Seçim sonuçlarının iktidar partilerini yerinden zıplattığı kesin.

Her ne kadar, “Oylarımız yerinde, kayıp yok” deseler de, Türkiye ekonomisinin değer katan kentleri, lokomotifleri, muhalefetin eline geçti.

İstanbul, İzmir, Ankara, Antalya,Adana, Mersin…

Her ne derlerse desinler,

“Beka” söylemi, tek tarafa kazandırdı.

O’da Bahçeli ve MHP.

Hem oylarını artırdı, hem iktidarını.

Siyah ile beyaz kadar uzak olsak da, son dönemin en başarılı lideri Bahçeli.

4. parti sonuçta…

Bu duruma rağmen ne dese yaptırıyor.

Kadrolarını istediği yere yerleştiriyor.

Siyasi söylemlerini kabul ettiriyor.

Bu anlamda başarısı ortada…

İşte asıl tehlike de bu başarının içinde yatıyor…

Ne denirse denilsin,

Sonuç, İstanbul ve Ankara AK Parti’nin elinden uçtu gitti.

Bunun analizi zaten yapılıyor.

Ama, AK parti yönetiminin MHP’ye daha çok yaslanacağı, daha çok söz dinleyeceği sonucuna varıyorum.

İşte asıl tehlike de burada yatıyor…

Tehlikeli söylem şu; “Bir dahaki seçime tek belediye başkanını seçelim o diğerlerini atasın”

Kimse üzerinde durmadı…

Demokrasiye, yerel demokrasiye el bombası atıldı.

Karışıklıkta sesi çıkmadı kimsenin…

Tek konuşan adam var O’da İstanbul adayı İmamoğlu.

Eh, o da kendi derdinde malum…

Düşünebiliyor musunuz ?

Sadece belediye başkanını seçiyorsunuz.

Yerel demokrasi adına bir harekette 50 yıl geriye…

Bir sonraki adımı da ben söyleyeyim…

“Seçime meçime gerek yok.

Valiler idare eder, kaymakamlar ile…”

Yazayım burada dursun…

….

İşte bu ortamda;

Sevinç gösterileri haktır, ama kısa kesilmelidir.

5 yılın su gibi aktığını düşünürsek, muhalefetten gelip Belediye Başkanı olanların acil kolları sıvamaları gerekiyor.

Normal değil, anormal çalışmaları lazım görünüyor.

Misal şu dakikalarda ben kesinleşmiş başkan olsam.

Mazbata falan beklemem, Japonya’dan mı olur, Amerika’dan mı olur, nerdense işte, mühendisleri çağırırdım.

Hemen, hemen…

İzmir’in kilitlenmiş trafiğine, yürümeyen yollarına, kent içini hançerleyen toplu taşım güzergahlarına oturur, bir de sandalye atar kara kara düşünürdüm…

“Parasız, pulsuz, kendi kaynaklarımla bu kenti nasıl yapacağım”

Çanak-çömlek, hayal dünyası yerine; asıl kaygım bu olurdu…

Şimdi, İzmir’e Başkan değil lider lazım…

Kazanmak bazen büyük yüktür, büyük sorumluluktur.

5 yıl sonra seçim olur mu? Olmaz mı?

Olur da kazanan kazınır mı kazınmaz mı?

XXX

Bu çıkarım bu zeka

Menderes Belediyesi'ni kaybeden eski başkan Bülent Soylu seçim döneminde “Goy-goy” yapayım derken ağzından felaket bir söz çıkardı.

“Bir oy bile geçerlerse Menderes’i terk ederim”

7000 fark yedi.

Doğal olarak gözler oraya çevrildi.

“Yeni ikamet neresi olabilir ?”diye

Bülent soylu, değişik bir çıkış yaptı…

Attığı tweet şöyle, “KK ile konuştum. Tecrübeli diye dedi ki bana; 7-8 kez giderim dedim ama gitmedim merak etme dedi.

Biraz bekle olmazsa beraber gidelim dedi, tamam dedim.

Biletler hazır gideceğiz birlikte”

(İmla ve anlatımı hafif düzelttim yoksa hiç anlaşılmayacaktı…)

“Hadi bakalım terk et git” diyenlerden asla değilim.

Seçim söylemidir olur…

Kimsenin kimseye “Git buradan” deme hakkı falan yoktur da; açıklama fena; bu çıkarım bu zeka, pek nümayişe değer…

Hiçbir şey denmese, buna sağlam pişkinlik denir…

XXX

Mekke’yi kaybettik hükümsüz müdür?

Fazla kendine güven gün gelir intihar sebebidir kardeşim…

“Esenyurt’u kaybedersek, Kudüs’ü kaybederiz, Mekke’yi kaybederiz”diyen

AK Parti'li başkan Esenyurt’u kaybetti.

Ne olacak şimdi?

Mekke hükümsüz müdür?

Böyle mantar kafalar yönetti bu ülkenin cennet yerlerini…

Hoş bir tık üst kademe de, “Beka, beka”deyip durdu.

Onlara göre de muhalefetten yana herkes FETÖ’cü, PKK'lıydı,

Hatta belediyeleri teröristler basacaktı…

Ben daha bir tane terörist eylem, baskın, zapt, işgal eylemi duymadım.

Bu paranoya nedir?

Az önce İstanbul’dan bir arkadaşımla konuştum.

Taksim Meydanı'nda tomalar momalar…

Korkmayın birader, ipi sapı belediye seçimi oldu…

Kazananlar da Müslüman, yabancı değil…

XXX

İtirazım var

Ne güzel seçim şarkıları vardı.

Madem seçim bitince, seçim bitmiyormuş.

Adliye süreci, itirazlar falan…

Bence siyasi partiler de buralarda besteler kullanmalı…

“İtirazım var, bu yalan dolana”…

Sökmeyin hoparlörleri…

Haydi mahalle aralarına…

XXX

DELİ ZİYA; “Erken gelen mazbata, tedaviye muhtaçtır. (Haydar Dümen )”