Bir yerimiz varsa bu dünyada,

Her şey insanca olmalı,

Sevmek de yaşamak da ölmek de!

(Edip Cansever)

Kaiserdi Alman futbolunda Franz Beckenbauer, yani “İmparator”… Yıllarca forma kuşandı Bayern Münih ve Alman Milli Takımı’nda. Dünyada 'Futbolcu ve Teknik Direktör' olarak kupa kaldıran iki isimden biridir. (Diğeri de Brezilya efsanesi Zagallo’dur.)
19 yıllık futbolculuk yaşamına 4 Almanya Kupası, 5 Bundesliga Şampiyonluğu, 1 Kupa Galipleri, 3 Şampiyon Kulüpler, 1 Kıtalararası, 1 Avrupa Şampiyonluğu, 1 Dünya Kupası sığdırmıştır. 100 barajını aştığı Milli Takım’da 50 kez onbirinin önünde yeşil zemine ayak basmıştır. Tapılacak kadar tribünlerin sevgilisi olmuştur. Zarif futbol stilindeki 'libero' kavramının patenti onundur.

***

70’li yıllarda siyah-beyazlı TRT’de onun kaptan çıktığı Avrupa maçlarında Bayern’in en büyük rakibi Ajax’ta “Sarı Fare” Cruyff’la ikili mücadelelerini izlemeye doyamazdık. Dinamo Kievli Blokhin’le de!..
'Yılın Futbolcusu' ödüllerinin de abonesidir! Futbolu bırakmış, Alman futbolunun başına geçmiştir. Kendi ifadesiyle “Futbolun Öğretmeni”dir, bize göre de 'Karizma, Kariyer, Vizyon'dur.
Futbol kitabında yerini almıştır, Alman futbolunun tarihini yazanların da başındadır Beckenbauer!..

***

Dünyanın en sevilen Almanı İmparator’un öyküsünde derin acıyı tattığı bir dönem vardır. Üç çocuğundan Stefan da babası gibi futbolu seçmiştir, Ama babasının başarısının yanına asla yaklaşamamıştır. Franz, futbol dolu günlerinde ailesine hiç zaman ayıramamıştır. Mesela baba-oğul bir kez olsun Münih’in en ünlü parkı Englischer Garten’i birlikte dolaşamamıştır. Otomotiv devi BMW’nin dillere destan müzesini gezememiştir. Mesela oğlunun doğru dürüst bir maçını izleyememiştir. Küçükken bir sinemaya, lunaparka götürememiştir. Stefan futbol dergilerine verdiği röportajlarda 42 yaşında babasıyla biraraya gelebildiğini, sevgisini tadabildiğini aktarmıştır.

***

Ama çok geçtir çok, Stefan rahatsızlanır. Teşhis; kanserdir! İmpararator’un dünyası kararmıştır! Bütün dostları yardım elini uzatsa da sonuç acımasız olacaktır. Fransa'da bir hastane kontrolünde babasının kolundayken yığılır Stefan. Kendisini tutup kaldırmak isteyen babası oğlunun şu sözleriyle sarsılır: "Baba biliyor musun, kaldırdığın kupaları hiç sevmedik. Maçları kazanıp kupa kaldıracağın zaman annem Brigitte TV’yi kapatırdı. Kupalarını hiç sevmedik baba!"
Beckenbauer, o koskoca 'Futbolun İmparatoru' hıçkıra hıçkıra ağlamaktadır. Üç ay sonra Stefan’ı yitirir. 'İmparator' küsmüştür, yakınlarına da, "Kazandığım kupalarımı alın, bana
Stefan'a sarılabileceğim iki dakika verin!" diye yakınır.

***

Benzer dramı, esprili kişiliği mütevazılığıyla ünlü işadamı Sakıp Sabancı da engelli oğlu Metin’de yaşamamış mıydı? “Otomobiller üretiyorum ama oğlum birini bile kullanamıyor” sözleriyle üzüntüsünü dile getirirdi hep Sakıp Ağa. Bugün 49 yaşındaki Metin için tüm engelli çocukların yaşama kazandırılması için misyon üstlenmişti.

***

İmparator da olsan, kupalar da kaldırsan, Karun gibi zenginlik, Sakıp Ağalık neye yarar sevdiklerin, canın ciğerin gittikten sonra? “Pozitif düşüneceksin. Hayata sımsıkı sarılmaktan, işinden kafanı kaldırıp sevdiklerinle vakit geçireceksin. Sevecek sevileceksin ki hücrelerin yenilensin” sözleri ne doğrudur Shakespeare’in?
Sevmek yürek ister; para pul şan şöhret değil!

***

“Kaiser” Beckenbauer vatandaşı Goethe’nin şu sözlerine keşke -zamanında- kulak verseydi;
“Sevmeye zaman ayır, bu daima seni güçlü kılar!”
Hayatın uzatma dakikaları…
90 artı 1’i yok! Yok!..