istediklerini ortaya koyuyor.

Müzakere kapısı kapanırsa eylem takvimi başlıyor: 'kaybedecek iki yılımız yok'

Memur-Sen, hükümetin sunduğu ilk teklifi reddetmekle kalmadı, aynı zamanda masadan istediği sonucu alamazsa devreye sokacağı eylem takvimini de net bir şekilde ilan etti. Ay sonuna kadar devam edecek olan Toplu Sözleşme görüşmelerinde Kamu İşveren Heyeti'nden adil, gerçekçi ve acil bir yeni teklif beklediklerini belirten Eyüp Bülent Miran, "Memurların ve emeklilerin kaybedecek iki yılı daha yok" diyerek kararlılıklarını vurguladı.

Dolar 41 TL’ye yaklaşıyor: 13 Ağustos 2025 güncel döviz kurları
Dolar 41 TL’ye yaklaşıyor: 13 Ağustos 2025 güncel döviz kurları
İçeriği Görüntüle

Miran, müzakerelerden olumlu bir sonuç çıkmaması halinde, Memur-Sen Başkanlar Kurulu'nun aldığı kararlar doğrultusunda Türkiye genelinde eylemlerin başlayacağını duyurdu. Bu eylem takviminin ilk adımı, il merkezlerinde "Memur-Emekli Nöbette Eylem Çadırı" kurmak olacak. Ardından, tepkinin dozu artırılarak kitlesel yürüyüşler ve nihayetinde tüm Türkiye'den on binlerce kamu görevlisinin katılımıyla Ankara'da düzenlenecek büyük bir miting ve iş bırakma eylemleri gündeme gelecek. Bu ültimatom, hükümetin önümüzdeki iki hafta içinde ya masaya memurun beklentilerini karşılayan yeni bir teklif getirmesi ya da ülke genelinde kamu hizmetlerini etkileyebilecek büyük bir protesto dalgasıyla karşı karşıya kalması anlamına geliyor. Milyonların gözü kulağı, şimdi Ankara'dan gelecek haberlerde.

Kaynak: HABER MERKEZİ