İzmir'in en kozmopolit ilçelerinin başında geliyor Konak. Bir tarafta geçmişte solun kalesi olan, 1980 askeri darbesinin ardından belediye statüsünden mahalleye dönüştürülen, efsane başkan Aydın Erten'in Gültepesi, diğer tarafta geçmişte İzmir'in merkezi yerlerinden olmasına karşın zaman içinde Roman vatandaşlarımızın yuvası olan Yenişehir, Tepecik... Bir tarafta, uzun yıllar 'akşamları polis bile girmiyor' denilen Kadifekale ve civarı, öte tarafta her milletten insanın sokaklarını mesken tuttuğu Basmane... Ve İzmir'in kalbinin attığı Kordon, Konak Meydanı, Alsancak, Çankaya...
Tüm bu sosyal kesimlerin sorunları, ihtiyaçları ve beklentileri farklı. Konak'a belediye başkanı olmak Anadolu'daki pek çok ile belediye başkanı olmaktan çok daha fazla sorumluluk yüklüyor insana. Böylesine kozmopolit ve yoğun nüfusa sahip bir ilçeyi yönetmek gerçekten tecrübe gerektiriyor.
Tam 20 yıl boyunca Narlıdere'de belediye başkanlığı yapan, Narlıdere'nin çehresini değiştiren Abdül Batur'un Konak için biçilmiş kaftan olduğunu kimse inkar edemez. Batur'un Narlıdere'de yaptıkları Konak'ta yapabileceklerinin çok net bir göstergesiydi. Nitekim de öyle oldu. Konak'ta göreve geldikten sonra hızla hayata geçirdiği projeler, pandeminin gölgesinde geçen son bir buçuk yılda özellikle dezavantajlı kesimlere sağladığı olanaklarla bundan sonra neler yapabileceğini de ortaya koydu.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in de göreve gelir gelmez dillendirdiği kentin çeperleriyle kıyı bölgelerini bütünleştirme, çeperlerde yaşayanları kente kazandırma hedeflerinin merkezinde olan kesimler yoğunlukla Konak ilçe sınırlarında yaşıyor. Tabii diğer metropol ilçelerde de aynı sorun var, fakat bana göre en büyük uçurumun olduğu ilçe Konak.
Bu açıdan baktığımızda Abdül Batur'un işi çok daha zordu. Fakat 20 yıllık tecrübe, kenti bir bütün olarak özümseme ve hayata bakış açısıyla Batur, son iki yılda epey mesafe katetmiş gibi.
Geçtiğimiz hafta İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyeleri ve basın mensuplarına hayata geçirdikleri ve yapım aşamasında olan bazı projelerini anlatmak için kısa bir Konak turu düzenledi.
Basmane'nin arka sokaklarında tarihi bir binada hizmet veren Semt Merkezi'nde başlayan turumuzda ilk durak Yenişehir-Hilal arasında bulunan, eski Alman Kulesi olarak bilinen bölgede hayırsever iş adamı Niyazi Ersoy'un bağışladığı arazide kurulan Engelsiz Yaşam Köyü oldu. Başkan Batur, gururla tesisi gazetecilere gezdirirken çalışanlarla diyaloglarından, sık sık tesisi ziyaret ettiğini, yürütülen çalışmaları yakından takip ettiğini anlıyorum. 'Ben yaptım, hadi siz çalışın' demiyor başkan.
Sonra Roman vatandaşlarımız için kurulan Roman Kültür Merkezi'ni ziyaret ettik ve ardından sürekli önünden geçtiğimiz halde bugüne kadar hiç içine girmediğimiz Gençlik Destek Merkezi olarak hizmet vermeye başlayan Türkiye'nin ilk tren istasyonu olan Kemer Tren İstasyonu'na ve az ilerisinde bulunan, TCDD'ye ait hangara gittik. Kemer Tren İstasyonu'nda bulunma sebebimiz belliydi fakat bugüne kadar madde bağımlılarının mesken tuttuğu, uzun yıllardır hiçbir yetkilinin kapısını açmadığına emin olduğum hangarı neden gezdiğimizi ben de dahil hiçbir gazeteci dostumuz anlamadı başta. Hepimiz Batur'un bizi neden buraya getirdiğini anlamaya çalışırken Başkan merakımızı giderdi: Kendisi de mimar olan Batur, hangarı 29 yıllığına TCDD'den bedelsiz olarak devralmış. Bu görkemli yapıyı mimarlık müzesine dönüştürmeyi planlıyor. Girişinde İzmir'e dair hediyelik eşyaların satılacağı satış ofislerinin de bulunması düşünülüyor. Engelsiz Yaşam Köyü, Roman Kültür Merkezi, Gençlik Destek Merkezi ve mimarlık müzesi ile Kemer, Yenişehir, Hilal üçgeninden çok önemli bir cazibe merkezi oluşacak gibi.
Kemer'den sonra efsane belediye başkanı Aydın Erten'in Gültepesi'ne doğru yola çıktık. Yol boyunca Batur, aracın önünde adeta bir tur rehberi gibi yaptıkları ve yapmayı planladıkları projeleri büyük bir heyecanla anlattı bizlere. Sonraki duraklarımız Gültepe Spor Tesisi, Toros Sosyal Tesisi ve Pazar Yeri ile henüz yapım aşamasında olan 1. Kadriye Mahallesi'nde bulunan Beştepeler Sosyal Tesisi ve Pazar Yeri oldu. Bu projelerle ilgili detaylı bilgileri bu sayfada paylaştık. Öğle saatlerine kadar süren bu yoğun program Kemeraltı ve civarında hayata geçirilen projelerle devam etti. Fakat bu keyifli gezinin öğleden sonraki kısmına ne yazık ki gazetedeki işlerim nedeniyle katılamadım. Başkan Batur'un bu bölümde tanıttığı projeleri bu sayfada okuyabilirsiniz.
Bu gezi bana şunu düşündürdü; yaşadığımız kenti ne kadar tanıyoruz? Ön yargılarla uzak kaldığımız semtlerde neler oluyor? Fırsat buldukça alıp başımızı kentin kılcal damarlarına girmemiz gerekiyor. Oralarda hayata geçen projeler, beklentiler, sorunlar kentimizi daha çok sahiplenmemizi sağlayacaktır.