İzmirli yüzücü Bengisu Avcı, 2018’den bu yana adım adım ilerlediği efsanevi Ocean’s 7 mücadelesinde son perdeyi açmak üzere Japonya’ya gitti. Açık su yüzme dünyasının Everest’i olarak anılan bu yedi aşamalı seride altı parkuru tamamlayan Avcı, Tsugaru Kanalı geçişini de başarırsa, bu başarıya ulaşan ilk Türk unvanını alacak.
Ancak Avcı için bu yüzüş yalnızca bir spor başarısı değil. Aynı zamanda insanlığa bir mesaj: “Gelecek neden bir risk olsun ki?” sloganıyla iklim krizine dikkat çekmek isteyen milli sporcu, Japonya açıklarında iklim değişikliğinin yüzme rotalarını bile değiştirdiği Tsugaru’da kulaç atacak.
Akıntılar hızlandı, parkur uzadı ama o hazır
Geçmişte 19 kilometre olarak ölçülen Tsugaru Kanalı parkuru, iklim değişikliğinin etkisiyle 30 kilometreye çıktı. Saatte 10-12 kilometreye varan kuvvetli akıntılar, parkuru geçmeyi neredeyse imkânsız hale getiriyor. Bengisu Avcı bu zorluğu bilerek Japonya’ya gitti.
“İklim değişikliği rotayı bile değiştirdi. Akıntılar çok daha güçlü, mesafe çok daha uzun. Ama ben bu zorluğa hazırım. Kuzey Kanalı’ndaki performansımla bunu kanıtladım,” diyen Avcı, en az 12 saat sürecek bir yüzme maratonuna hazırlanıyor. Hedefi net: Tsugaru'nun karşı kıyısında Türk bayrağını dalgalandırmak.
Ocean’s 7’ye ulaşan ilk Türk olma yolunda
Ocean’s 7, dünyanın farklı bölgelerinde yer alan ve ekstrem doğa koşullarıyla tanınan yedi okyanus geçişinden oluşuyor. Bengisu Avcı, bu zorlu mücadeleye 2018 yılında başladı. O tarihten bu yana sırasıyla:
-
Manş Denizi’ni 11 saat 29 dakikada geçerek rekor kırdı.
-
Catalina Kanalı’nı 2022’de 11 saat 59 dakikada yüzerek ilk Türk kadın oldu.
-
Cebelitarık Boğazı’nı 2023’te 3 saat 24 dakikada geçerek Türkiye rekoru kırdı.
-
Cook Boğazı’nı 2024’te 10 saat 14 dakikada geçerek yine bir ilke imza attı.
-
Aynı yıl Molokai Kanalı’nı 12 saat 10 dakikada tamamladı ve Avrupa rekoru kırdı.
-
Son olarak 2025’in Temmuz ayında Kuzey Kanalı’nı 10 saat 48 saniyede geçerek tarih yazdı.
Sıra şimdi Tsugaru Kanalı’nda.
Her etap ayrı bir rekor, ayrı bir ilham kaynağı
Her bir parkurda farklı rekorlara imza atan Bengisu Avcı, sadece Türk yüzme tarihine değil, dünya yüzme tarihine de adını yazdırdı. Molokai’yi geçen en hızlı Avrupalı kadın, Catalina’yı tamamlayan ilk Türk kadın, Cebelitarık’ı geçen en hızlı Türk, Kuzey Kanalı ve Manş’ı aşan en hızlı Türk kadın olmayı başardı.
Yüzme kariyerinde sadece okyanuslar değil, buz gibi sular da yer aldı. Sıfır dereceye yakın soğuklukta gerçekleşen Buz Dünya Şampiyonası’nda hem dünya rekorları hem de şampiyonluklar kazandı. Avcı, bu başarılarda sadece bir sporcu değil, bir rol model olarak da öne çıktı.
"Adımın karşısında ‘İlk Türk’ yazsın istiyorum"
Bengisu Avcı’nın Japonya yolculuğu sadece fiziksel bir parkur değil, aynı zamanda hayallerin, mücadelelerin ve kadın gücünün de sembolü.
“Ocean’s 7’yi bitirenlerin hikâyelerini okurken hayal kuruyordum,” diyen Avcı, bu yolculuğa 2018’de başladı. Bugün geriye bir adım kaldı. Ve bu adım, yalnızca onun değil, Türk kadın sporcuların geleceği açısından da sembolik bir anlam taşıyor.
“Dünyada bu seriyi tamamlayan sadece 40 civarında sporcu var ve içlerinde kadın sayısı çok az. Türk kadınına ilham vermek, cesaret aşılamak için çıktığım bu yolculukta ‘İlk Türk’ unvanını almak istiyorum,” diyen Bengisu Avcı, bu son geçişte yalnız olmayacak. Yanında, hayalleri olan genç kadınlar, çevre için mücadele eden binlerce insan ve adaletli bir gelecek isteyen bir neslin umudu olacak.
Japonya geçişi sadece yüzme değil, bir mesaj
Tsugaru Kanalı’ndaki geçiş yalnızca sportif bir mücadele değil. Bengisu Avcı, yüzerek dünyaya iklim krizinin ciddiyetini hatırlatmak istiyor. Yıllar içinde değişen akıntılar, uzayan parkurlar ve değişen rotalar, doğanın nasıl dönüşüme uğradığının da birer göstergesi.
“Gelecek neden bir risk olsun ki?” sorusunu sorarak bu son yüzüşe hazırlanan Avcı, sporu bir sosyal farkındalık aracına dönüştürüyor. Sadece madalya kazanmak değil, gezegeni korumak için kulaç atmak istiyor.
Ve eğer başarırsa, bu hikâye yalnızca İzmir’in ya da Türkiye’nin değil, tüm dünyanın ortak mirası olacak. Çünkü Bengisu Avcı’nın yüzüşü, bir insanın hayalinin nasıl harekete geçtiğini ve bu hareketin nasıl küresel bir etki yarattığını gösteren bir direniş öyküsü.
