Zordur kimi yazıları yazmak...
Hele başlayabilmek!..
Nerden başlasam, nasıl anlatsam, nerde bağlasam?
Düşünürken, daralırsın!..
Oysa çok keyifli olmasını dilediğin, anlatılması en doğal, güçlü; yakın düştüğün!..
Çocukluğunun düşü, yaşamının geleceği olarak simgeleştirdiğin...
Bir "anıt" isim olunca...
Kelimeler düğümlenir kalır...
Kalem yürümez bir türlü!
Her şey, başlamaya takılır kalır!
Yürek titremektedir!..
Eller geri durmaz ya!..

***

Böyle zamanlarsa ustalar yetişir imdada!..
Yıllardır dillerden düşmeyen şiirsel anlatımlarıyla:
“'Çocukluğumda kahramanlar vardı. Benim kahramanım Sait Altınordu’ydu. Topla yatar, topla kalkardım. Topla konuşur, topla düşünürdüm. Yatağımın altında kramponlu ayakkabılarım, sırtımda formalarımla uyurdum.' 1954 yılında futbol alanlarında şöhret olduktan sonra 15 yıl boyunca 'Türk Efsanesi' olarak yaşayan Metin Oktay, sözlerini şöyle sürdürüyordu:
'Zaman su gibi akıp geçti. Gün geldi, ben gençliğin kahramanı oldum. Sonraları ise çocuklara, gençlere kahraman olacak insanlar yetişmedi..."
Anlaşıldığı üzre Türk futbolunun "Kral Metin"i dir konuşan...
Ustam Okan Yüksel, şöyle bağlar sözü:
"'İnsan her zaman kahraman olamaz ama insan kalabilir' derler.
Bu sözlere yakışan yaşam sürdürenlerden biri de Metin Oktay’dır.
Yaşamı boyunca kahraman ve kral olarak gösterilmesine ve öyle olmasına karşın, insan kalabilmeyi başarmıştır Metin Oktay.
Kahramanlıklarını devamlı anlatan kahramanların sonunda korkakları bile bıktıracağını bilen Metin Oktay, gerçek kahramanlar gibi cesaretini de hep şahitsiz göstermiştir.
Futbola Damlacık’ta başlayan, İzmirspor’da gelişen ve Galatasaray ile ulusal takımlarda doruklara tırmanan Metin Oktay ‘Kahraman’ olmaktan çok ‘İnsan’ olmayı, ‘Kral’ olmaktan çok ‘Adam’ olmayı bilmiş ve öyle yaşamış, öyle ölmüştür."

***

Bir değeri...
Futbolun Kralı" olmakla birlikte "gönüllerin kralı" olmayı da yaşarken kanıtlamış Metin Oktay daha nasıl anlatılır ki?

***

Türkiye'nin "Kral Metin"i; İzmirliler!in "Metin Abisi"nin anıtı dikildi İzmirspor Kulübü'nün karşısındaki parka...
Anılar dizinindeki çokça arkadaşı ama en önemlilerinden biri; Galatasaray'da sekiz yıl birlikte top koşturdukları, gol krallığında yarıştıkları ama kendisini hiç bir zaman yakalayamadığını kendi ağzından dinlediğimiz, kaptanı Bahri Altıntabak da oradaydı; Damlacık ve İzmirspor'dan arkadaşları da...
Ve o törende takımının kaptanlığını yapmış, "Metin Abi"yle gol krallığında yarışmış Altıntabak'ı tanımayan, tanıştırılmayan, kim olduğunu da bilmeyen Galatasaray Kulübü Başkanı Dursun Özbek de vardı!..
O törende...
"Metin Abi" için en azından son on yılda düzenlenmiş ölüm-yaş günü anmalarına katılmamış, yaklaşmamış; böylesi bir günden kendilerine pay çıkarmayı görev edinmiş olanlar vardı!
Ama bir de...
"Metin Abi"nin kuruluşunu gerçekleştirdiği Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği İzmir Şubesi'nin Başkanı Dr. Şaban Acarbay ve yönetici arkadaşları vardı... Birer Metin Oktay sevdalısı olarak yürekleriyle oradaydılar...

***

Dostluğu dizelere dökünce:
"Dostlar ırmak gibidir
Kiminin suyu az, kiminin çok
Kiminde elleriniz ıslanır yalnızca
Kiminde ruhunuz yıkanır boydan boya
...........
İnsanlar vardır; berrak, pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranışı candan..." diye tanımlar üstad Can Yücel...

***

Futbolu, centilmenliği ve attığı gollerle "Taçsız Kral"...
Dostluğu. paylaşımı ve insanlığı ile "Gönüllerin Kralı"...
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın asılmamaları için imza toplarken. idama tümden karşı olduğunu yürekten haykıran...
Bir Türkiye sevdalısı için...
Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş, İzmir için çok gecikmiş bir anıtı...
Bir vefa olarak..
Metin Oktay"ı anıtlaştırırken mutlak anlamda güzel bir iş yaptı...
Kuşku yok...
Bu anıtın asıl yaratıcıları...
Onu Türkiye'ye, İzmir'e yıllardır unutturmayanlardır...
Yürekten MERHABA hepsine...

------------------------------------------------