Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), ülke ekonomisinin performansını yansıtan en önemli göstergelerden biri olan Dönemsel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYH) verilerinin 2025 yılı birinci çeyreğine (Ocak-Mart) ilişkin sonuçlarını kamuoyuyla paylaştı. Açıklanan verilere göre, Türkiye ekonomisi yılın ilk üç aylık döneminde, bir önceki yılın aynı çeyreğine kıyasla zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 2,0 oranında büyüme kaydetti. Bu büyüme oranı, bazı ekonomistlerin beklentilerinin bir miktar altında kalsa da, küresel ekonomideki belirsizlikler ve iç piyasadaki zorluklar göz önüne alındığında, ekonominin pozitif bir ivme yakaladığını gösteriyor. Ancak, büyümenin sektörel dağılımı incelendiğinde, bazı alanlarda güçlü bir performans sergilenirken, bazı kritik sektörlerde ise daralma yaşanması dikkat çekiyor.

İnşaat sektörü yüzde 7,3 ile büyümenin lokomotifi, bilgi ve iletişim faaliyetleri de güçlü

GSYH'yi oluşturan iktisadi faaliyet kolları incelendiğinde, 2025 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre en dikkat çekici büyüme performansı inşaat sektöründe yaşandı. İnşaat sektörü, toplam katma değeri yüzde 7,3 oranında artarak ekonominin lokomotif sektörlerinden biri oldu. Bu güçlü büyüme, özellikle kentsel dönüşüm projeleri, altyapı yatırımları ve konut talebindeki hareketliliğin bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

İnşaat sektörünüyüzde 6,1'lik büyüme ile bilgi ve iletişim faaliyetleri takip etti. Dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde, yazılım, telekomünikasyon ve diğer bilgi teknolojileri hizmetlerine olan talebin artması, bu sektörün güçlü bir şekilde büyümesini sağlıyor.

Diğer hizmet faaliyetleri yüzde 4,7, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 4,0, gayrimenkul faaliyetleri yüzde 2,4, ürün üzerindeki vergiler eksi sübvansiyonlar yüzde 1,8, genel hizmetler (ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmetleri) yüzde 1,3, finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 0,5 ve kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri ise yüzde 0,3 oranında artış gösterdi. Bu veriler, hizmet sektörünün genel olarak büyümeye pozitif katkı sağladığını gösteriyor.

Tarım ve sanayide endişe verici daralma: Üretimde kan kaybı sürüyor

İlk çeyrek büyüme rakamlarının en endişe verici yönü ise, ülke ekonomisinin temel direklerinden olan tarım ve sanayi sektörlerinde yaşanan daralma oldu. TÜİK verilerine göre, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörü 2025 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,0 oranında küçüldü. Bu daralma, gıda arz güvenliği ve tarımsal üretimdeki sürdürülebilirlik açısından önemli soru işaretleri yaratıyor. İklim değişikliğinin olumsuz etkileri, artan girdi maliyetleri ve tarımsal politikaların etkinliği gibi faktörler, bu daralmada rol oynamış olabilir.

Benzer şekilde, sanayi sektörü de (madencilik ve taş ocakçılığı, imalat sanayi, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı) yılın ilk çeyreğinde yüzde 1,8 oranında daraldıSanayi üretimindeki bu düşüş, ekonominin genel büyüme potansiyelini olumsuz etkileyen ve istihdam üzerinde baskı yaratan bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Küresel talepteki yavaşlama, enerji maliyetlerindeki artış ve tedarik zincirlerindeki sorunlar, sanayi sektöründeki bu daralmanın nedenleri arasında sayılabilir.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH'de artış

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi, bir önceki çeyreğe (2024 yılı dördüncü çeyrek) göre yüzde 1,0 oranında arttı. Bu veri, ekonominin çeyreklik bazda pozitif bir büyüme trendi sergilediğini gösteriyor.

Takvim etkisinden arındırılmış GSYH zincirlenmiş hacim endeksi ise, 2025 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2,7 oranında arttı. Bu rakam, yıllık bazdaki yüzde 2,0'lık büyümenin üzerinde bir değere işaret ediyor ve takvim etkilerinin yıllık büyümeyi bir miktar aşağı çektiğini gösteriyor.

GSYH cari fiyatlarla 12 trilyon lirayı aştı, dolar bazında 335,5 milyar dolar

Üretim yöntemiyle Gayrisafi Yurt İçi Hasıla tahmini, 2025 yılının birinci çeyreğinde cari fiyatlarla bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 36,7 oranında artarak 12 trilyon 125 milyar 173 milyon TL oldu. Bu yüksek artış, büyük ölçüde yüksek enflasyonun bir yansıması olarak değerlendiriliyor.

