Emekli Tümgeneral Ethem Büyükışık’ın 26 yaşındaki oğlu Dorukhan Büyükışık, 13 Mart 2018’de İzmir’de bir şantiyede ölü bulundu. Olay, başından itibaren “şüpheli ölüm” olarak kayıtlara geçti.

Baba Büyükışık’ın girişimleriyle başlatılan soruşturmada jandarma astsubaylar Ozan Karataş ve Osman Bilgi, hazırladıkları ses raporunda “gerçeğe aykırı tespitler” yapmakla suçlandı. İki isim hakkında “gerçeğe aykırı bilirkişilik” ve “gerçeğe aykırı tercümanlık” iddialarıyla dava açıldı.

Sanıkların savunması: “Biz uydurmadık”

Ankara 18. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen yedinci duruşmada, sanık Ozan Karataş SEGBİS üzerinden bağlanırken, Osman Bilgi salonda hazır bulundu.

Karataş, “Cüneyt ve Emre isimli polisleri tanımıyoruz. Telefonlarımız incelensin dedik, hiçbir temas bulunmadı. İzmir Emniyeti de ‘böyle isimli polis yoktur’ yazısı verdi. Buna rağmen biz hayali isimleri saklamakla suçlanıyoruz. Bizim hakkımızda adil bir soruşturma bile yapılmadı” dedi.

Sanık Bilgi ise şu ifadeleri kullandı:

“Kayıtlarda tek bir kişiye sesleniliyor. Biz ‘anlaşılmıyor’ diyerek rapora geçtik. Duymadığımızı nasıl yazabiliriz? 479 kelimeyi tespit etmişiz, diğer bilirkişinin raporunda 410 kelime var. Hatalı kelime sayımız 14, onların 43. TRT raporu da bize yakın. Buna rağmen biz suçlanıyoruz. Anlamıyorum.”

Baba Büyükışık: “27 metreden düşen çocuğun üstünde çizik yok”

Duruşmada söz alan Ethem Büyükışık, delillerin karartıldığını ve oğlunun ölümünün üstünün örtüldüğünü söyledi:

“Biz Cüneyt ismini duyuyoruz. Ama raporlara yazılmadı. O gün İzmir Emniyeti’nde büyük bir suç örgütü vardı. Görev listeleri tahrip edildi. 34 polis hakkında soruşturma açıldı. 27 metreden düşüp paramparça olması gereken çocuğun üstünde bir çizik bile yok. Başkomiser bile ‘yüksekten düşme değil’ dedi. Buna rağmen olay ‘intihar’ gibi gösterildi.”

Büyükışık, polislerin de olaya karıştığını belirterek, “Cinayet günü orada olmayan polisleri, oradaymış gibi kayda geçirmişler. Tüm bunlar dosyada mevcut” dedi.

Takdirname krizi

Sanık avukatı Ergin Kılıç, müvekkillerinin görevlerinde başarılı olduklarını savundu:

CHP’li Tanal: “Partimizin mülkü fiilen işgal edilmiştir”
CHP’li Tanal: “Partimizin mülkü fiilen işgal edilmiştir”
İçeriği Görüntüle

“Müvekkillerim işlerini dört dörtlük yapmıştır. Jandarma Genel Komutanlığı da bu başarıları nedeniyle takdirname vermiştir.”

Bu detay, duruşmanın en çok dikkat çeken noktasını oluşturdu.

Baba Büyükışık, kararı sert sözlerle eleştirdi:

“Sahtekarlıktan yargılanan kişilere takdirname vererek koruma altına aldılar. Mahkeme beraat ettirdi ama bize göre hukuk en ağır şekilde çiğnendi. Biz bu kararı istinaf ve Yargıtay’a taşıyacağız. Oğlumun katilleri ve onları koruyanlar yargılanmadan vazgeçmeyeceğim.”

“Devlet ancak adaletle vardır”

Duruşma sonrası adliye önünde açıklama yapan Büyükışık, şu ifadeleri kullandı:

“7 yıldır bize yapılan zulüm devam ediyor. İzmir 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 5 katilin, İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde 8 polisin yargılanmasına rağmen, bu kişileri korumak için sahte rapor hazırlayan astsubaylar beraat ettirildi. Devlet ancak adaleti sağlayabiliyorsa vardır. Adalet yoksa devletin kurumlarından da söz edilemez.”

Cumhurbaşkanı’na da çağrıda bulunan Büyükışık, “Sayın Cumhurbaşkanı, bu ses raporlarını dinleyin. Sahtekarlığı siz de duyun. Ondan sonra bana bu ülkenin hukukunu nasıl böyle işlettiğinizi anlatın” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi