Yazı Dizisi / Misket DİKMEN

Tanıtım Bakanlığı'nın Urumçi'deki temsilcileri Kaşgar'a kadar bize eşlik ediyorlar. Grubumuz giderek büyüyor. Urumçi Kaşgar arası uçakla 2.5 saat. Kaşgar'da da yine sıcak bir karşılama. Burada Türkçe daha yaygın. Anlaşma konusunda çok da zorluk çektiğimiz söylenemez. 'Yagşi musıs Adaşi?' diyerek selamlıyorlar bizi. 'Nasılsınız, iyi misiniz arkadaşlar?' Biz teşekkür ediyoruz. Ama burada bu sorunun cevabı 'rahmet!'

Kentin merkezine rehberlerimizin söylediği Türkçe şarkılarla varıyoruz.

Kent üçgen şeklinde kurulmuş. Merkezde büyük meydanda İdigah-Edgar Cami var.
Caminin kurucusu Zülfiye adında bir kadın. Mekkeye hacca gidecekken vaz geçip hac tasarrufuyla bu camiyi yaptırmış...

550 yıl önce 1468 yılında Ming döneminde inşa edilmiş. Kuruluşundan bu güne görev alan tüm hatip ve imamların isim listesi ve diğer belgeler Kaşgar Müzesi'nde koruma altındaymış. 1962 yılında Şincan'ın tarihi eserler listesine 2001 yılında da UNESCO koruma listesine alınmış. Camiye çok önem verildiği üç kez büyük restoraston yapıldığı yatırım ve yenilemenin devam ettiği belirtiliyor.
Caminin imamı Mehmet Bey karşılıyor bizi. Geniş bir bahçe içinde yer alan tek katlı, ahşap işçiliğinin dikkat çektiği, sade ve geleneksel yapıya davet ediyor. Bahçenin huzurlu hali, binanın sadeliği etkileyici.

İmam arzu edenlerin namaz kılabileceğini söylüyor. İçerde de bizi bilgilendiriyor. Elbette söz müslüman nüfusun durumu, inanç özgürlüğü ve teröre de geliyor.

Mehmet Bey'in buna dair acı bir hikayesi var. Dedesi de babası da bu camide imamlık yapmış. 2014 yılının 3 Temmuz sabahı namazdan sonra birlikte camiden çıkarken babası teröristler tarafindan öldürülmüş. Bu olaydan sonra alınan önlemleri anlatıyor ve diğer soruları yanıtlıyor.

“O acı günün ertesinde bütün camilerin imamları bir araya geldik. Güvenliğin sağlanması konusunda ortak karar alıp gönüllü olarak kamera sistemi kurduk. Devlet de bu konuda destek verdi. Yardımlara da devam ediyor. Din adamlarının donanımını arttırmak için eğitime davet ediyor. Fakülte düzeyinde ücretsiz eğitim veriliyor. Camilerde Kuran içerikli özel bir eğitim verilmiyor. Din adamları da sigorta sistemi kapsamına alındı. Cuma günleri 400-500 kişi ibadete geliyor. Özgür bir ibadet ortamı var. Dini etkinlikler koruma altında tutuluyor. Çin yasalarına göre gençlerin 18 yaşından önce hangi dinden olursa olsun ibadethanelere girme yasağı var. Müslümanlar aşırı dincilerden çok zarar gördü. Biz burada bütün etnik gruplar nar çekirdeği gibiyiz. Dayanışma içindeyiz.”

Gece Çarşısı

Şincan Uygur Özerk Bölgesi Altay, Tanrı ve Kundun Dağları ile çevrili. Ortada uçsuz bucaksız Taklamakan Çölü. Dağlar hep karlı. Soğuk, dağlardan dağlardan geliyor üstümüze.Yapayı, doğalı bütün göller, kanallar donmuş. Hayvanseverler için bu bölge pek uygun değil. Herkeste kürk paltolar, başlıklar...

Kaşgar'ın ışıklı akşamında Gece Çarşısı'na gidiyoruz. Gece Çarşısı özel aydınlatmasıyla büyüleyici bir görüntüye sahip Eski Kaşgar Kenti'nin karşısında. Geniş bir ana caddeyle çevrilmiş. Çarşı cıvıl cıvıl. Genci yaşlısı... Sanki bütün Kaşgar burada. Çarşının geniş bir bölümünde yerel yiyeceklerin, atıştırmalıkların yer aldığı küçük küçük dükkanlar var. İnsanlar için müzik ve dans yaşam biçimleri gibi. Her çarşı, müze, okul, fabrikanın mutlaka bir konser salonu var neredeyse. Burada da çok geniş yuvarlak masalarda grupların bir yandan yemek yediği bir yandan dans ve müziklere eşlik ettiği bir salonda yiyiyoruz biz de yemeklerimizi. Lezzetli yemekler damak tadımıza hiç yabancı değil. Sahnede bir düğün temasında yöresel danslar, müzikler... Uygurlar'ın yabancı konuklara ilgisini, gösterdiği yakınlığı anlatmaya da sözcükler yetmez.

