Atlas Okyanusu'nun kuzeyinde buzul ovalarıyla kaplı yaklaşık 108 bin kilometrekare büyüklüğünde volkanik bir ada İzlanda. Nüfusu da 320 bin civarında. Kişi başına düşen milli gelir 60 bin dolar. FIFA Dünya sıralamasında 46. basamakta yer alıyor. Ülkedeki futbolun toplam değeri 34 milyon euro. Milli takımlarındaki en pahalı oyuncusu Gylfi Sigurdsson. İngiltere Premier Ligi ekiplerinden Swansea City'nin formasını giyen futbolcunun değeri 10 milyon euro.
İzlanda'nın 'dünya lideri' cumhurbaşkanı yok. İzlanda'da madenciler ocakta, işçiler asansörde, vatandaşlar demokratik protestolarda hayatlarını kaybetmiyor. Kısacası okyanusun ıssızlığında barış içinde yaşayan, dünyada saygın bir yeri olan, kendi halinde küçücük bir ülke. İnsanları zengin, birbiriyle barışık.
Türkiye... 800 bin kilometrekarelik toprağı, 77 milyon nüfusu, kişi başına 10 bin dolar milli geliri ile dünyanın en büyük 16. ekonomisi. FIFA Dünya sıralamasında 32. basamakta. Futbol ekonomisinin büyüklüğü 200 milyon euro. En değerli milli futbolcusu 33 milyon euro ile Arda Turan...
Kağıt üzerinde baktığınızda Türkiye'nin dünya futbolunda esamesi okunmayan İzlanda'yı güle oynaya geçmesi gerek. Ama kazın ayağı öyle değil. Futbol ne kadar kaotik görünse de özünde bilimsel disiplinlerin her zaman geçerli olduğu bir spor. Gazla, goygoyculukla, şovenist söylemlerle yeşil sahada ancak ot yolarsınız.
Tek bir maçta alınan başarısız bir sonuç olarak bakmayan yaşananlara. Türk futbolu 2000'li yılların ikinci yarısından itibaren düzenli olarak ivme kaybetmekte ve gerilemekte. Ülkenin genel geçer gerçekleri neyse futbola da aynen yansımakta. Gelin bu nedenleri birlikte irdeliyelim:
1- Çarpık futbol endüstrisi ve buna ayak uyduramayan kulüp sistemi.
2- Adı özerk olmasına rağmen her türlü siyasi etkiye açık, İstanbul'un 3 büyük kulübünün boyunduruğundan kurtulamayan Futbol Federasyonu'nun rezil yönetimi.
3- Türk futbolunun gereksinimlerini karşılamaktan uzak, anti demokratik özerk federasyon yapısı ve seçimleri.
4- Şeffaflıktan ve bilimsellikten uzak çiftlik gibi yönetilen bir fedarasyonun emrinde çar çur edilen bazı bakanlıkların ve pek çok devlet kuruluşunun bütçesinden çok daha büyük bir bütçe. (359 milyon 440 bin lira)
Tüm bunları açmak, alt maddeler halinde irdelemek gerekiyor ama yerimiz müsait değil. Sözün özü, üst yapı organizasyonlarında aklın, bilimin, disiplinin olmazsa olmaz yasaları geçerlidir. Ülke futbolunu 3 kulübün itiş kakışından ibaret hale getirirseniz, Milli takım bazında da hezimet yaşamanız çok da normaldir. Kimse bu Milli takımdan başarı falan beklemesin. Çünkü Kral çoktan beri çıplak. Ama saray soytarılığından öte gidemeyen boyalı medyamız sayesinde pek çok gerçek gibi bu da saklanıyor...