Bugün biraz ekonomi yazmak istedim. Nedeni ekonomi konusundaki büyük uzmanlığım değil elbette. Ama Türkiye başta olmak üzere tüm Dünya da büyük bir kriz yaşarken bu krizin temel nedenleri arasında teknoloji firmalarının davranışlarının olmasını da görmezden gelinmesini istemedim. Ve bu farkındalık ile gidişattan kendimiz adına olumlu bir geri bildirimde çıkarılabilir.

2022 tüm dünyada ekonomisinde ters rüzgarların esmeye başladığı bir yıl oldu. Ve birçok ekonomiste göre kötüsü henüz yaşanmadı. Mayıs ayına girilmesi ile beraber Dünya ekonomisinin kalbi ve en büyük göstergesi ABD piyasalarında özellikle de teknoloji firmalarının hisselerinde büyük yönlü satışlar ve aşağı yönlü bir seyir başladı. Durum borsa yatırımcılarını olduğu kadar tüm ülkelerdeki sıradan insanları dahi korkutmayı başardı. Genel olarak olumsuz gidişatın nedenleri arasında Kovid pandemisi ile beraber tedarik zincirlerinin darmadağın olması ve Rusya’nın Ukrayna işgali gösteriliyor. Bu büyük katalizör olayların da etkisi ile her gün dünya ekonomisinde mükemmel bir fırtınaya doğru yaklaşıyoruz. Ve kesin bir gerçeklik olarak, bu çapta bir fırtına da dünyaya göbekten bağlı ve zayıf olan Türkiye gibi ekonomiler tüm olumsuzlukları misli şekilde yaşayacaklar. Zaten her gün buram buram yaşamaya da başladık. Peki bu noktaya bizi getiren asıl başlangıç noktası neydi? Tedarik zincirleri bu derece mi bozuldu? Veya Rusya’nın savaşı nasıl oldu da bu derece dünya ekonomisini sarstı?

Sisler ve gürültüler arasında başlangıcı görmek gerekirse özetle krizin temel nedenine “şişkinlik” diyebiliriz. Dünya ekonomisinde 2000’li yılların başından itibaren ABD’nin doları har vurup harman savurması ile beraber büyük bir rahatlama yaşanmaya başlamıştı. ABD’nin para basma niyeti, dünya liderliğini perçinlemek ve internet firmalarının başlattığı ardından emlak sektörünün bayrağı devir aldığı ekonomik büyümeyi sürdürmekti. Ayrıca ABD yeni kazandığı bir savaştan çıkmıştı. Ve her savaşı kazandığında yaptığı gibi halkına umut olacak ve kazanan olduğunu hissettiren bir “para basma” çılgınlığına başladı. O yıllarda o zaman ki SSCB, ABD ile girdiği sanayi ve ekonomi yarışını kaybedip dağılmıştı. Soğuk savaşın mutlak galibi ABD oldu. En önemli silahı ise teknolojiydi. ABD, bazen gerçekten elle tutulan teknoloji ürünleri üreterek bazen ise “yıldız savaşları” gibi aslında hiç var olmamış teknoloji hayalleri ile SSCB’yi kazanamayacağı bir alana sürükledi. Arkasındaki ham madde ve yüksek kaliteli insan gücü ile ABD bu savaşın kesin galibi ve o zamanki koşullarda dünyanın tek süper gücü olarak yoluna devam etti. Üstelik yavaşlamadan devam etti. Bir ürünü daha üretmeden, ürettiğinde de olduğundan daha değerli gösteren, çok para kazandıran hayaller satmanın getirisinden vazgeçmek öyle kolay değildi.


Bu “değer şişkinliği” ile sağlanan sahte ekonomik refah, uyarılarını önce 2000’li yılların başındaki “.com” balonu ve 2008 “büyük emlak krizi” ile verdi. Büyük sorunlara yol açmalarına rağmen hem ABD hem dünya bu krizlerden bir ders çıkarmadı. Hatta ABD’nin bu alışkanlığına Çin ve Avrupa ülkeleri de katıldı. Talep yaratmak için değeri ve işlevi abartılan ürünler, Ar-Ge çalışmaları ile iyice hayal satma projelerine dönüştü. En son örnek olarak Elon Musk gibi hem iyi bir sanayici hem de sanayici yönünden çok daha iyi bir manipülatör olan kişilerin elinde bu “abartma işi” iyice oyuncağa çevrildi. İnsanlar, asıl ihtiyaçları barınma, yemek ve giyecekken akıllarında dahi olmayacak ürünlere tüm gelirlerini bağlamaya ikna edildiler. Gerçek önce ABD’yi sonra dünyayı bir yerde yine yakaladı. Kovid ve Rusya krizi zaten iyice şişen balon ekonomi firmalarını bir bir patlatmaya başladı. Ama ABD’de bir iki aydır düşen hisseleri incelediğinizde ilginç bir durum var. Gerçekten tantana yapmadan üretim yapan, insana dokunan bir ürün, yazılım veya hizmet üreten firmaların hisseleri bu düşüşlerden o kadar etkilenmemiş. Hatta kısmen değerlenmişler bile. Yani kriz anlarında ak ile kara birbirinden çok hızlı bir şekilde ayrılıyor. Krizler, ikinci el otomobil pazarlamacısı ile gerçek üreticiyi birbirinden ayıran turnusol kağıdına dönüşüyor.
 

Her ne kadar hepimiz kendine göre panik yapmış olursak olalım kaliteli üretim yapıyorsanız paniği hızlı bir şekilde atlayabiliyorsunuz. Yeteneğiniz ve bilginiz gerçekten insan refahı odaklı ise yine korkmanıza gerek yok. Hangi sektörde olursanız olun üretici bir altyapınız varsa bu krizler sizin için bir kriz değil fırsat haline dönüştürecektir. Ama yeteneğinizi ve kendinizi abartarak para kazanan veya kolay paraya alışmış biri iseniz emin olabilirsiniz ki “canavar” sizin için geliyor. Bu kriz ne kadar derin onu zaman gösterecek ama krizden çıkış yolları arasında “kaliteyi ve kalitenizi arttırmak” en mantıklı ve tek doğru yol olacak. Sağlıklı ve bol kazançlı günler dilerim.