Eski Kaşgar'dan bu güne

Yusuf Has Hacib'in, Kaşgarlı Mahmut'un ili Kaşgar. Adını yeşim taşından alan bir masal kenti. Kaşgar 2000 yıllık bir şehir. Antik kentin tarihi de bin yıl.

Kentin dört kapısı var. Biz doğu kapısından girdik. Ama tam bir karşılamayla girdik. 500 metre uzunluğunda bir cadde ve 5 pazardan oluşuyor eski kent.
Bu bölge tamamen restorasyon görmüş. Restorasyon için hem halka danışılmış hem de destek alınmış.Tüm bu yenileme süreci, kentin eski halinden aslına uygun bu güne evrilme süreci, geleneksel yaşam biçimi, kültürü ve tarihi Kaşgar Etnografya Müzesi'nde maketler, canlandırmalarla, modern müzecilik anlayışıyla sergileniyor.
Kentin 2010 yılında başlayan yenileme calışmaları 5 yıl sürmüş.
Daha önceleri 800 dükkan varmış. Restorasyondan sonra bu sayı 2002' ye yükselmiş. Bu dükkanların her biri aynı zamanda bir ev. Kent kuruluşundan bu yana hem ticaret hem yaşam merkezi. Bin yıldır bu gelenek hiç bozulmamış.
Bugün bu yenilenen Eski Kent'te 12 bin aile yaşıyor. Nüfusu 40 bin.
Çarşıda el sanatları üreticileri, zanaatkarlar, aktarlar, şapka ve kürkçüler, ipekçiler, değerli taş işlemecileri, hem yapıp hem çalıp hem de söyleyen geleneksel müzik aletleri ustaları, bakırcılar, yorgancılar, yemişçiler... Tam bir görsel şölen.
Hiç yabancı hissetmiyorum kendimi. Turistik bir Anadolu kentinde gibiyim. Esnaf, , çalışanlar, ahali çok sıcakkanlı, konuksever.
Bu coğrafyada insanlar uzun yaşıyor.100 yaşını görenlerin sayısı çok. İnsanlar bunu biraz da Uygur Tıbbı'na bağlıyor. Uygur tıbbının geliştirdiği 88 özel ilaç var .
Bu ilaçların hepsini bu çarşıda bulabilirsiniz. Bitkilerden, çeşitli hayvanlardan elde edilen ilaçlar çok ilgi çekiyor.

Selamet'in Evi

Antik Kent'teki turumuzda bir Kaşi evine konuk oluyoruz. Aynı ailenin kuşaklar boyu yaşadığı ev iki katlı. Geniş bir avlusu var. Anadolu'da benzerlerine sıkça rastlanan öylesine bizden bir ev. Avlu halı kaplı. Etrafta sedirler, önlerinde meyve, kurabiye, kuru yemişlerle donatılmış sofralar, üstü açık avluyu dallarıyla örten bir ulu incir ağacı, avluyu ısıtan kocaman bir soba, halılar, geleneksel başlıklar, çalgılar, giysiler, keçeden yapılmış el sanatı eşya, ipekler... Bu ortam bende yine komşu kızı duygusu yaratıyor. Aile geçimini turizmden kazanıyor. Lezzetli kurabiyelerden tadarken mutlaka tarifini almalıyım diye düşünüyorum. Ye, tat nereye kadar? İkramın sonu gelmiyor. Hele ki beğendiğinizi hissetsinler başınızdan ayrılmayıp sürekli tazeliyorlar. Müzik de dans da ara vermiyor.

Biraz sonra yerel giysili, dünyalar güzeli bir kadın geliyor. Önce dans ediyor. Sonra da bizi selamlıyor.

“Evime hosgeldiniz bu bir avlu evi. Sizleri evimde ağırlamaktan çok mutluyum. Gördüğünüz gibi evimin avlusunda 60 yaşında bir incir ağacı var. Uygur'da bir söz vardır. Evinde incir ağacı varsa sivrisinek yok demektir.”

Aklıma bizim ocak ve incir ağacı ikilisi geliyor.

