Sonunda oldu! Milli takım büyük değişikliğini yaptı. Kazandıklarını koyacak yer bulamayacağını düşündüğüm Terim’in gitmesini bekliyordum ama yerine Lucescu’yu hiç oturtamamıştım açıkçası! Önce başarı diyen Mircea Lucescu Milli takımımızın başına geçti. Değişik açılardan değerlendirilebilecek bir isim Lucescu…
Öncelikle milli takımı yerli mi çalıştırmalı, yabancı mı? Bu soru her zaman gündemdeki yerini korumuştur. Yönetimler de aslında tercihlerini yerliden yana yapmışlardır. 1972 yılında rahmetle andığımız Coşkun Özarı ile başlayan yerli hoca uygulaması şu ana kadar geçen 45 yıl içerisinde sadece 3 defa delinmişti. Kalman Meszöly, Sepp Piontek, Guus Hiddink tarafından… Macar Meszöly’i aslında saymayabiliriz. 1985 yılında sadece 5 aylık bir denemeydi O’nunki… Piontek’li yılları çok iyi hatırlıyorum. Lise öğrencisiydim ve milli takımımız çok da parlak yıllarını yaşamıyordu. Ancak Piontek’in yaptıkları ya da değiştirmeye çalıştıkları Terim’in ekmeğine bal ve yağ olacak, mili takım Terim’in ilk döneminde altın çağlarından birini yaşayacaktı.
Ve bu 45 yıllık dönemin son adamı bir yabancı oluverdi. Lucescu Türkiye geçmişi ile aslında pek de bize yabancı sayılmaz. Galatasaray ve Beşiktaş dönemlerini hatırlayalım. Gerçi Galatasaray’a ilk geldiğinde de kamyon şoförü yakıştırması yapılmıştı kendisine… Nereden de çıkmıştı bu Lucescu? Çok da başarılı geçmeyen 17 maçlık Inter macerası ve 2 aylık Rapid Bükreş sonrasında Galatasaray’a gelivermişti. Futbol bilginleri sonradan bu kamyon şoförünü tır şoförüne terfi ettirecek, O’nu yere göğe sığdıramayacaklardı. Hem Galatasaray, hem de Beşiktaş ile Lig Şampiyonluğunu yaşayacak ve kariyerine Ukrayna’da Shaktar takımını uçuran pilot olarak devam edecekti. Shaktar ile 8 Lig Şampiyonluğu, 6 Ukrayna Kupası, 5’de Süper Kupa kaldıracak, bunlara bir de UEFA kupası ekleyecekti.
Sağlamcı ve garantici oynattığı futbolu aslında biz kanı kaynayan Türkler pek beğenmiyorduk. Bizim takımlarımız hep saldırmalı, saldırmalı ve saldırmalı idi… Lucescu ise kontrollü futbolu benimseyen tavrını özellikle Galatasaray ve Beşiktaş’ta ortaya koyarak taraftarın yer yer eleştirisini alsa da sonuca gitmeyi bilmişti.
Bu sağlam karne ve Türkiye’deki geçmişi, her sezon başında Lucescu’nun adının ligimizden bir takımla anılmasına sebep oluyordu. Luce ise sağ gösterip sol vurdu. Galatasaray’a gelmesini beklerken 2+1 yıllık sözleşmeye Milli Takımımız için imza attı.
Lucescu’nun gelişi aslında birçok tartışma konusuna da gebe… Başarılı Ukrayna geçmişinin Milli Takıma yansımasını beklemek bir yana, Arda Turan ismi ile başlayacak ve diğerleri ile devam edecek oyuncu seçimleri de bizlere malzeme olacak gibi duruyor.