Bodrumlu çocuklar 1968’in mayıs ayında Halikarnas Balıkçısı’yla bir söyleşi yapmışlar.

‘Şah boylum, Şebboy çiçek başındadır’ demiş Balıkçı, en sevdiği türküler sorusuna cevap olarak.

Ama, Balıkçı’yı en iyi anlatan ‘en sevinçli anınız’ sorusuna verdiği cevaptır: "Prosper Merime’nin Karmen’ini Türkçeye çeviriyordum. Esmer Güney kızı Karmen cıgaracı dükkanından bir mimoza demetiyle çıkar. Bunu çevirirken, neden benim esmer Bodrum kızlarım saçlarına birer mimoza demeti takmasınlar diye Paris’ten mimoza tohumları getirttim. Sokaklara diktim. Çiçek açtılar. İki Bodrumlu fukara kızı gördüm bir gün. Başlarına kopardıkları mimoza çiçeklerini takmışlardı. Geçtiler. Sevindim. İçimden ‘yaşayın çocuklar’ dedim."

Balıkçı’nın mimoza tohumu çiçek olmuştu. Çünkü, Balıkçı zahmet çekmişti, emek vermişti. Gönülden sevdalanmıştı. Kolay değildi ‘tohum’un ‘ha’ deyince çiçek olması. Tohum güneş ister, toprak ister, su ister ama en önemlisi emek ister, sevda isterdi.

Mimoza tohumlarının çiçek olması için zahmet çeken, emek veren, gönülden sevdalanan Balıkçı, 'yasemin'de yürek vurgunu yemişti.

***

“İstanköy’de, Bodrum’da çok güzel olacak bir çeşit yaseminden bir saksı çiçek getirdim. ‘Şehadeti yok’ diye merasimle saksıyı gözlerimin önünde denize attılar... Yahu, kurak bir yere yaprak getirmemişler, saksıyı öldürürken gözlerim yaşardı. Ama kıramadılar gönlümü. Gönlüm kendi acısının suyuyla çelik gibi dövüldü. Çabam hız aldı. Elbette bir gün onlar da gölgelenecekti. Yetişen çiçeklerin gölgesinde."

Yaşamı ‘çiçek gibi’ geçti Balıkçı’nın. Ama yasemin gibi değil, mimoza gibi. Yani çiçek gibi bir adamdı Balıkçı. Zorluklar, sıkıntılar, uzun mücadeleler, kalleşlikler. Kurulan pusular. Ama yiğitçe verilen mücadeleler sonunda, sevdalanarak, doğruluktan ayrılmadan, onurlu bir şekilde 31 Mart’ta kazanılan başkanlık.

‘Çiçek gibi’ bir adamın ‘çiçek gibi’ açması, Balıkçı’nın yasemini değil mimozası gibi umut oldu Türkiye’ye... Tohum ‘ha’ deyince ‘mimoza’ olmuyordu. Zahmet istiyordu, emek istiyordu, sevdalanmak istiyordu. Ekrem İmamoğlu ‘Gerçekçi ol, imkansızı iste’ diye düşündü ve ‘İstemek yetmez, olmak gerekir’ dedi. 31 Mart'ın seçilmiş Başkan’ı pusu kurularak gidilecek 23 Haziran seçimine ‘hodri meydan’ dedi. Ve 23 Haziran’dan da büyük bir zaferle çıktı…

Ekrem İmamoğlu demokrasiyle kazandığı başkanlığını elinden almak için türlü oyunlar çevirenlerin planları halkın Saraçhane de toplanması ve başkana destek olmasıyla altüst oldu…

Saraçhane meydanını dolduran onbinlerce yurttaş ellerinde mimoza çiçekleriyle demokrasiye, cumhuriyete, laikliğe saldıranlara karşı biz buradayız diyerek ayağa kalktılar.

‘Bu dünyada mükemmel insan yoktur, sadece mükemmel niyetler vardır’

Ekrem İmamoğlu ‘mükemmel niyetlerle’ yola çıkmış ve demokrasi yoluyla halk tarafında iki defa seçilmiş ve gönüllerde taht kurmuş bir belediye başkanıdır….

"Her şey çok güzel olacak" sloganıyla özdeşleşen İmamoğlu CHP’nin öz evladıdır, ve Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

Hadi o zaman İstanbul, çiçekler solmasın, mimozalar açsın

İstanbul’dan Türkiye’ye dağılsın açan mimoza çiçekleri...