İdeal kentler hangi gereksinimler karşılanınca ideal kent olur sorusunu işin uzmanlarına sorduk. Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İlker Kahraman, İzmim Hizmet ve Dayanışma Kooperatifi Başkanı Alp Burkut ve Türkiye Yapı Denetim Kuruluşları Genel Başkan Yardımcısı ve İnşaat Mühendisi Deniz Baran Çelik ile ideal kent nasıl olmalı sorusunun yanıtlarını aradık.

Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İlker Kahraman, ideal kentler için öncelikle yeni merkezler oluşturmamız gerektiğini ifade etti. Kahraman, nüfus arttıkça kentsel dönüşüm ya da yeniden yapılanma konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirterek, “İzmir’in Alsancak semtine Menemen’den de Bornova’dan da hemen hemen her ilçeden çalışmaya gelen var. Herkesin iş hayatını yerinde sürdürmesini sağlarsak nüfus yoğunluğunu azaltır, yeni merkezler oluşturarak ideal kent kavramına ulaşırız” diye konuştu.

Tehlikeleri öngörüp önlem almalıyız

Kahraman, ideal kenti oluşturmadan önce bizi bekleyen tehlikelere önlem almalıyız diyerek şunları ifade etti: “Şimdilerde nüfus artışı fazla. İklim değişikliği ideal kent kavramını fazlası ile etkiliyor. İzmir dahil birçok kentte sel baskınları oluyor. Deniz seviyeleri yükseliyor. Çeşitli simülasyonlara göre deniz 90 cm yükseldi ancak 120 cm yükselecek. Deniz seviyesinin yükselmesi ile ısının yükselmesi birlikte gerçekleşecek. Bu olduğunda nerede ise Menemen ovasına kadar kent sular altında kalacak. Bu bizi bekleyen bir tehlike. Halkapınar mesela İzmir’in şehir suyunun verildiği bir pınar olarak üzerinde tekne gezintilerini yapıldığı fotoğraflar var geçmişte. Ve o bölgeye çeşitli yamaçlardan gelen sular toplanıyormuş.

Şimdi o yamaçlardan geçen suların Bornova ovasından geçtiğini düşünüyoruz. Tarlaların olduğu yerlere binalar yaptık. Bunlar kentimizi etkileyen tehlikeler.” dedi.

İzmir'in merkezinden göç artıyor! İzmir'in merkezinden göç artıyor!

Sürdürülebilir Dönüşüm

Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Kahraman, Avrupa’da kent nüfuslarının Türkiye’deki kasabalar ya da ilçeler kadar olduğuna dikkati çekerek, nüfus yoğunluğunun az olduğu yerlerde dönüşümü sağlamanın daha kolay olduğunu belirtiyor. Kahraman, ideal kent için mutlaka bilimsel altyapılardan hareketle kültürle harmanlanmış, bilim ile desteklenmiş, gelecek kuşakların ihtiyaçlarını göz ardı etmeden sürdürülebilir kriterleri yerine getiren dayanıklı dirençli yapılar yapılması ya da dönüştürülmesi gerektiğini söyledi.

Trafik Engel

Kahraman, kentlerdeki yüksek nüfus ve trafik sorununun ideal kent önünde engel olduşturduğunu belirterek, “Trafik sorununu çözmek için yaptığımız şey yeni yollar inşa etmek. Ama yeni yol inşa etmek trafik sorunun arttırıyor. Biz bunu bilimsel olarak kanıtladık. Bunun yerine toplu taşımayı arttırmamız gerekiyor. Şehir merkezlerini de mümkün olduğunca yayalaştırmamız gerekiyor. İnsanlar işlerine, okullarına, hastanelerine yürüyerek gidebilecek şekilde planlama yapılırsa ideal kent kültürünü oluştururuz. Biz trafik oluşturan, park yapan araçlara aslında demirden duvar diyoruz. Kentte yaşayan insanların kentte deniz var ise deniz ile olan ilişkisini de yok ediyorlar” diye konuştu. 