GSYH'nin birinci çeyrek değeri cari fiyatlarla ABD doları bazında ise 335 milyar 504 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Harcamalar yönüyle GSYH: Tüketim ve yatırımlar ılımlı arttı, ihracat yerinde saydı, ithalat yükseldi

Harcama yöntemiyle GSYH bileşenleri incelendiğinde, iç talebin görece canlı seyrini sürdürdüğü görülüyor. Yerleşik hanehalklarının nihai tüketim harcamaları, 2025 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 2,0 oranında arttı. Bu artış, tüketici güvenindeki kısmi iyileşme ve ertelenmiş talebin bir yansıması olabilir.

Devletin nihai tüketim harcamaları yüzde 1,2 oranında artarken, ekonominin gelecekteki büyüme potansiyeli açısından önemli bir gösterge olan gayrisafi sabit sermaye oluşumu (yatırımlar) ise yüzde 2,1 oranında arttı. Yatırımlardaki bu ılımlı artış, özel sektörün ve kamunun yatırım iştahının devam ettiğini gösteriyor.

Emekliye 'sıfır zam' endişesi Emekliye 'sıfır zam' endişesi

Dış ticaret cephesinde ise tablo pek parlak değil. Mal ve hizmet ihracatı, 2025 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak yüzde 0,01 gibi çok küçük bir oranda azalarak neredeyse yerinde saydı. Küresel ekonomideki yavaşlama ve artan rekabet, ihracat performansını olumsuz etkilemiş olabilir. Buna karşılık, mal ve hizmet ithalatı ise aynı dönemde yüzde 3,0 oranında arttı. İthalattaki bu artış, cari açık üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor.

İşgücü ödemelerinin GSYH içindeki payı arttı, net işletme artığının payı düştü

Gelir yöntemiyle GSYH bileşenleri incelendiğinde, işgücü ödemelerinin (ücretler, maaşlar ve sosyal güvenlik katkıları) 2025 yılının birinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 42,9 oranında arttığı görülüyor. Bu yüksek artış, asgari ücretteki ve memur maaşlarındaki zamların yanı sıra, yüksek enflasyonun da bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Net işletme artığı/karma gelir ise aynı dönemde yüzde 31,2 oranında arttı.

İşgücü ödemelerinin cari fiyatlarla Gayrisafi Katma Değer içerisindeki payı, geçen yılın birinci çeyreğinde %41,7 iken, bu oran 2025 yılı birinci çeyreğinde %43,7'ye yükseldi. Bu durum, büyümeden emeğin aldığı payın arttığını gösteriyor. Buna karşılık, net işletme artığı/karma gelirin payı ise geçen yılın birinci çeyreğinde %36,4 iken, 2025 yılı birinci çeyreğinde %35,0'e geriledi. Bu değişim, kârların büyümedeki payının azaldığına işaret ediyor.

Büyüme verilerinin anlamı ve gelecek beklentileri: Dengeli ve sürdürülebilir büyüme şart

2025 yılı ilk çeyrek büyüme rakamları, Türkiye ekonomisinin karmaşık bir tablo çizdiğini gösteriyor. Bir yanda inşaat ve bilgi-iletişim gibi sektörlerde güçlü bir performans sergilenirken, diğer yanda tarım ve sanayi gibi temel sektörlerde daralma yaşanması endişe verici. İç talebin canlılığını koruması olumlu bir gelişme olsa da, ihracattaki durağanlık ve ithalattaki artış, dış ticaret dengesi açısından risk oluşturuyor.

İşgücü ödemelerinin payındaki artış, çalışan kesimler için olumlu bir gelişme olarak değerlendirilebilir, ancak bu artışın yüksek enflasyon ortamında alım gücüne ne kadar yansıdığı önemli bir soru işareti. Ekonominin genel büyüme hızının ise, potansiyelinin altında kaldığı ve daha dengeli, kapsayıcı ve sürdürülebilir bir büyüme modeline ihtiyaç duyulduğu görülüyor.

Önümüzdeki dönemde, hükümetin uygulayacağı ekonomi politikaları, yapısal reformlar ve küresel ekonomik gelişmeler, Türkiye ekonomisinin performansını belirlemede kritik rol oynayacaktır. Enflasyonla mücadelenin kararlılıkla sürdürülmesi, mali disiplinin korunması, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve üretimi destekleyici politikaların hayata geçirilmesi, sürdürülebilir büyümenin temelini oluşturacaktır. Özellikle tarım ve sanayi sektörlerindeki daralmanın nedenlerinin iyi analiz edilmesi ve bu sektörleri canlandıracak stratejilerin geliştirilmesi büyük önem taşıyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