Hazırlayan/ Serdar Çelenk

Ben de davete icabet edip, bir taksi ile düğünün yapılacağı dağ köyüne ulaştım. Davetlilerin araçlarının park ettiği dar köy yolundan kiliseye ulaşmak sadece birkaç dakika sürdü.

Damadı sarhoş ettiler

Kilise ve çevresindeki ağaçlar süslenmiş, davetliler gelinin gelmesini bekliyorlar. Ancak esas tiyatro damadın evinde yaşanıyor. Arkadaşlarının sarhoş ettiği damadı tam bir maymuna çevirmişler. Damatlık ceketini ters yüz edip, pantolonun önünü arkasına giydirip damadı ortalarına almış eğleniyorlar. Bununla da kalmayıp, videosunu, resimlerini çekip sosyal medyada paylaşıyorlar.

Neyse sonunda damadı duşa sokup ayılttılar. Elbiselerini giydirip kilisenin yolunu tuttular. Diğer davetlilerle birlikte gelini beklemeye başladılar. Damat tam ayılmamış olsa da, heyecanlı olduğu belli.

Gelin konvoyu geliyor

Bir anda korna sesleri ile bir telaş başladı. Süslü bir arabadan inen gelini akrabaları ve nedimeleri götürüp, kilisenin kapısındaki damada törenle teslim ettiler.

Restorasyonu yeni yapıldığı duvarlardaki resimlerden belli olan küçük ama tarihi kiliseyi tıklım tıklım dolduran davetliler de en az damat ve gelin kadar heyecanlı ve mutluydular. Tören sırasında çiftlerin başına atılan pirinçler de, damadın sırtına atılan yumruklar kadar çoktu. Oldukça ağdalı dualar ve ilahilerle yarım saat sonra dini nikah töreni tamamlandı.

Kilise düğününden önce bebek

Tamamlanmasına tamamlandı da baktık bir tören hazırlığı daha yapılıyor. Ortaya getirilen kalaylı büyük bir kazan ve küçük bir yatak, hemen bir vaftiz töreni yapılacağını belli etti.

Vaftiz annesinin kucağında getirilip soyulan minik bebek kilisenin akustiğini de kullanıp yeri göğü inletiyor. Çocuğun kimin olduğunu anlamaya çalışırken, arkadaşımızın yaptığı açıklama ile şaşkınlığımız bir kat daha arttı.

Meğer 22 yaşındaki gelin ile 25 yaşındaki damat iki yıl önce evlenmişler. Bir de çocukları olmuş. Ancak kilise nikahı olmadan evli saymayan çevreleri nedeni ile bu töreni yapmışlar. Vaftiz törenini de aradan çıkarmışlar.

Sonradan öğrendiğime göre, önce resmi nikah yapıp, ev kredisi, eş durumundan tayin gibi işleri halledip, daha sonra dini nikah törenini yapmak son zamanların modası olmuş.

Düğün yemeği

Eh tören kısmı bitince iş düğün yemeğine geldi. Yemek damadın ablasının sahibi olduğu Köşk restoran düğün yemeği için özel hazırlanmış. Gençler, yaşlılar, amcalar teyzelerin doldurduğu restoran köyün küçük meydanını tamamen kaplıyor. Masaların üzerini dolduran önce mezeler, sonra et ve deniz ürünleri şarap ve uzo eşliğinde tüketilirken, müziğin nameleri de, kafalar da yükselmeye başladı.

Adet üzeri sahneye çıkıp zeybekiko oynayan damada davetliler sişe şişe şampanya açtırıyor, zavallı damat da her birinden birer kadeh içmek zorunda kalıyor. İşi çığrından çıkartıp, şampanyaları kolisi ile yere vurup patlatmak yemeğe tavan yaptırdı diye düşünürken başka bir süprizin bizi beklediğinden habersizdik.

“O beyaz at buraya gelecek”

Ayakta durmakta zorlanmasına ragmen, mükemmel dans eden damat, bir ara durlu ve ; “O beyaz at buraya gelecek. Ben de üstünde oynayacağım.” Şaka maka, arkadaşları köyden dediği atı bulup getirdiler. Küçücük sahneye getirilen atın üzerine çıkıp dans eden damadın şovu bence yemeğin zirvesiydi.

Bir ara yaşlı bir kadının masada kalp krizi geçirmesiyle eğlence duraksadıysa da, ambulansın kadını hastaneye götürmesi ile yine kaldığı yerden devam etti.

Akşam 11 de başlayan düğün yemeği de böylece sabahın ilk ışıkları ile tamamlanmış oldu. Normal turistlerin yaşaması neredeyse imkansız olan bu güzel ve yerel etkinliği yaşadım ve hafızama da kolay kolay silinmeyecek şekilde yerini aldı.