İbni Sina’nın babası Abdullah’ın İsmaili tarikatından olduğunu okuyunca aklıma yıllar önce Utrecht-Hollanda’daki çocuk hastanesinde birlikte çalıştığım arkadaşım Afgan doktor geldi. Beni “cemaathane” dedikleri merkezlerine götürür orada sohbet ederdik.

O zamanki cemaat lideri, kaçıncısı olduğunu unuttuğum Ağa Han, bugün 50. İmam V. Ağa Han (Prens Rahim el Hüseyin) olarak hanedanlık geleneğini sürdürüyor.

İslam’ın bağnaz uygulamalarına karşı bu gizli felsefi muhalif hareket, bir İslam aydınlanması olarak 8. Yüzyılda ortaya çıkmış. Bir ara Mısır’da Fatımi Devletini kuracak güce ulaşan İsmaililer bugün de 10-15 milyon olarak dünyanın çeşitli yerlerine dağılmışlar.

İBNİ SİNA’NIN BABASI ABDULLAH

İslam’daki bu muhalif felsefi hareket için Abdullah bakın bin yıllarında Buhara’da neler söylüyor:

“…Biz İsmaililer, düşünen ve sorgulayan insanı her şeyin üzerinde gördüğümüz için dışlanıyoruz. İslam’ı bir silah gibi kullanan imamlar, kendileri gibi düşünmeyenleri kafir ilan ediyorlar. Zerdüşt, Süryani, Budist ve Yahudileri nasıl suçluyorsa bizi de öyle suçluyorlar. Oysa bizim İslam dini zemininde oluşan ahlak felsefemizde insanın özgürlüğü ve mutluluğu var! Biz, yoksullara kötü davrananların, haksız hüküm veren kadıların, rüşvet alan ve zorbalık yapanların cezalandırılmalarını istiyoruz. Bizim felsefemiz insan ve akıl önceliklidir; metafiziğe değil daha çok mantığı öne çıkaran Aristo’ya dayanır…

“İslamdaki dağılmanın temel nedeni insanların zorla Müslüman yapılmasıdır. Halife Ömer’in Mısır’da yaptıkları ile Emevi ve Abbasilerin din adına yaptığı katliamlar yenir yutulur gibi değil. Mısır’daki İskenderiye Okulu’nu İslamlaştırmak için büyük baskı yaptılar. Direnenleri kılıçlarla yok etmeleri yetmemiş gibi, İskenderiye Kütüphanesinde bulunan ve Yunan edebiyatının Arapça çevirileri olan binlerce kitabı, ‘gavurluğu öğretiyor!’ diye yaktılar…

“Zorla İslamlaştırmanın bir başka sonucunu Türkler arasında görüyoruz. Aslında Şaman olan bu insanlar kendilerini zorla Müslüman yapan köktendinci Hanefi Araplara, Ali’nin yanında yer alarak tepki gösterdiler ve daha insancıl bir İslam yorumuyla kendilerine Ali yanlısı anlamına gelen Alevi dediler…”

1000 YILDIR DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK

Din, en büyük egemenlik alanı! Bu nedenle her dinin -kötü niyetli- bağnazları, kendi egemenlik alanlarını genişletmek için onu hoyratça kullanmışlardır. Bunlar arasında elbette, İsmaililerin ilk ortaya çıkışındaki amacı taşıyarak İslam’ı korumak isteyenler de var! Ama nerdeee?