Bir okurumuz soruyor...
“İşyerinden tazminatlarım ödenerek işten çıkarıldım. Tazminatlarım hesaplanırken yemek ve yol parası ile ikramiye, erzak yardımı ve aldığım primler dikkate alındığı halde her ay aldığım asgari geçim indirimi ile son yıla ait hak ettiğim yıllık iznime ilişkin izin harçlığım dikkate alınmadı, ayrıca 20 günlük bu iznimi ücreti ödendiği halde kullanmadığım gerekçesiyle izin harçlığım da verilmedi. Yapılan işlem doğru mu?”
1475 sayılı (eski) İş Yasası’nın yürürlükte bırakılan 14 ncü maddesi gereğince kıdem ve ihbar tazminatına esas ücret, işçiye yaptığı iş karşılığı nakden ödenen brüt ücrete ek olarak sağlanmış olan para ve para ile ölçülmesi mümkün olan iş sözleşmesinden ya da yasadan doğan menfaatler de eklenerek hesaplanması gerekir. Örneğin sürekli verilen yemek ve yol parası ya da servis sağlanıyorsa bunun parasal değeri, ikramiye, kira alınmaksızın sağlanan lojmanın kira, yakıt ve su bedeli, bayram harçlığı, giyim yardımı, son bir yıl içinde ödenen primler, ramazan öncesinde verilen erzak yardımı gibi işçi açısından her biri birer “menfaat” olan ödeme ve yardımların da dikkate alınması gerekir.
Asgari geçim indirimi 193 sayılı Gelir Vergisi Yasası’nın 32 nci maddesinde yapılan bir değişiklikle 2008 yılından itibaren ücretlilerin aldıkları vergi iadesi yerine getirilmiş bir düzenleme olup, bunun tutarı her yılın başında yürürlüğe giren aylık asgari ücrete göre değişen ancak işverence sağlanan bir menfaat olmayan, işçinin bekâr, evli ve eşi çalışan ya da çalışmayan, çocuk sayısına göre devletin sağladığı bir yararlanma olup, kıdem tazminatının hesabında dikkate alınması mümkün değildir.
Ayrıca okurumuza 2013 yılında hak kazandığı ancak kullanmadan işte çıkarılması nedeniyle bu izninin ücretinin ödendiği fakat ayrıca izin harçlığının verilmediği anlaşılmaktadır. İzin harçlığı herhangi bir yasal düzenlemeye bağlı bir ödeme değil, iş sözleşmesi ya da toplu iş sözleşmesi veya işyeri uygulamasından kaynaklanan bir ödeme olup ödenmesi için mutlaka ilgili iznin kullanılması gerekmektedir. Her ne kadar okurumuz işe giriş tarihine göre 2013 yılında 20 günlük izne hak kazanmış ise de 4857 sayılı İş Yasası’nın 54 ncü maddesi gereğince işverenin bir yıl içinde kullandırması gereken bu iznini kullanmadığından iş sözleşmesinin feshi nedeniyle ödenen izin ücreti ile birlikte izin harçlığının da ödenme zorunluğu bulunmamaktadır. Ayrıca fiilen izin kullanıp harçlığa da hak kazanmadığı için işverence sağlanan bir menfaat haline gelmediğinden ödenmeyen izin harçlığının kıdem tazminatının hesabına esas ücretin belirlenmesinde dikkate alınması da mümkün değildir. Nitekim Yargıtay’ın da kararları bu yöndedir.

***
Diğer bir okurumuz soruyor…
“Emekli olduktan sonra aldığım aylıkla geçinemediğim için özel bir işyerinde 2 yıldan beri sosyal güvenlik destek primi ödeyerek çalışmaktayım. Ne var ki son 4 aydır işveren ücretlerimi hem zamanında ödemiyor, hem de tam olarak vermiyor. Buna dayanarak işten ayrılsam ücret alacaklarımla birlikte 2 yıllık kıdem tazminatımı da alabilir miyim?”
Kıdem tazminatına hak kazanabilmek için işyerinde en az bir yıllık çalışma zorunluğu vardır. Okurumuz emekli olduktan sonra daha önceki işyerinden kıdem tazminatını alarak ayrılmış olup, yeni işyerinde ise 2 yıldan beri çalışmaktadır. 4857 sayılı İş Yasası’nın 24/II-e maddesi işveren tarafından ücretinin yasa hükümlerine ya da sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilip zamanında ödenmemesi halinde işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkını vermektedir. Bu maddeye dayanarak okurumuz noterden göndereceği ihtarname ile iş sözleşmesini feshettiğini bildirmesi halinde kıdem tazminatı ile ödenmeyen ücret alacaklarını alabilir. Fesih ihtarnamesine karşın ödenmemesi halinde ise ücretleri için 5, kıdem tazminatı için 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde iş mahkemesinde dava açabilir.