Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), son iki haftada önceki iki haftaya göre Afrika'da vaka sayılarında yüzde 20 artış görüldüğünü açıkladı.

Açıklamada, önlemlere uyulmaması, artan nüfus hareketi ve kıtanın güneyinde kış mevsiminin başlamasının birçok ülkede COVID-19 riskini artırdığına dikkat çekildi.

Ayrıca bu vaka artışının COVID-19 aşı sevkiyatlarının durma noktasına geldiği bir zamanda yaşandığının altı çizildi.

1,3 milyar doz aşıdan yalnızca yüzde 1'i Afrika'da

Aşıların tüm insanlara ulaşmasını sağlamak için DSÖ tarafından oluşturulan COVAX planı işe yaramıyor.

Dünya geneline sunulan 1,3 milyar doz aşının yalnızca yüzde 1'i Afrika'da uygulandı ve bu oran gün geçtikçe düşüyor. 

Nüfusun sadece yüzde 2'si aşı oldu

Açıklamada, yaklaşık 20 Afrika ülkesinin elindeki dozların üçte ikisinden fazlasını tükettiği hatırlatılarak, dünya nüfusunun yüzde 24'ü en az 1 doz aşı olmuşken, Afrika'da nüfusun sadece yüzde 2'sinin aşı yaptırabildiği vurgulandı.

DSÖ Afrika Direktörü Matshidiso Moeti, birçok ülke riskli grupların yanı sıra çocukları dahi aşılarken, Afrika ülkelerinin ikinci doz aşıları bile temin edemediğini söyledi.

"Aşıları paylaşın"

Moeti, önemli ölçüde aşılamanın yapıldığı tüm ülkeleri elindeki aşıları paylaşmaya çağırdı.

Afrika Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (Africa CDC) Direktörü Dr. John Nkengasong, bugün, G7 ülkelerine çağrı yaparak, aşıların tedarikindeki eşitsizliğin önüne geçilmesini istedi.

"Çocukları aşılamayı bırakıp fakir ülkelere aşı gönderin"

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, bir dizi zengin ülkenin artık çocukları ve gençleri aşıladığını, yoksul devletlerin ise sağlık çalışanlarını ve en savunmasız grupları bile zar zor aşılamaya başladığını vurguladı.

Genç ve sağlıklı insanlara aşı sunmak yerine ülkeleri, dozlarını COVAX küresel aşı paylaşım planına vermeye ve böylece tüm ülkelerde en çok ihtiyacı olanların korunmasını sağlamaya çağırdı.

"Şok edici küresel eşitsizlik"

Tedros Ghebreyesus, erişimdeki bu eşitsizlik karşısında, aşıların gelişine rağmen dünyanın bu yıl muhtemelen daha fazla ölüm göreceği uyarısında bulundu.

"Bu salgının ikinci yılı ilkinden çok daha ölümcül olma yolunda ilerliyor" dedi.

Tedros Ghebreyesus, "şok edici küresel eşitsizliğin" salgını sona erdirmenin önündeki en büyük risklerden biri olduğunu açıklamıştı.

Çin'den "aşı stokçuluğu" suçlaması

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, bazı gelişmiş ülkeleri, COVID-19 salgınında tamamen kendi vatandaşlarının aşılanmasına öncelik vererek "aşı stokçuluğu" yapmakla suçladı.

Vang, gelişmiş ülkelerin çoğunun aşılamada "önce ülke içi" yaklaşımını benimserken Çin'in yurt dışına 350 milyon doz aşı yolladığının altını çizdi.

Aşı milliyetçiliği nedir?

Aşı stokçuluğu gibi aşı milliyetçiliği de bu dönemde gündemdeki yerini aldı.

Aşı milliyetçiliği, ülkelerin aşı üretimi için temel bileşenleri biriktirmesi ve aşı kaynaklarını paylaşmayı reddetmesi olarak tanımlanıyor.

Bu kavram, bazı hükümetlerin kendi nüfusunu aşılamak için ilaç firmalarıyla anlaşma yapma ve başka ülkelerin önüne geçmesiyle ortaya çıktı.

Güney Afrika Devlet Başkanı'ndan "Aşı milliyetçiliği" açıklaması

Afrika Birliği Dönem Başkanı ve Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, koronavirüsle mücadelede aşı milliyetçiliğinin sürdürülmesinin tüm ülkelerin kurtuluşunu tehlikeye attığını açıkladı.

Virüsün dünyadaki eşitsizliği derinleştirdiğine işaret eden Ramaphosa, "Aşı milliyetçiliği sorunundan derin endişe duyuyoruz. Bu sorun, çözülmemesi halinde tüm ülkelerin kurtuluşunu tehlikeye atacak" açıklamasını yaptı.

AB "Aşı milliyetçiliği" suçlamalarını reddetti

Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, AB'nin aşı milliyetçiliği yaptığı iddialarını reddetti. Michel, AB'nin ABD veya İngiltere gibi aşıların ihracatını toptan yasaklamadığını, ihracatı hiçbir zaman durdurmadığını belirtti.