Tanal paylaşımında, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin mülkiyetinde ve tasarrufunda bulunan Genel Başkanımızın İstanbul’daki çalışma ofisi günlerdir polis tarafından karakol, yatakhane, dinlenme tesisi gibi kullanılarak fiilen işgal edilmiştir” dedi.
CHP’li vekil, bu durumun hem mülkiyet hakkını hem de siyasi parti faaliyet özgürlüğünü ihlal ettiğini belirterek, “Anayasanın 35’inci maddesi ile güvence altına alınan mülkiyet hakkı, 68’inci madde ile korunan siyasi parti faaliyet özgürlüğü açıkça ihlal edilmektedir. Partimize ait binanın suyunu elektriğini izinsiz kullanmak, toplantı salonlarımızı kırıp zarar vermek, kapılarımızı tahrip edip araç park alanına çevirmek hem ceza hukuku bakımından mala zarar verme ve işgal suçunu hem de anayasal haklarımızın gaspını oluşturur” ifadelerini kullandı.
Durumu günlük hayattan bir örnekle anlatan Tanal, “Herhangi bir yurttaşın evine izinsiz girilip suyunu elektriğini kullanmak, kapısını kırıp eşyasına zarar vermek nasıl bir çökme ise partimizin ofisine yapılan da aynı hukuksuzluktur. Bu fiili işgalin tüm maddi zararlarını kim karşılayacaktır? Elektrik ve su faturalarını hangi hukuk anlayışı bize yüklemektedir?” sözleriyle tepki gösterdi.
Polisin görevini hatırlatan CHP’li Tanal, “Devletin kolluk kuvveti siyasi partilerin mülkünü işgal etmek, kaynaklarını tüketmek, kapılarını kırmak için değil; hukuku ve kamu düzenini korumak için vardır. Bu keyfi ve hukuk dışı uygulama derhal son bulmalıdır” dedi.
Yaşananları yalnızca parti mülküne değil, demokrasiye de saldırı olarak niteleyen Tanal, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin mülküne yapılan bu saldırı sadece bir binaya değil Anayasaya, demokrasiye ve halkın iradesine yapılmıştır. Bu işgal polis devleti anlayışının ve anayasal düzeni hiçe saymanın en açık göstergesidir” ifadelerini kullandı.
Açıklamasını partinin duruşunu vurgulayarak tamamlayan Tanal, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapıları hukuksuzluğa kapanır; demokrasiye ve halkımıza daima açıktır” dedi.