Başkan Kahraman, nüfus yoğunluğunu merkezde azaltarak, şehrin çeperlerine de yeni merkezler kurulmasını öneriyor. Depremin İzmir’de ilke kez olmadığını anımsatan Kahraman, nüfus yoğunluklarını merkezden azaltarak iş ve yaşam alanlarını şehrin çeperlerinde kurgulanabileceğini söyledi. “Merkezin dışında da yeni merkezler oluşturulabilir. Atatürk zamanından Cumhuriyet köy denemeleri vardı. Cumhuriyet köy denemelerine bakarsanız dairesel şemalıdır. Merkez vardır merkezin etrafında genişleyen yerleşimler vardır. Akılcılığı göstermiş bir yaklaşımdır. Yeni merkezler kurup mevcut merkezlerin yoğunluğunu azaltırsınız merkezler arası iletişimi yükseltirsiniz. Dolayısı ile herkes Konak’ta Alsancak’ta olmak zorunda kalmaz.” Diye konuştu.

AkropolisantikkentibergamaÖzgürlük adası

Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı İlker Kahraman, ideal kentten önce kentin tanımını şöyle yaptı: “İdeal kent kavramından önce kent ne demek ona bakmak lazım. Kentin en sevdiğim tanımı özgürlük adası. Ama baktığınızda mesela uygar kelimesi Uygurların kentleşmesinin medeni halinden geliyor zaten medeni kelimesi de Medine’den geliyor yani Medine kentinin güzelliğinden kentin kültürel ilişkisinden kentin kültürel ilişkisi de civilization (uygarlık) kelimesinden geliyor aslında o da kenti tarifliyor. Kibarlık bile kentten geliyor. Kentin kültürle doğrudan ilişkisi var. Demek ki kent dediğimiz şey bilgi ile harmanlanmış, kültürle değerlendirilmiş insanlarında özgürlük adası olarak anabilecekleri mekanlardan bahsediyoruz. Bir kere kent bu. İdeal ya da değil tanım bu.”

Kırsal Dönüşüm Şart

İZMİM Hizmet ve Dayanışma Kooperatifi Başkanı Mimar Alp Burkut, ideal kentleşmeler için kırsal dönüşümü başlatmamız gerektiğini belirtti. Burkut, “Anadolu Coğrafyamızın tamamında altyapı ve arıtma maliyeti hızlı ve ekonomik olarak yapılmalı. Yeşili, doğası, tarım ve hayvancılığı geleneksel olarak planlamalıyız. Yeni yerleşim alanları planlanmalı. Okul, yetimhane, sağlık yapısı, spor alanları ve kültür merkezleri insancıl ölçekte olmalı ve bu yerleşim yerlerinde yeşil mutabakata uygun üretim yapılmalı.” Diye konuştu.

Kırsal Dönüşümün hemen başlaması gerektiğini belirten Burkut, “Ölçek küçültmek şart. Ortalama 20.000 nüfuslu 1000 adet köy oluşturulmalı. Büyükşehirlerde yaşayan farklı mesleklerdeki insanların yeni yerleşkelere eşit olarak kaydırılmalı. Kritik öneme sahip sanayi alanlarının deprem ihtimali düşük yerlere taşınması gerek. Çıkan imar barışlarını iptal ederek, deprem acımızın yaralarını sarmak adına bir fırsat olarak kırsal dönüşümü başlatmalı ve başarmalıyız” dedi.

Acil Önlem Planları Yapılmalı

Türkiye Yapı Denetim Kuruluşları Genel Başkan Yardımcısı ve İnşaat Mühendisi Deniz Baran Çelik ise ideal şehirleşme kavramının yeni şehirler kurulması ile mümkün olduğunu vurguladı. Çelik, “Mevcut yapı stoklarımıza bakıldığında yapı denetim kurumları tarafından denetlenmemiş birçok yapımızın bulunduğu projeksiyon nüfusu çok fazla olan şehirlerimiz için acil önlem planları oluşturulmalı. Deprem olgusu şehirleşmeyi olumlu yönde etkilerken, ülkemizdeki gibi yapı stoğunun yüzde 55 kısmı 1999 yılı öncesi yapılmış yapıları bulunan şehirlerimizi olumsuz yönde etkiliyor.” 1999 yılı öncesi binalarda oturanların, binalarının deprem performans analizini yaptırması konusunda uyardı.

Çelik, bu konuda alt yapı fizibilitesi iyi yapılmış ve ticari ve ikamet amaçlı kamuya ait yapıları da dahil eden imar planları Yapı Denetim Kurumları gözetiminde yapılması gerektiğini söyledi.  

Editör: Reyhan Senay