Meclis'ten geçen yeni düzenlemeyle turizm sektöründe çalışan işçilerin haftalık dinlenme hakkı fiilen ortadan kalkıyor. Artık 7 günde 1 gün yerine, 10 gün çalışıp yalnızca 1 gün izin yapabilecek olan işçiler, aralıksız uzun çalışma sürelerine mahkum ediliyor. Üstelik yeni uygulamayla birlikte fazla mesai ücreti hakkı da büyük ölçüde kaybolacak. Sadece turizm sektörüyle sınırlı kalmayacağı belirtilen uygulamanın, diğer sektörlere de yayılması bekleniyor.
Yeni yasayla birlikte, hafta tatilinde yapılan çalışmanın normal çalışma süresine denk gelen kısmı artık fazla mesai sayılmayacak. Böylece turizm işçileri, hafta tatilinde çalıştıklarında ek ücret alma hakkını büyük ölçüde kaybedecek.
Tüm işçiler için tehdit
Turizm sektöründe işçilerin sabrını taşıran bu düzenlemeye karşı Dev Turizm-İş Antalya Şube Başkanı Emrah Demir tepki göstererek şunları söyledi:
“Bu düzenleme, işçilerin yasal güvence altındaki dinlenme hakkını ortadan kaldırarak, çalışma sürelerini fiilen uzatarak emek sömürüsünü derinleştiriyor . Turizm emekçileri, yıllardır süren sezonluk güvencesizlik, uzun mesai saatleri, asgari ücrete dahi yaklaşamayan maaşlar, kalabalık ve sağlıksız lojman koşulları, moladan yoksun iş günleri ile yaşamaya çalışıyor. Tüm bu ağır şartlara rağmen üretimin yükünü sırtlayan işçiye şimdi bir de “hafta tatili hakkını da rafa kaldırıyoruz” denmektedir. Bu açıkça insan onuruna aykırı.
Bu düzenleme yalnızca turizm işçilerine değil, tüm emekçilere yönelik bir tehdit. Bugün “pilot uygulama” adı altında turizm sektöründe yapılan bu değişiklik, yarın diğer sektörlere yayılmak istenecektir.
Yaz sezonunda gece gündüz, ek mesai ücretlerimiz ödenmeden, dinlenme molaları, yemek molaları gibi haklarımız gasp edilerek, adeta dişini tırnağına takarak çalışan biz turizm işçilerine sezon sonunda reva görülen ya işten çıkarılma ya da askıya alınarak kışın sefalete terk edilme oluyor.
Eğer bir sektörde, o sektörde çalışmak isteyen işçi sayısı ihtiyacı karşılamıyorsa, ücret artışına gidilir. Bütün dünya haftalık 5 günlük çalışmanın altına inerken, bize 10 günde 1 izin reva görülüyor. Karşı karşıya kaldığımız zihniyet doymak bilmez bir grup azgın azınlık iken, çoğunluk olan biz işçiler bu duruma razı mı geleceğiz? Elbette hayır. Haklarımızı korumak, yeni haklar edinmek için bizler buradayız, mücadeleye devam ediyoruz."
“Dinlenemezsek iş verimliliği de düşer”
Sektörde uzun saatler çalışmanın yarattığı tükenmişlik, çalışanların yaşam kalitesini de doğrudan etkiliyor. Turizm çalışanı Nazlıcan Gökoğlu, uzun süre tatilsiz çalışmanın bedensel ve zihinsel etkilerine dikkat çekti:
“Fiziksel olarak işimizi yorucu, insan bedeni dinlenmeye ihtiyaç duyuyor. 10 gün aralıksız çalışmak, özellikle tempolu işlerde hem verimi hem sağlığı olumsuz etkileyebilir. Ama biz bu sektörde çalışmaya alışkınız, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Yine de sürdürülebilir olması açısından dinlenme molaları önemli. Turizm sektörü zaten yoğun bir tempo gerektiriyor; hızlı düşünmeyi, çözüm odaklı olmayı ve enerjik kalmayı zorunlu kılıyor. Yoğunluk arttıkça tükenmişlik hissi yaşanabiliyor. Önemli olan, bu yükü taşıyabilmek için destekleyici koşulların sağlanması.
