İzmir’de önümüzdeki üç gün, 11-13 Ekm tarihleri arasında, İş Sağlığı ve Güvenliği ,tüm
boyutları ile ele alınacak. İzmir Sanayici ve İş Adamları Derneği(İZSİAD) tarafından Tepekule’de düzenlenecek zirve, Avrupa’da ve dünyada ilk üç sırada olduğumuz iş kazaları istatistiklerindeki yerimizi değiştirmeye yönelik önemli bir etkinlik olacaktır diye umuyorum.
Bilindiği gibi, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası 2012 yılında yürürlüğe girdi. Yasa, iş dünyası ve çalışanlar için temel yasalardan birisi. Bu yasa, tüm iş yerlerini ve çalışanlarını
Etkileyen ve Avrupa Birliği Muktesabatı kapsamında çıkan bir yasa. Ana çerçevesinde, tek bir çalışanın haklarının dahi ele alınması ve işyerlerini de iş güvenliği adına’ tehlike’ kategorilerine göre sınıflaması sözkonusu. Aynı zamanda iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu da getiren yasa, bu uygulama için 50 kişi çalıştırma kriterine atıfta bulunmuş, elliden daha az işçi çalıştıran kurumlar için zorunluluğun ileri tarihlerde başlaması öngörüldü.
İşletmeler için, işe giriş ve periyodik muayeneler ile acil durum planı, tahliye planı, risk analizi ile ilgili raporlamaları ve bildirim yükümlülükleri tanımlanmakta. Ayrıca,bu sorumlulukların yerine getirilmemesi durumunda ciddi para cezaları yaptırımı getirildi.
Elliden daha az çalışanı olan işletmelerde, her ne kadar, yasanın çıktığı 2012 yılı için, Haziran
2013 tarihi belirtilmiş ise de, daha sonra ötelenmiştir.
Bunun nedeni, tek bir kişinin bile çalıştığı işletmelerin, eğer yasanın bu maddesi yürürlüğe girse idi, iş güvenliği ve iş sağlığı hizmeti almak zorunda kalmaları nedeni ile karşılaşacakları maddi ve idari güçlüklerdir. Bu kapsama giren işletme sayısı oldukça fazla.
Bunlar arasında, meyve sebze yetiştiriciliği ve depolanmasında çalışanlardan mobilya ve
ayakkabıcılara, su ticareti yapanlardan eczanelere kadar bir çok işletme söz konusu. Ancak
bununla ilgili bazı kolaylaştırıcı uygulamalar devreye girmiştir. Örneğin küçük işletme sahiplerinin bizzat kendileri ya da görevlendirecekleri bir kişi internet ortamında eğitim alarak iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütebileceklerdir. Anadolu Üniversitesi'nin e-sertifika eğitimleri geçen ağustos ayı itibari ile başladı.
Ülkemizde, yüzde10’u kamuda olmak üzere, istihdam edilen 26 milyonu aşan çalışanın hepsini ilgilendiren bu yasanın yürürlüğe girmesinden bu yana altı yıl geçti. İşçi Sağlığı ve İş
Güvenliği, sadece ülkemiz için değil tüm dünyada önem verilen bir problemdir. Çalışma yaşamının en temel uygulamalarını içermektedir. Tüm çalışanların, üretim
sürecine katıldıkları çalışma ortamlarının, sağlıklı ve güvenli olmasının sağlanılması insani,
ahlaki, sosyal, hukuki ve ekonomik bir zorunluluktur.
Türkiye iş yaşamı için 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği yasası milat olmuştur.
İzmir Tepekule’de yapılacak bu zirve,konferans ve kongrelerle, yasanın uygulamaya başladığı
altı yıl süresince aksayan yönlerinin tespiti ve daha etkin uygulamalara yönelik deneyim
paylaşımları adına yararlı olacak, oluşan sorunlar için çözüm önerilerinin oluşturulması
ve üretilmesine zemin hazırlıyacaktır. Bir diğer katkısı da, hiç şüphesiz, İş Sağlığı ve İş Güvenliği kültürünün toplumda yaygınlaştırılması ve çalışan bireylerde buna yönelik algıda farkındalık yaratmasıdır.