O devam ediyor. “Bizde konuklar meşrep ile ağırlanır. Meşrep birlikte konuklarla şarkı söyleyip dans etmektir.” Müzik yeniden başlıyor herkes meşrebe katılıyor. Bir ara baş başa sohbet ediyoruz.
Adı Selamet Gül. 32 yaşında. 3 çocuk annesi. Asıl patron o. Ev kendisininmiş. Ailesi kuşaklardır bu evde yaşıyormuş. Daha önce rehbermiş. Eski kentin restorasyon sürecinden sonra istifa edip burada kendi işini kurmuş.

“Evler yenilenirken devletten destek aldık. Başka kadınlar da aldı. Burada kadınlar iş kurmalari için özellikle teşvik ediliyor. Devletten destek görüyorlar. Bir çok kadın bunu yapıyor. Kendi işini kuruyor. Çesitli işler yapıyorlar. Kışın çok turist olmuyor. Yazın turist sayısı artıyor. O zaman en az 12 kisi çalıştırıyorum.
Komşularımı ve akrabalarımı da çalıştırıyorum. Yılda 200 bin yuen kazanıyorum. Kendime hedef koydum. Önümüzdeki yıl 500 bin yuen kazanmayı hedefliyorum.”
Eşini soruyorum. 'Destekliyor mu?' diyorum. Soruma şaşırıyor. 'Niye?' der gibi bakıyor.

“Elbette. Buradaki bütün kocalar karılarını destekler. Ama kocam istemeseydi de yapardım.” Kucaklaşıyoruz. Fotoğraf çektiriyoruz. 'Yine gel' diye kardeşçe boynuma sarılıyor. Bir dahaki gelişimde kurabiyelerin tarifini alacağımı söylüyorum.
Genel izlenimim bölgede kadınların her yerde etkin olduğu. CRI Türkçe Servisi Müdürü sevgili çevirmenimiz Hakan'a göre buradaki kadınlar erkeklerden daha çalışkan. Daha güçlü.

Kashi Serbest Ticaret Bölgesi

Serbest Ticaret Bölgesi Kaşgar Kalkınma Projesinin bir parçası.İpek Yolu'nun önemli bir merkezi. 2015 yılında hizmete açılmış . Ekonomik Ticaret ve Kalkınma Bölgesi havaalanı ile iç içe. Kuzeyinde planan Çin -Gürcistan -Özbekistan -Pakistan demiryolu hattının başlangıç noktası. Üç boyutlu bir ulaşım ağı oluşturulmuş. Bölgenin açılması Kaşgar’ı bağlantı noktası olarak görürsek bu güzergahın en önemli merkezi. Büyük bir işlem ve lojistik nokta.Tarihten bu yana İpek Yolu'nun önemli duraklarından biri olan Kaşgar’dan iki günde önemli kentlere ulaşım sağlanabiliyor.
Serbest Bölge temsilcisi anlatıyor: “Komşu ülkelerin birinci ticaret ortağıyız. Sıkı işbirliği içindeyiz. Kaşgar’da alt yapı tesislerinin birbirine bağlılığı çok önemli. Çin’in iç kesimiyle Orta ve Batı Asya arasında önemli bir bağlanti noktası. Çin'in kuzeyi, doğusu ile Kaşgar üzerinde tren seferleri başladı. İç kesimlerden Kaşgar üzerinden kuzey ve güney Asya ülkelerine gidiyor. Önümüzdeki beş yıl içinde kargolar Güney Asya üzerinden İstanbul'a ulaşacak. Bu arada Afrika'yla da bağlantılarımız güçlendirilecek. Böylece dışa açılma sürecimiz de hızlanacak.
Komşu ülkeler de ekonominin gelişmesini Kuşak ve Yol İnisiyatifine bağladı. Çin’de Şincan'a yardım projesi var. Şincan-Uygur Özerk Bölgesi Yoksulluktan Kurtulma ve Kalkındırma Projesi. Bu kapsamda Kaşgar'a katkı sağlamak ve istikrara kavuşması için Çin’in doğu bölgesinden büyük şirketler geliyor, burada fabrikalar kurup üretime başlıyor. Sadece geçen yil 24 şirket geldi. Şu an bölgede 13 bin yerli halk istihdam ediliyor. Bir işçi bir ailenin yoksulluktan kurtarılmasını sağlar. Bu da 13 bin ailenin yoksulluktan kurtulması demektir. Önümüzdeki yıl 10 bin kişinin daha istihdamının sağlanması hedefleniyor.” Bu serbest bölge açık bir sergi alanı aynı zamanda. Alıcı firmalar burada ürünleri de görme olanağına sahip.

Diğer yazılar:

Çin'in başdöndüren yükselişi 1

Dünya ailemizdir 2

Şincan Şincan meyli (güzel) Şincan 3

Urumçi'de 2. Gün 4 

Hedef: Halkın yoksulluktan kurtulması 5

Merhaba Kaşgar 6

Kaşgar Eğitim Merkezi 7