Uzun süre tatilsiz çalışmak, sosyal hayatımızı ve ruh halimizi etkileyebilir. Yaşam kalitemiz sadece işle değil; dinlenme, kişisel zamanlarla da şekilleniyor. Bu alanlar daraldığında iş verimliliği de düşebiliyor. Tatil günleri hem sevdiklerimle vakit geçirmek hem de kendime zaman ayırmak açısından çok kıymetli. Bu günler olmadan hem işte hem özel hayatta denge kurmak zorlaşıyor. Ayrıca fazla mesai hakkı ortadan kaldırılıyorsa, çalışan açısından ciddi bir gelir ve motivasyon kaybı demektir. Hepimiz elimizden geleni yapıyoruz ama emeğin karşılığının verilmesi, iş barışını ve bağlılığını da güçlendirir.”
Bitkinlik iş kazasını getirir
Turizmde başlatılan bu düzenlemenin ardından, inşaat sektörü başta olmak üzere farklı sektörlerden de benzer taleplerin geldiği ortaya çıktı. TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’ndaki görüşmelerde işveren temsilcileri, düzenlemenin inşaat sektörü için de yapılması gerektiğini ifade etti.
Devrimci Yapı, İnşaat ve Yol İşçileri Sendikası (Dev-Yapı İş) Genel Sekreteri Nihat Demir, inşaat sektörü için de talep edilen düzenlemeyi değerlendirdi:
“Zaten bugüne kadar işçiye ait haklar fiili olarak gasp edilmiş durumda. Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı gibi zaten verilmesi gereken haklar bile verilmiyor. Uzun çalışma saatleri, inşaatlarda kriz nedeniyle işçilerin saat 22.00, 23.00, geceye kadar çalışmasına yol açıyor. Aslında işçiler tüm günü çalışarak geçiriyor. Şu an bu yasa geçse de geçmese de, sahada durum çok açık: İşçi neredeyse 7 gün 24 saat çalışıyor.
Ekonomik anlamda da işçiler tatil yapamıyor. Örneğin gurbetçi bir işçi, geliyor, yedi, sekiz, dokuz ay boyunca fullçalışıyor. Hafta sonu dinlenme hakkı dahi gasp edilmiş durumda. İşçi o gün izinde değil. Yüzde elli fazla mesai ücreti alması gerekirken, alamıyor. Kişiler, bırakın dinlenmeyi, oturmayı bile unutuyor. İnşaat işçileri zaten ağır ve riskli işlerde çalışıyor. İş kazaları, ölümler çok fazla yaşanıyor. Bir işçi hakkını aramak için mahkemeye gidiyor, 4-5 yıl boyunca adalet bekliyor ki kıdem tazminatını veya ihbar tazminatını alabilsin. Adalet duygusunun yitirildiği bir ortamdayız. Uzun çalışma saatleri, işçinin dalgınlaşmasına, yorgunluk ve bitkinlik yaşamasına neden oluyor. Bu da iş kazalarına yol açıyor.
Biz aslında haftalık çalışma süresini 45 saatten 35 saate, hatta 30 saate indirmeye çalışırken, şimdi yeni yasa tasarılarıyla dinlenme hakkını 10 güne çekmeye çalışıyorlar. Böyle bir ahlaki tutum olamaz. Toplum buna karşı bir refleks göstermeli. Avukatlar, hukukçular ses çıkarmalı. Türkiye’de işçiler, var olan yasalardan dahi habersiz. Mevcut haklarının bile farkında değiller. Şantiyelerde pratikte hiçbir şey uygulanmıyor. Orman kanunu mu dersin, mafya düzeni mi dersin… Kim güçlüyse, zayıfı eziyor. Şu an şantiyelerde yaşanan tam olarak budur.”
En çok çalışan ikinci ülkeyiz!
Artık tüm dünya yavaş yavaş 4 gün çalışmaya başlıyor. 2024 itibariyle pek çok alanda 4 gün çalışmaya geçen ülkelerin sayısı 12’ye yükseldi. Öte yandan OECD verilerine göre ise Türkiye, haftalık ortalama 45,7 saat çalışma ile dünyada en uzun çalışma sürelerine sahip ikinci ülke. Listenin zirvesinde 47,6 saat ile Kolombiya bulunurken, Türkiye’de haftalık yasal çalışma süresi, 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında 45 saat olarak belirlendi. Bu süre, basın ve denizcilik alanında 48 saate çıkarken, kamu çalışanlarında 40 saate, yer altı maden işçilerinde ise 37,5 saate kadar düşüyor.